Labirent Sadece Başlangıç

-7 Yeni çaylak

Evet tam olarak labirent 1 ay geçirmiştim yeni çaylak gelecekti herkes onun için bekliyordu. Sonra asansörün isteyenleri çalmaya başladı herkes asansörün etrafına doğru geldi. Gally ve Newt asansörün kapısını açtı, erkek bir çaylak gelmişti çok da şaşırmamıştım. Çocuk asansörden çıktığı anda koşmaya başladı takibi yere kadar sonra yere kapaklandı, herkes kahkahaları boğulmuştu ben hariç ondan iyi koşucu olur diye düşünüyordum, tabii bu benim dememle olacak bir şey değildi ki.

Sonra al bir onu alıp kayrını gezdirmeye götürdü ilk başta yanlarına gitsem mi diye düşündüm sonra gitmeye karar verdim ve yanına doğru gittim.

"Merhaba Mia çaylak Mia ile tanış o burdaki tek kız ve aynı zamanda koşucuların ikinci lideri."

" Seni neden erkeklerin arasına tek kız olarak gönderdiler ki?"

"Bunu burdan çıkınca onlara bizzat sorarsın."
Biraz böyle sohbet ettik açıkçası ona kanım ısınmıştı. Sonra biz Alby ile harita odasına gittik ve yeni çaylağı Chuck'a bıraktık.
Biz Alby ile buradan nasıl çıkacağımıza bakarken dışarıdan bağırış sesleri duyduk ve koşarak dışarı çıktık. Çaylak labirent'in kapılarının önünde duruyor ve etrafında bir sürü kişi vardı sanırım onu içeriye girmekten vazgeçirmeye çalışıyorlardı, ilk önce Alby'e baktım sonra koşarak yanlarına gittim.

"Hey ne oluyor! burda çaylak kendine gel, oraya giremezsin hemde şu anda."

"Bana içerde tam olarak ne olduğunu söylerseniz gitmicen."
Bu çocuk bana biraz kendimi hatırlatmıştım tabii benim daha agresif halim. Bunu dedikten sonra kapılar kapanmaya başladı çok güçlü bir rüzgar estiği için herkes gözünü kapatmıştı tabii yine ben hariç bu cesaretim nereden geliyor hiç bilmiyorum ama labirentten korkmuyorum hele ki bizi buraya koyanlardan hiç.
"Artık bir dahaki sefere çaylak" dedi Gally

Akşam olmuştu ve her yeni gelen terlik için yapılan eğlence yine yapılmıştı Ben aynı ilk geldiğim gündeki gibi labirent'in kapılarını karşı oturmuştum ve yanıma koşarak Newt geldi.
"Mia hadi gel bak yeni çaylak ile Gally dövüşücek kaçırma."
"Sen git Newt."
Beni zorla yerimden kaldırdı ve yeni çaylak ile Gally'nin dövüşüne götürdü.
Gally yeni çaylağa vurduğunda çaylak yere yapıştı ama sonra hızla kalk Gally yere devirdi buna şaşırmıştım çünkü bunu ben ve minho'dan başka yapabilen olmamıştı. Ben şaşkınlıkla yine çaylığı izlerken bir anlık sağıma döndüğümde Minho'nun bir çaylağa bir de ara sıra bana baktığını farkettim, biraz huzursuz görünüyordu Ben ona baktıktan birkaç dakika sonra çaylak bağırmaya başladı.

"Thomas adım Thomas!!"
Gülümseyerek yanına gittim.
"Kayran'a Hoşgeldin Thomas."
O da gülümsedi zaten yerler sonra diğerleri Thomas diye bağırmaya başladı.
Minho'yu bir ağaca yaslanmış oturur şekilde gördüm gittim ve yanına oturdum.
"Hey Minho iyi misin?"

"Evet neden kötü olayım ki, bir şey mi oldu sanki."

"Bi dakika bi dakika sen yoksa Thomas'ı mı kıskandın!?"

