"Sen ve Junmyeom ne kadar yakınsınız?" "
"Efendim?"
Bu soruyu beklemiyordum.
"Ne kadar yakınsınız onu sordum."
"Lise son sınıftan beri tanışıyoruz tek arkadaşım diyebilirim."
Anladığını belli eder gibi sesler çıkardı.
"Peki neden Junmyeom dışında kimseyi kendine yaklaştırmıyorsun?"
"Jun yetiyor."
"Okulda buzlar kralı olarak anılıyorsun Jongin, kimse senin hakkında bir şey bilmiyor."
"Sıradan biriyim de ondan."
"Profesörler bile seni konuşuyor Jongin ne sıradanı?"
"Sen, bir dakika ne?"
"Diyorum ki bana kendinden bahset, seninle Junmyeom'dan bile daha yakın olmak istiyorum."
"Çok isterdim ama okuldakilerin ağzına dedikodu vermek gibi isteklerim yok Sehun. Tek isteğim iyi bir dereceyle mezun olmak."
"Bölümünün birincisisin Jongin ve her konuştuğum kişiyle dedikodum çıkmıyor."
"Kore'de binlerce okul var Sehun."
"O zaman ders çalışalım birlikte."
"Genelde evimde çalışıyorum."
"İzin verirsen sana gelirim, orada çalışırız."
"Tek masam var."
"İstemiyor musun Jongin? Neden sürekli bahanelerin arkasına sığınıyorsun?"
"İstemiyor değilim ama Jun dışında kimseyi evime davet etmedim gerçi Jun'u da ben davet etmiyorum kendi geliyor."
"Sanırım şu ana kadar kendin hakkında kurduğun en uzun cümleydi."
"Öyle miydi?"
"Kabul ettin sayıyorum Jongin, sana haftalık programımı atarım."
"Bir dakika biz böyle..."
Çalan telefonuyla lafım kesilmişti telefonla konuşmak için ayağa kalktığında kötü hissediyordum. Daha önce Jun dışında kimse evime gelmemişti, birinin neredeyse her gün evime gelecek olması beni çok geriyordu. Telefonla konuşmasını bitirip telefonunu bana uzattı.
"Numaranı gir."
İtiraz etmeden telefonu elime alıp numaramı girip kendimi çaldırdım. Numarasını kaydedip ayaklandım. Kalkalım geç oluyor. Masaya dönüp çantalarımızı toplarken aklıma gelen şeyle bir süre duraksadım.
"Yalnızca çalışacağız Sehun, beni sosyal hayatına dahil etmeye çalışırsan anlaşmamız bozulur."
Sehun gülümseyip onayladı. Kafeden çıktığımızda evlerimiz farklı yönlerde olduğu için ayrıldık.Eve gelip kendimi koltuğa attığımda telefonumun çalmasıylar bakmadan açtım. Beni arayan tek kişi Jun olabilirdi. "Pezevenk utanmıyor musun arkadaşını elalemin adamının dizine uzandırmaya."
"Yixing gelmişti sevgili arkadaşım acil konuşmamız gerekiyormuş."
"Özür diledi ve seviştiniz değil mi?"
Junmyeom'un telefonda yankılanan kahkahasıyla kulağımdan telefonu uzaklaştırmıştım.
"Uyandırabilirdin beni."
"Denemedim mi sanıyorsun?"
"Sehun ne alaka peki?"
"Yoldan geçen herkese sordum bir tek Sehun kabul etti, insanları nasıl bu kadar korkuttun anlamıyorum Jongin."
"Yaptığım bir şey yok."
"Üslubun insanlara hakaret eder gibi olduğundan dolayıdır."
"Sikerim seni Jun."
Gülerken fazla ses çıkarıyordu, siniririm zaten bozuktu ve bu artık katlanılmaz bir hal alıyordu.
"Kapatıyorum ve sevgiline sevgilerimi ilet."
"Kuzum senden korkuyor Jongin. Bunu ona iletemem, sütten kesilirse nasıl beslenirim ben."
Yaptığı imayla midem bulanıyordu.
"Sana iyi süt içmeler o zaman."Telefonu kapatıp laptobumu şarja takarak, banyoya girdim. Duş alıp tüm gün yerde uzandığımdan dolayı kirlenen kıyafetlerimi kirli sepetine attım. Duşumu alıp çıktıktan sonra evimi temizlemeye başladım. Küçük bir evim olduğundan dolayı işim çabuk bitmişti. Saat 10 civarı laptobumu şarjdan çıkararak yatağıma girmiştim ki mesajlaşma uygulamasından gelen Sehun'un gönderdiği dosyaya bakma zahmetine girmeden uyumuştum.
Sabah uyandığımda pek sabah sayılmasada Sehun'dan gelen saatler önceki günaydın mesajını cevaplamıştım. Bugün dersim yoktu tüm günümü yeni bir çizim programı öğrenmeye ayıracaktım. Masama oturmuştum ki çalan telefonuma baktım. Sehun arıyordu. Telefonu cevapladım.
"Dersim bitti."
"Peki."
"Nerdesin?"
"Evdeyim."
"Konum atmaya ne dersiniz bay ağzından cımbızla laf alınan Jongin?"
"Ben onu tamamen unutmuştum."
"Programa bakmadın değil mi?"
"Evet."
"Gelince ben anlatırım o zaman."
Cevabımı beklemeden telefonu yüzüne kapatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
сигарета и жасмин (sigara ve yasemin) #sekai
Fanficama olmadı işte Yeol sonuçta ruhsuz bir beden işe yaramaz.