2.2

585 30 4
                                    

Ben Tuana Naz Tiryaki.

Yıllar önce ailem ile gittiğim o piknikte kimsenin sesimi duymadığı, düştüğüm o çukurda beni benim yaşlarımda bir çocuk bulup kurtarmıştı. Nerden bilebilirdim ki o kurtarışın ileride hayatımı hiç beklemediğim bir anda değiştireceğini?

İşte tam orda ilk aşkımı bulmuştum,çocukluk aşkım ve tek aşkımı. En önemlisi duygularımızın karşılıklı olmasıydı. Hatta belki o benden daha da çok sevmişti beni o yüzden vermişti bana en önemli ve saklaması gereken kelebek kolyesini. Gerçekten aşık olduğunu hissettiği kişiye vermesi gerekiyordu. İlk aday bendim onun için. Belki daha sonradan bir sürü daha aday olabilecek kızlar çıkacaktı karşısına ama o bunu önemsemedi ve bütün olanakları elinin tersiyle itti. Ve sadece bana güvendi. Daha doğrusu onunla ve benimle olan o bağa. Hiç düşünmeden taktı boynuma o kolyeyi.

Ona olan aşkım hiç bir zaman azalmadı. Bunu o zamanlar anlayamıyordum. Ama şimdi herşeyin farkındaydım. Ben kimseye aşık değilim derken bile aslında o kolyeyi hiç çıkarmadan gözüm gibi baktığım o kolyenin sahibini bekliyormuşum aslında.

Ama nerden bilebilirdim ki? Sadece bir kolyenin masum bir çocuğun hayatınında karartacağını? Sırf Halit o kolyeye sahip olamadığı için sinirden ölüp bitiyordu. Ama Halit güçlü bir adamdı o kolyeye sahip olmasa bile adamlarıyla beni buldurtmuştu. Ve hakkımdaki çoğu şeye sahipti. O kolyeye çok kolay yoldan sahip olabilirdi. Zaten kolye kendi öz oğluna verilmişti ve çok küçük yaştaydı Çağana o kolye verildiğinde küçük bir kandırmacayla kolaylık alabilirdi. Ama geç kalmıştı. Çağan çoktan onu başka birisine vermişti bile.

Halit gelip bir gece bir adam tutup kolayca alabilirdi benden o kolyeyi ama bunu yapmayı seçmemişti. Acı çektirmek istemişti. Öyle bir acı çeksin istemişti ki Ömrü boyunca hep kendisini suçlayıp duracağı bir kâbus olarak kalsın istemişti Çağan için.

Öylede olmuştu.

O gün o seçenekleri Çağana sunarken aslında cevabı biliyordu. Ama bu önemli bir detay değildi. Beklediği gibi de oldu Çağan can dostu olan Barışı ateşe atmayı kabul etmişti. İşte, hikayenin burasından sonrası karanlık.

İşte bir kelebek hikayesiydi bizimkisi.

Ve artık bu hikayenin sonlarına yaklaşmıştık.
Hissedebiliyordum.

Kötü günler artık geride kalmıştı. Hem Çağan hemde Barış artık o karanlığı beraber atlatabilmişlerdi. Eskisi gibi aydınlıktı artık her taraf onlar için. Ama bundan sonra kalan bitişe yaklaşılan mekanda gök gürültüleri vardı hava karanlıktı. Karanlık bir yerdeydiler ama  bu sefer bizimle. Peki bu kime göre karanlıktı? Kimin için bu son karanlıkla bitiyordu? Bizimle mi? Yoksa Halitle mi?

Biz hepimiz aslında o kelebek kolyeyi temsil ediyorduk. Peki kelebek kurtulabilecek miydi?

Yürüyordum.. Alya eve gitmek için ayrılmıştı yanımızdan Bartuda öyle Çağanda hastaneye Kayraya bakmaya gitmişti. İkimiz tek başımızdık şimdi ben ve Barış..

Evime doğru yürüyorduk bir bankı işaret edip oturmayı teklif ettim. Kafasıyla teklifimi kabul etti ve bir banka oturduk ilk konuşan ben oldum.

Nasıl hissediyorsun?

Hafif gülümsedi "garip" Bu olanlar gerçek değilmiş gibi geliyor.

Artık bizden birisin. Sen iyi birisiydin aslında hep Barış o nefretini Çağana kustuğun zaman bile aslında onun için endişeleniyordun. O hep taktığın masken var ya ben görüyordum aslında hep

Kelebek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin