Sehun'u zar zor içeri alıp salondaki koltuğa uzandırdıktan sonra ayılması için kahve yapmaya mutfağa gitmek üzereydim ki kolumdan çekip dengemi bozduğunda üzerine düşmüştüm.
"Sehun bırakta sana kahve yapayım, bitirmem gereken bir maketim var."
Gözleri dolmuştu.
"Kyungsoo seni çok seviyor teşekkür için onu dışarı çıkar."
"Bunun için mi kör kütük sarhoş evime geldin."
"Evet yani hayır ama çıkar ben ona söz vermiştim."
"Sen söz vermişsin."
Ağlamaya başlamıştı, inanılmaz bir gücü vardı sürekli beni sarsıp sayıklıyordu.
"Söz verdim dedim, söz verdim ben, ben söz verdim, Jongin söz verdim, söz"
Daha fazla dayanamayarak ağzını kapattım.
"Anladım Sehun söz verdin, gideceğim onunla yemeğe."
Daha çok ağlamaya başlamıştı bu sefer.
"Ona sakın umut verme Jongin."
"Sen istiyorsun diye yemeğe çıkıyorum, derdin ne senin?"
Ağlaması dinmeye başladığında mırıldanarak konuşuyordu.
"Ben istiyorum diye hm?"
"Kyungsoo'ya mı aşıksın? Ne bu kıskanç tavırlar."
İçten içe ona aşık olsun istemiyordum.
"Ben aşık mıyım? Ama ben daha önce kimseye aşık olmadım ki Jongin."
Siktir içimi kemiren bu histe neydi böyle, yani Oh Sehun Kyungsoo'dan mı hoşlanıyordu? Ve onun için benimle konuşuyor onunla yemeğe çıkmam için sarhoş olup gelip bana ağlayıp benim kalbimi paramparça ediyordu. Kusacak gibi hissediyordum, bu berbat bir histi. Sehun Kyungsoo'yu seviyor mu bilmiyorum ama benim Sehun'u sevdiğim kesin. Daha fazla bu iğrenç hisse dayanamayarak ayağa kalkmıştım ki Sehun yeniden ağlamaya başlamıştı.
"Sana kaç kere daha gitme demem gerekiyor."
"Kahve yapıp geleceğim Sehun."
"Eğer..." bir süre dudaklarını büzüp düşündü, böyle yapması onu öpmek istememe sebep oluyordu. Sanırım Sehun'un kokusundan ben de sarhoş olmuştum.
"Eğer gidersen seni öperim."
"Sen Kyungsoo'ya aşıksın, beni öpemezsin Sehun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
сигарета и жасмин (sigara ve yasemin) #sekai
Fanficama olmadı işte Yeol sonuçta ruhsuz bir beden işe yaramaz.