Gemi patlatmak için lazım olan tüm enerji üzerimdeydi. Dün Alecta ile birlikte mağaradaydık. Ve birlikte rahat bir akşam geçirmiştik. Uyandığımda Alecta yanımda yatıyordu. Onu uyandırdım. Hazırlanmaya başladık. Sonuçta gemiyi patlatacaktık. Saat daha sabah 4 idi. Gemiye baktık askerler kamp yapmış yatıyordu. Ağaçların arasından geçerek askerlerin arkalarına geçtik ve uyku halinde oldukları için yavaş yavaş ilerlemeye başladık. İçeri girdiğimizde teknolojik aletlerin sadece biri kalmıştı. Alectayla merdivenlerden yukarı çıktık. Cephane katında olmalıydık ki her yer silah kaynıyordu. Hançerler, pompalı silahlar... Bir tane kepheç kılıcı dikkatimi çekti. Mısır mitolojisine duyduğum sevgi bende o kılıcı alma isteği uyandırdı. Alecta ve ben iki çanta almıştık. El bombaları, mermiler, silahlar, bıçaklar... Çantayı dolduruyorduk. Çantaya yemekhane bölümünden bir sürü sandwich de koymuştuk. Elime kepheç kılıcıma götürdüm. Kılıfıyla birlikte belime astım (Silahlarda kın kelimesi kullanılıyordu sanırım ama emin olamadığım için kılıf dedim). Alecta gemiye bombaları yerleştirirken ben dışarıda askerlerin yoğun olduğu yerlerdeki kumları kazıp içlerine bombaları yerleştiriyordum. İşimiz bittiğinde Alectayı elinden tuttum ve üzeri örtülü arabaya binip onu bir tepeye cıkardim. Manzara çok güzeldi. Güneşin doğuşunu izliyorduk. Aynı anda bir düğmeye bastık ve BOOOM!!!!!! Gözlerimizi açtığımızda. Gemi yok olmuş ve askerlerin hepsi ölmüştü.
