Chanyeol ve Baekhyun endişeyle yüzüme bakıyorlardı. Derin bir nefes aldım. "Acınacak haldeyim değil mi?"
Chanyeol bana yaklaşıp içeri aldıktan sonra ateşimi kontrol etti.
"Bu ne hal?" demişti yalnızca Baekhyun. Chanyeol Baekhyun'a içeri geçmesini söyledi beni banyoya sürüklerken. Üzerimdekileri çıkararak küvete ılık su doldurup banyodan çıktı. Ilık suya girdiğimde bir nebzede olsa kendimi iyi hissettim bu pek uzun sürmesede. Gözlerimden yaşlar süzülürken gözlerimi karşımdaki duvara dikmiştim. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama birden telaşla Chanyeol ve Baekhyun içeri girmişti. Baekhyun kapının girişinde bizi izliyor Chanyeolsa beni sarsıyordu. İlk defa bu kadar güçsüz hissediyordum. Ben onun beni sevmeyen yanıyla savaşamamıştım. Benden sıkılmıştı. Annem dışında biri ilk defa beni bu kadar sevmişti, neden böyle olmuştu bize. Arkadaki sesler boğuklaşıyor, gözlerim kapanıyordu.Gözlerimi açtığımda üçüde telaşla beni izliyorlardı. Kimse konuşacak cesareti bulamıyordu. Boşboğaz Baek bile. Jun'u hangi ara çağırmışlardı? Saat kaçtı? Sehun ne yapıyordu? Beni sormuş muydu? Beni seviyor muydu? Sevmiyordu. Doğrulup telaşla beni izleyen gözlere baktım. "Sizi de korkuttum kusura bakmayın."
Chanyeol sinirle cevap verdi."Yetersiz beslenmeden ve yeteri kadar uyumadığın için halsiz düşmüş vücudun. Kendini öldürmeye mi çalışıyorsun sen?" Sona doğru sesinin yükselmesiyle Baekhyun onu sakinleştirmek adına ellerini elleri arasına almış oynuyordu. Baekhyun birden Chanyeol ve Jun'u odadan çıkarmış kapıdan bana dinlenmesi söylemişti. Tahminimce şimdi Chanyeol'a kızıyordu. Gözlerim kolumdaki seruma takılmıştı. Sanırım içine uyku ilacıda katmışlardı. Ağırlaşan göz kapaklarımı taşıyamaz olmuştum.Uyandığımda hava yeni yeni aydınlanmaya başlamıştı. Kolumdaki bitmiş serumu kendim çıkarıp mutfağa ilerledim. Buzdolabindan reçel çıkarıp bıçak yardımıyla reçeli ekmeğe sürüp birkaç ısırık aldım. Yiyemeyeceğimi anladığında ekmeği çöpe atmıştım. Kaldığım odaya gidip montumu alıp evden çıktım. Marketten birkaç paket sigara alıp site sakinleri için olan oturma alanlarından birine oturarak sigaramı yaktım. İlk paketimi bitirdiğimde başım dönüyordu uzun zamandır sigara içmediğim için. İkinci paketimi de bitirdiğimde yüzümde acı bir gülümseme oluşmuştu.
