"Bay Jeon acil görmeniz gereken bir şey var!" asistanım İrene'in bağırışı ile başımı iğnesini yaptığım kediden kaldırmış sorgularcasına kapı tarafına doğru bakmıştım. İrene'in endişeli ve şaşkın bakışları ile kaşlarımı çatmış kediyi tedavi masasında bırakarak merakla İrene'in peşinden gitmiştim.
"Neler oluyor İrene neden bağırıyorsun?"
"Bay Jeon çabuk şuna bakın kapıda bu minik şeyi buldum hasır sepetın içindeydi ve ağlıyordu." diyerek sepeti kaldırmış ve üstünde ki örtüyü açmıştı. Gördüğüm şey ile kaşlarım hayretle yukarı kalkmış ağzım bir karış açık kalmıştı. Sepetin içinde yavru bir melez vardı. Sarı saçları nerdeyse gözüne geliyor , kulakları sesler yüzünden sürekli hareket ediyor ve minik ağzı ile de sarı-turuncu kuyruğunu emiyordu. Ancak örtünün açılması ile kocaman gözleriyle bana bakmış kuyruğunu ağzından çekerek hızlıca gözlerini kırpıştırmıştı. Ardından kulaklarını tekrar oynatarak ağzını şapırdatmıştı. Bu melez de neyin nesiydi? Burada ne işi vardı? Sahibi yok muydu? Neden sepetin içindeydi ve özellikle buradaydı?
Aklım bu düşünceler ile doluyken sepetteki minik beden daha fazla sessiz kalmamış ağlamaya başlamıştı. Muhtemelen ilgi göremeyince üzülmüştü.
"Bay Jeon ağlıyor ne yapmalıyız?" diye sordu İrene hafifçe sepeti sallamaya başlarken ancak bu işe yaramamış minik bedenin daha fazla ağlamasına sebep olmuştu.
"Bilmiyorum İrene şimdilik sen onu oyala ben içerideki kediyi tedavi ettikten sonra daha ayrıntılı bakalım." dememle İrene kafasını sallamış pes ederek minik bedeni kucağına almıştı. Ben ise son kez olanları idrak etmeye çalışarak minik bedene bakmış odaya geçmiştim. Tedavi masasında sessizce yatan kedinin yanına gidip başına kaşınmaması için yakasını taktıktan sonra kucağıma almış hayvanları tedavilerinden sonra koyduğum odaya ilerlemistim. Kediyi nazikçe yuvasına koyduktan kapısını kapatmış odadan çıkmıştım. Evet şimdi ilgilenmem gereken başka bir konu vardı ve bu baya önemliydi. Yavru bir melez ile baş başaydım ve her ne kadar veteriner dahi olsam ne yapacağım hakkında fikrim yoktu. Üstümde ki bedenime yapışan önlüğü çıkartıp astıkdan sonra İrene'nin yanına varmıştım.
"Ne oldu uyuyor mu?" derken eğilip minik bedenin yüzüne bakmıştım. Her ihtimale karşı dikkatli olup sessiz konuşmuştum.
"Biraz zor oldu susturmak ama en sonunda uyudu Bay Jeon."
"Güzel." diyip yorgunlukla koltuğa atmıştım bedenimi. O an fark etmemiştim ama cidden aşırı cırtlak bir sesi vardı melezin ağlarken.
"Ne zaman buldun bu şeyi öylece sepetin içinde miydi ses falan mı duydun?" diye sormuştum aklımda düşünceleri netlestirmeye yarayacak cevaplar alırım ümidiyle.
"Ben sadece ağlama sesi duydum Bay Jeon. Daha sonra kapıyı açıp bakındığım da yerde sepetin içinde duran bu şeyi gördüm. Sadece kulakları görünüyordu ve ağlıyordu. Sepeti kucağıma aldığımda sustu hemen bende anında sizi çağırdım"
"Hiç not falan yok muydu yada ne bileyim bırakan kişiye dair iz veya kanıt?" derken hâlâ sorularıma cevap alamadığım için sıkıntıyla derin bir nefes almıştım.
"Sadece bu vardı Bay Jeon." diyip elindeki mavi bilekliğe benzer şeyi uzatmıştı. Merakla elime alıp incelemeye başlamıştım. Ancak üzerine bir yazı yazması ile kaşlarım zaten çatılıyken daha çok çatılmıştı. Kim Taehyung.
Kim Taehyung bu minik melezin ismi miydi?
"Taehyung" diye mırıldandım yanımda ki minik bedene bakarken. Mırıldanmam ile kulakları anında ileri-geri hareket etmiş gözlerini aralayarak bana bakmıştı. Mırıldanmama mı uyanmıştı yoksa ismini seslenmeme miydi bilmiyordum ancak uyanmasıyla hemen minik tüylü kuyruğunu bileğime dolaması bir olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐌𝐞𝐥𝐞𝐳 | 𝐓𝐚𝐞𝐤𝐨𝐨𝐤
FanfictionMinik melez Taehyung ile onu sahiplenen dövmeli ve yakışıklı veteriner Jungkook.