2.0

557 32 11
                                    

Herkes öldürür sevdiğini... Vardı böyle bir söz ve biz şuan tamda o sözü yaşıyorduk Barış yaşattığını yaşıyordu hemde sevdiği kız tarafından Alya Barışa aşıktı ama bunu kendine yedirecek bir karakter değildi intikam almalıydı. Almak zorundaydı. Alya grubun annesiydi aslında en çok o önemserdi arkadaşlarına yapılanları onlar unutsa bile o unutmazdı ve bir gün illa onun acısını karşı taraftan çıkarırdı ne pahasına olursa olsun arkadaşlarını korur gerekirsede daha fazlasını yapardı.

Ama bu sefer canı yanıyordu.

Çünkü aşık olmuştu. Pişman mıydı? Hayır. Birdaha olsa yapar mıydı? İşte onu bilemiyordu çünkü içten içe Barışa da üzülüyordu ve hala ona aşıktı

Çağan perişan durumdaydı Barış kollarının arasında öylece duruyordu hareket etmek istiyordu ama zehir onu hareket etmesini engelliyordu sonra gözünden bir damla yaş düştü gözleriyle bir şeyler anlatmak ister gibiydi Çağana. Biz anlamadık ne demek istediğini ama Çağan anladı.. ama bir şey söyleyemedi

AMBULANSI ARAYIN!!! ÇABUK YALVARIRIM SİZE LÜTFEN

sesinde kızgınlık yoktu. Sadece pişmanlık ve çaresizlik vardı. Hemen elime telefonu alıp 112 yi aradım ve olduğumuz yerin adresini verip çabuk olmalarını söyledim. Bartu inanamamıştı kendisini Barışın zehirlediğine öylece bakıyordu ne hareket ediyordu ne de ağzından bir kelime çıkıyordu çünkü gerçekten Barış'a alışmıştı ve ona güvenmişti. Bartu zaten hep böyleydi herkese çabuk güvenirdi yapısında bu vardı onu arkadaşı olarak bile görüyordu. Ama ben... bende alışmıştım Barışa yaptıkları için çok pişmandı bunu görebiliyordum hatta ona hak verdiğim zamanlarda olmuştu ona artık kızamıyordum bile Barış iyi birisiydi neden bilmiyorum ama yüzünde hiç o kötülüğü görmemiştim aksine tertemiz ve duru bir yüzü vardı

Sadece o gece, o partide yapmıştı tek yanlışını... Ve şimdi cezasını sevdiği kız tarafından çekiyordu.

Ve Barış tek güvendiği ve sığındığı kişi tarafından da hançerlenmişti belkide zehirden çok bu canını yakıyordu. Kim bilir? Çağana döndü gözlerim sadece Barışı izliyordu bugün hatta şuan ilk defa böyle bir şeye şahit oluyordum o da Barışın güçsüz tarafına... ilk kez bu kadar çıplaktı duyguları kendisini saklamaktan artık yıpranmış gibiydi ve pes etmişti ve ilk defa Barışın ağladığını görüyordum gözlerinden birer birer damlalar düşmeye başladı buna rağmen hala güçlü kalabiliyordu ağlıyordu ama hıçkırarak değil üzülerek değil gülümseyerek ağlıyordu o şekilde akıtıyordu göz yaşlarını ama o gülümseme... o kadar farklı bir gülümsemeydi ki... altında kocaman bir yaranın deşilmesi sonucunda ortaya çıkan acı hatta belki kanlı bir gülümsemeydi dudaklarındaki.

Çağan yavaşça Alyaya döndürdü kafasını o da ağlıyordu dudaklarından benim bile canımı yakan bir cümle çıktı.
"Gerçekten Barışa aşık olduğunu sanmıştım ne kadar da aptalım."

Alya hemen kafasını çevirdi yüzünde tek bir duygu bile yoktu üzüntü,pişmanlık ve ya zafer hiçbiri yoktu.
Kafamı Bartuya çevirince onunda bana baktığını gördüm hala şaşkındı yine birilerine güvenmenin sonucundaki hayal kırıklığını yaşıyordu ama yinede pas geçti kendini ve yavaşça yerde yarı baygın olan Barışın yanına ilerleyip yere çömeldi ve elini tuttu ve şöyle söyledi:

"Umrunda değil biliyorum. Ama sorun değil. Bana o gün yaptıkların için sana kızgın değilim çünkü eğer bir kişiden vazgeçilecekse hep ilk kişi olmaya alıştım."

Bartu her ne kadar dışarıdan eğlenceli, şakacı enerjik biri olarak görünsede içinde yaşadığı acılar büyüktü onun için. Dediklerinde haklıydı. Ne olursa olsun bu zamana kadar ne suç işlersek işleyelim cezayı ilk çeken veya gözden ilk çıkarılan hep Bartu olmuştu bunu hep gülerek ve ya dalga almasıyla kapatabiliyordu ama içinde yaşadığı en büyük savaş buydu.

Kelebek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin