Telefonu sinirle Sehun'un elinden aldım, Sehun'a susmasını söyleyen bir işaret yaptım ardından. Telefonu kulağıma götürdüğümde tahminim doğruydu telefondaki kişi babamdı.
"Sana bu kadar ileri gitmeni söyleyen kimdi? Biz böyle anlaşmamıştık. Sen oğlumu bitirmişsin."
"Başından beri Sehun bu yüzden mi yanımdaydı bay Kim?"
"Jongin?"
"Yalnızca soruma cevap verin bay Kim."
"Jongin oğlum bak.."
"Bay Kim bu yaşıma kadar beni oğlunuz olarak kabul etmediniz lütfen şimdide beni oğlunuz olarak görmeyin. Ayrıca Sehun'a gelecek olursak teşekkür edebilirsiniz gayet iyi rol yapıyor bir daha böyle bir plan yapma gereği duyarsanız kullanabilirsiniz onu."
Duyduklarımdan sonra hala Sehun'un elinde olan yüzüğü sinirle çekip alarak taksiye ilerlemeye başladım.
"Jongin bir dinle beni." dedi Sehun dolan gözleriyle. Bağırarak ağlayan Sehun'u aldırmadan taksiye bindim. Junmyeomdan gelen aramayı reddedip Ghim şirketine sürmesini söyledim bu defa taksiciye. Gitmeden önce babamın hayatını mahvedecektim. Hem benim hem annemin hayatını mahvettiyse bunun bedelini ödemeliydi. Şirkete geldiğimde sekretere Bay Ghim ile mühim bir konu hakkında konuşmam gerektiğini söyledim.
"Randevunuz yok ise sizi Bay Ghim ile görüştüremem mümkün değil."
Bayan Kim'in oğlu Jongin'in geldiğini iletirsiniz. Bir kağıt rica edebilir miyim kalemle birlikte?
Kadının verdiği kağıda numaramı yazıp bırakmıştım.
"Bu numaradan bana ulaşabilir, şu an bile bildirirseniz tahminimce geri dönüş alabiliriz."
"Acil bir durum muydu bayım?"
"Evet, hem de fazlasıyla acil bir durum."
Kadın birileriyle konuşup beklememi söylemişti. Yarım saatin ardından içeri yaşlı bir adam girmişti. Ayağa kalkıp selamladım onu. Beni bir odaya buyur edip önden ilerlemeye başlamıştı. Arkasından yaşlı adamı takip edip odaya girdiğimde o oturduktan sonra koltuğa oturdum. Yaşlı adamın bana baktıkça gözleri doluyordu.
"Ne için gelmiştin genç adam."
"Öncelikle sizi bu saatte rahatsız ettiğim için üzgünüm Bay Ghim. Fakat annem hakkında bilmeniz gereken bir şey olduğunu düşünüyorum." Yaşlı adam tümüyle bana odaklanmıştı.
"Düşündüğünüz gibi annemin ölüm sebebi olanları kaldıramaması değil babam yani Bay Kim'di."
Kaşları çatılan adam devam etmemi ister gibi konuşmadan yüzüme bakıyordu.
"Bay Kim sizinde yaptığınız gibi asla beni kabul etmedi. Annem buna halihazırda üzülüyordu. Çocukluğumda bir kez bile ne sevdi ne öptü beni. Daha sonra anneme yaptığı ziyaretler de azaldı. Annem intihar ettikten sonra Bay Kim ile yaşadım bir yıl. Üniversiteyi kazandığımdaysa ayrıldım ordan. Geçen hafta eski evimize gittim ve annemin mektup kutusunu buldum. Babamla olan mektuplardı bunlar." Cebimden çıkardığım kağıdı önüne bıraktım.
"Tarihe bakarsanız anlarsınız zaten Bay Ghim. Diyeceklerim bu kadardı, zahmet edip buraya kadar geldiğiniz için teşekkür ederim. Sizden tek ricam lütfen yaptıkları yanına kalmasın, benden annemi sizden tek kızınızı aldı sizin de bu suçta payınız olsada." Ayağa kalkıp eğilerek tekrar selamladım ağlayıp annemin ismini sayıklayan yaşlı adamı. Şirketten çıktığımda gelemeyeceğime dair mesaj attım Chanyeol ve Junmyeom'a. Açık bir eczane gördüğümde girip iki kutu uyku ilacı alarak çıktım ordan. Sona gelmiştim, sahil kenarına gidip taşlardan birine oturdum. Denizi izlerken tüm haplar avuçlarımdaydı. Bir avucumdaki haplara bir de sudaki yansımama baktım. Bitmiştim, annem gitti gideli bitmiştim ben. Annem bunun için kızmayacaktı nasıl olsa bana, kıyamazdı zaten bana. Hapları ağzıma atıp yutmuştum. En azından Chanyeol'a veda etmen gerekiyor diyen vicdanım susmuyordu.
Telefonumu çıkarıp yavaştan üstüme çöken uykuyla bunu hızlıca yapmam gerektiğini anladım. Yazamayacak kadar yorgun hissediyordum. Ses kaydediciyi açıp konuşmaya başladım.
"Hatırlıyor musun Yeol annem ölmeden önce bana okumam için Dorian Gray'in portresini vermiştin. Orada çok güzel bir söz vardı 'Bir adam bütün dünyayı kazanıpta ruhunu kaybederse ne geçer eline' diye. Dansı bırakarak zaten ruhumu küstürmüştüm kendime. Çalışarak, okulda en iyisi olarak o boşluğu doldurduğumu zannettim hep yaşayan bir morondan farksız olmadığım halde. Sonra sevgilim çıktı karşıma bir anda. Ruhumu tamamiyle bana geri kazandırıp ardından tekrar kaybettirdi. Cidden beni hiç sevmemiş Yeol. Son zamanlarda ruhumu kaybetmemek için verdiğim savaşta yenik düştüm ben ona Yeol, ruhum sonunda beni tek başıma bıraktı. Beni affedeceğinizi düşünmek istiyorum. Sizi sevdim, sizin de beni sevdiğinizi biliyordum ama olmadı işte Yeol sonuçta ruhsuz bir beden işe yaramaz." Jongin hıçkırıkları ile sonlandırdığı sesi Chayeol'a gönderdikten sonra başını dizleri arasına alarak derin ve sonsuz bir uykuya daldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
сигарета и жасмин (sigara ve yasemin) #sekai
Fanficama olmadı işte Yeol sonuçta ruhsuz bir beden işe yaramaz.