"Mother Mother - Body"
onu her gördüğümde kaçıyordum. sete geldiğinde, çekime geldiğinde ve karşılaştığımızda kaçıyordum. aramızda rol icabı diyaloglar olmasaydı belki de hiç konuşmayacaktık.
makyajım için odaya doğru giderken birisi bileğimi sıkıca kavrayıp bembeyaz olan duvara yaslandığımda soluk alış verişleri hızlanmış göğsüne çarpan siyah irislerine yansıyan minho görmemle afallamıştım. "neden benden kaçıyorsun?" dedi kaşları çatık bir şekilde. "hangi kuşlar cıvıldadı senden kaçtığımı?"
gözlerinin içinde ateş kavrulup yanıyordu. "eğer bu saçma kaçma işine devam edersen seni pişman ederim. anladın mı beni?" dilini ağzının içinde gezdirerek benden bir cevap beklemişti. bileğimi hem canım acıyana kadar hem de iz çıkana sıkıyordu. "hm?"
"anladım." titrek sesimle kıkırdamış, "güzel." diyebilmişti. bileğimi yavaşça bıraktığında bozulan kıyafetini düzeltti. o beni odada yalnız bırakırken bense orda nefes kontrollerimi düzeltmeye çalışıyordum.
🐺
dudaklarının arasında sabitlenmiş sigarayı parmaklarındaki aralığa tutturdu. "peter han." dedi ilk defa, soyadımı söylerek gözlerimin içine bakıyordu. "senden başkasına dokunmadığımı çok iyi biliyorsun." sigarasını yere atarak ayağıyla küllerini ezdi. günahkâr elleriyle ellerimi tutup yüzümüzü birbirine yakınlaştırdı. "bana güveniyor musun?"
"güvenmiyorum." sesim acınası çıktığında başımı aşağı eğdikten bir iki saniye sonra güldüm. kahkahamı tutamamıştım, lee know'un ıslak kirpiklerinin farkında değildim.
ona baktığımda ise gözlerinin içi kıpkırmızıydı. ıslanmış kirpikleri, yanaklarına süzülen gözyaşları her şeyimi darmadağın etmeye yetiyordu. "ağlama." dedim mırıltı çıkartarak. "ağladığımı kim söylemiş?" tek elimi bırakıp yanaklarınında duran ıslaklıkları sildi.
özlem gidermiştik birbirimize, tek ağlamasıyla duygularımı mahvetmişti. sınırlarımı mahvetmişti.
doyasıya öpüştük. yatta, manzaramızın tadını çıkartarak her tarafında seviştik. şaraplarımızın tadını, birbirimize düşkünlüğümüzü bu film sayesinde ortaya çıktı.
merhaba.
bu fıcı hemencecık bıtırmek ıstıyorum baska bır fıc yayımlayacagım ve bunun ıcın cok heyecanlıyım soylemek gerekırse
sorumluluk alan bırısı olmadıgım ıcın ıkı fıcı aynı anda devam ettıremıyorum😁
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hizmetkâr, minsung
Fanfiction"her şeyiyle sana sunulan bir lee minho'u kabul etmek yerine öylece bırakıp gitmeyi seçersen han jisung, herkesin sana diyeceği tek bir kelimesi vardır." angst degıl a