"Ya ne alaka ya neden kıskanayım ki Kayran'a bir güçlü erkek daha geldi sonuçta!"

"GWHDJDHSHS Minho bu kadar kıskanç olma merak etme buranın en güçlüsü hala sensin"
Ben bunu dedikten sonra ikimiz de gülmüştük sonra birazcık daha sohbet edip yattık yarın yorucu bir gün olacaktı hissediyordum. Yarın çok değişik bir gün olacak gibi hissediyorum aynı zamanda labirente Ben gidecekti ve son zamanlarda çok garip davranıyordu.
____________

Sabah uyandığımda Thomas ilk görevinin newt'in yanında başlamıştı, sanırım Thomas çok fazla soru soruyordu ki Newt onu gübre toplaması için göndermiş.

"Hey Newt ne oldu soru yağmuruna mi tutuldun yoksa?" Dedim hafif gülerek.

"Gül sen gül ama ağzım yoruldu cevaplamaktan ya."

"Alby ona herşeyi anlatmamış mıydı? Kafasına ne takıldı ki?"

"Ya Mia bi dur bide sen başlama şimdi he çok merak ediyorsan senin yanında gönderiyim biraz da sana dadansın."
Newt bunu dedikten sonra ikimiz de kahakahalara boğulduk ama çok uzun sürmedi neşemizin gitmesi.
Thomas çığlıklar atarak bize doğru yaklaşıyordu arkasında da ben onu kovalıyordu, hemen herkes başına toplandı beni durdurduğunuzda sokulduğunu gördük. O an tepki veremedim donup kalmıştım.
Akşama doğru Ben labirente atıldı, ben atıldıktan sonra minho'nun yanına gittim en azından onu teselli etmek istiyordum.
Minho harita odasında bir sandalyede arkası dönük oturuyordu,yanına gittim ve elimi omzuna koydum.

"Minho biliyorum çok üzgünsün bu yüzden iyi misin diye sormayacağım."karşısına geçtim ve yanına doğru eğildim.

"Ama eğer konuşmak istersen ben her za-"
Ben daha lafımı bitirmeden beni kendine çekip sarılmıştı. İlk başta şaşırsam da sonradan bende ona sarıldım, sesli bir şekilde ağlamasa da gözünden yaş çıktığını hissedebiliyordum. O an benimde gözümden birkaç damla yaş düştü, Minho bunu farketmiş olucak ki hemen sarılmayı bıraktı ve bana baktı ben hafif kısık bir sesle.

"Minho ya bu bizim de başımıza gelirse."dedim gözümden yaşlar çıkarken.

"Şşş benim yanımdayken sana kimse bir şey yapamaz duydun mu beni." Dedi rahatlatıcı bir sesle.

"Bana bir şey olmasından değil size bir şey olmasından korkuyorum, bak ben şimdi Alby ile konuşmaya gidicem yarın senin yerine labirente ben giricem tamam mı?"

"Kesinlikle olmaz Mia izin vermiyorum!"

"Minho! Bak senin yarın dinlenmen lazım biliyorsun diyil mi bu halinle bir de yarın labirente mi gidiceksin asıl ben izin vermiyorum ve itiraz kabul etmiyorum!"

"Tamam...ama orda çok dikkatli olucaksın tamam mı?"

"Tamaaam"

"Söz ver?"

"İyi!"

"Miaa söz ver bir salaklık yapmayacaksın!"

"Söz beyefendi oldu mu!?"

"Oldu prenses."

"Bana şöyle deme!"

"Peki PRENSES."Dedi prensesi bastırarak söyledi ve gitti.

Tam bir lülekafa işte bende sonra yatmaya gittim çünkü Alby ile zaten konuşmuştum çünkü istese de istemese de gidecektim zaten yarın Alex ile gidicektik, umarım başımı belaya sokmazdım.

Biliyorum bölüm çok geç geldi özür dilerim umarım bu bölümü seversiniz en kısa zamanda yeni bölümü atmaya çalışıcam hatalarım varsa da kusura bakmayın sizi seviyorum bb <3