"Ben yine sigara kokuyorum ama artık yasemin kokusu yok." Seslice söylediğimde daha çok canım yanmıştı. Yanıma lise çağlarında bir çocuk oturmuş beni izlemeye başlamıştı. Okul zamanı olmalıydı, üniforması ve çantasını düzeltip kalktı yanımdan omzumu sıkarak sanki her şey geçecek der demek ister gibi. Gelen servisine binince servisi gözden kaybolana kadar arkalarından baktım.Servis gideli yarım saat kadar olmuştu, üzerimi sirkeleyip ben de kalkmıştım. Evin olduğu kata geldiğimde bildiğim kapı şifresini tuşlayarak eve girdim. Yeni uyanmış ve sinirden deliye dönmüş halde odamdan çıkan Chanyeol'u gördüğümde gözlerimle içeri girmesini işaret etmiş ardından odaya girmiştim. Saat ona geliyordu Baekhyun çekim için, Junsa okul için evden ayrılmış. Chanyeol yatağa oturduğunda dizlerine başımı koyup uzandım. En son çocukluğumda Chanyeol beni böyle teselli ediyordu dizlerimdeki yaraları sarıp saçlarımı okşayarak. Aradan kaç yıl geçmesine rağmen yine içim huzurla dolmuştu saçlarımla oynamasıyla. "Anlatmayacak mısın?" dedi birden. Gözlerimi kapadım. "Anlatacağım ama lafımı bölersen devam edebilir miyim bilemiyorum." diye başladım söze. "Sana bahsettiğim çocuk, son bir aydır garip davranıyordu geçen hafta gitti ve bir hafta sonra size geldiğim gece eve döndü. Berbat bir haldeydi, beni bilirsin ben teselli etmem insanları. Açıklama dahi beklemedim ondan, yalnızca eskisi gibi kollarımda kaybolsun istedim, oysa sanki bir şeylerin bittiğini belli etmek istercesine itti beni." Chanyeol bir süre ekleyeceğim bir şey var mı diye hiçbir şey söylemeden bekledi. Sonunda konuşamayacağımı anladığında konuya girdi. "Neden böyle yaptığını sordun mu ona?"
"Sormadım bana anlatmasını bekledim, o her şeyini bana anlatırdı. Ben onu kollarımla sarar, dudaklarımla iyileştirirdim."
"Bizim eşek sıpasının aşk yüzünden geldiği hale bak" dedi birden kahkaha patlatarak. Ben de gülmüştüm söylediği cümleyle.Zorla beni tekrar banyoya sokmuştu Chanyeol. İki gün uyumuşum Chanyeolden duyduğuma göre. Banyodan çıktığımda bana kahvaltı hazırlayıp zorla yedirmişti tabaktaki tüm yemekleri. "Sabah seni odada bulamadığımda aradım, o çocuk açtı."
Elimdeki çatalı istemsiz olarak sıkmıştım. "Ağlayarak açtı ve eğer yerini biliyorsam söylememi istedi." Söyledin mi ona? "Hayır söylemedim." Konu hakkında yorum yapmamıştım, düşünürsem Sehun'a dönecektim.
"Hyung ben uzun zaman önce sana verdiğim evin anahtarını alabilir miyim?" Chanyeol ayağa kalkmış eski bir anahtar getirmişti. "Belki bir gün gidersin diye ben ayda bir temizletiyor bakımını da yaptırıyordum."
Teşekkür ederim Chanyeol.
"Okulun ne olacak? onun için şirketi bile bırakmıştın."
"Mesele benim açımdan hiçbir zaman okul değildi Chanyeol." Chanyeol'un az çok olayları tahmin edebildiğini bildiğimden rahatlıkla ağzıma geleni söylüyordum. Ayaklandığımda Chanyeol elime kartını tutuşturmuş, bir taksi ayarladıktan sonra taksiye binerken stajyerken kullandığım telefonu verip taksi parasını ödemişti.Pek bilinmeyen bir sahil kasabasında beyaz bir evin önünde durduğunda indim taksiden. Elimdeki anahtara baktım, içeri girebilecek kadar cesaretim yoktu. Annemi benden alan eve girebilecek kadar cesaretim yoktu işte. Kapının önüne oturduğumda Chanyeol ile olan anılarımız aklıma geldi. Chanyeol ve ailesinin yıllar önce sattığı hemen bizim evin yanındaki eve baktım. Benimde satmamı söylemişti ama annemden kalan son şeye kıyamamıştım sanırım. Oturduğum yerden kalkıp elimdeki anahtarla kapıyı açıp içeri girerek hızla kapıyı kapatmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
сигарета и жасмин (sigara ve yasemin) #sekai
Fanfictionama olmadı işte Yeol sonuçta ruhsuz bir beden işe yaramaz.