Dj: Seninkiler ortalıkta beni arıyorlarmışGünlerdir bakmaktan ezberlediğim ağaçlardan gözümü yorgunca çekip ona baktım.
Vn: Desene sonunda akıllarına gelebildim
Burukça gülümsedim.
Dj: Yazdığım mesaja hepsi inanmıştı oysa ki.
Vn: Beni bulduklarında ne olacak biliyor musun?
Meraklı bakışları gözlerimle buluştu.
Vn: Jimin seni öldüresiye dövecek.
Daejun sinirden kasılan çenesiyle oldukça keyif verici duruyordu.
Sanırım dövülmeye alıştığım için özellikle onun sinirlenmesi hoşuma gidiyordu.
Boğazıma sarılan eliyle gülüyordum ama zar zor nefes alıyordum.
Dj: İnan benim sınırlarımı zorlamak istemezsin. Burayı sikseler bulamazlar.
Elini çektiğinde istemsizce elim boğazıma gitmiş öksürmeye başlamıştım.
Vn: Daha ne kadar bu deliğe saklanmayı düşünüyorsun
Dj: İstersen bu deliğe ikimizi bir gömeyim Vien hım ne dersin?
Başımı çevirip tekrar ağaçları izlemeye koyuldum.
Onunla tartışacak gücüm bile yoktu.
Jimin'in anlatımından
Jm: Emin misin orada olduklarından?
...
Jm: Tamam bi atak yapma olduğun yerde kal ben geliyorum.Telefonu kapatıp çıkacakken Namjoon hyung durdurmuştu.
Nj: Kimdi o? Ne diyor? Nereye gidiyorsun?
Jm: Hyung soru sormanın sırası değil. Acelem var.
Th: Ne oluyor lan söylesene?
Jm: Adamlardan birisi Daejun'u bulup izini sürmüş. Sanırım Vien'in yerini bulduk.
Jk: Hyung öyleyse birlikte gidelim.
Başımla onaylayıp dışarıya çıktım. Tek gitmek istesemde buna izin vermeyeceklerine emindim.
Arabama atlayıp onları beklemeden adamın attığı konuma sürdüm.
...
Jm: Tamam sen burda kal bizimkiler gelecekler onları karşıla ben içeriye giriyorum.
"Ama Jimin bey-"
Jm: Giriyorum dedim. Sana dediğimi yap yeter.
Kafasıyla onayladığında kulübenin arkasına yaklaşarak kenardan eğilip ön tarafa geçecekken Vien'i camın kenarından görmüştüm.
Tanrım dokunmaya kıyamadığım kızın yüzünü ne hale getirmişti orospu çocuğu.
Onu öldürecektim.
Vien'in anlatımından
Hala izlemekte olduğum kadraja giren Jimin'le şaşırıp ayağa kalktım.
Jimin'le göz göze geldiğimizde işaret parmağını dudaklarına götürüp 'sus' işareti yapmıştı.
Dj: Noldu? Bir anda neden ayağa kalktın?
Daejun'un buraya geldiğini gördüğümde ilerleyip önüne geçtim.
Vn: H-hiç domuz gördüm sadece. Ondan şaşırdım.
Dj: Daha önce domuz görmedin mi sevgilim?
Saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdığında yüzüne tekrar tükürmemek için zor tuttum
Vn: Yaa öyle canlı hiç görmemiştim.
Dj: Hayret bu sefer tepki göstermedin. Anladın tabi sende bana karşı gelemeyeceğini.
Vn: Evet
Elimden tutup gözlerimin içine bakarak konuştu
Dj: Seni seviyorum sevgilim.
Bir şey diyememiştim.
Boylarımızı eşitleyip öpmeye kalkıştığında başımı çevirmiştim.
Elleri saçlarımı bulup geriye doğru çektiğinde sinirli bakışlarını görüyordum sadece.
Dj: Anlaşılan hala bir şeyleri çözememişiz.
Tekrar dudaklarını getirmeye başladığında bu sefer hareket edemiyordum.
Çaresizce ağlarken sadece yalvarıyordum.
Vn: Yapma! Nolur yapma!
Tam dudaklarımız değecekken kapı büyük bir gürültüyle kırılmıştı.
Jimin içeriye girdiği gibi Daejun'un üstüne atlamış yumruklarını yüzüne yağdırmaya başlamıştı bile.
Daejun tepkisiz kalınca onu tuttum.
Vn: Tamam Jimin yeter! Öldüreceksin!
Jm: Bırak Vien. Bu piç kurusunu doğduğuna pişman edicem
Yüzü kandan görünmeyen Daejun'a bakıp Jimin'i yana ittim.
Vn: Tamam dedim.
Jimin sanki beni yeni fark ediyormuş gibi gözleri dolmuş bana sarılmıştı.
Sonra ayrılıp yüzümdeki yaralara eliyle gezintiye çıkmıştı.
Jm: Özür dilerim bebeğim. O mesaja inanıp seni bu duruma düşürdüğüm için özür dilerim. Belki daha erken gels-
Vn: Bunu daha sonra konuşuruz.
Diyerek gülümsedim.
Çocuklar içeriye girdirliklerinde Taehyung direkt sarılmıştı.
Th: Biliyordum. Senin kaçmayacağını biliyordum.
Yg: Bu pislik ne yapmış böyle yüzüne
Burukça gülümsedim.
Vn: Sorun yok. İyiyim ben
Nj: Gelmeden polisi aradık birazdan burada olur.
Başımla onayladım.
Vn: Buradan gitsem olur mu daha sonra ifade vermek için karakola giderim.
Jimin atlamıştı.
Jm: Olur. Ben bırakırım seni.
Vn: Gerek yok. Taehyung bırakır beni
Taehyung'a sorarcasına baktığımda başıyla onaylamıştı.
Th: Merak etme ben götürürüm Jimin.
...
O lanet yerden çıktıktan sonra Taehyung'un evine gelmiştik. Böyle büyükannemin yanına gidemezdim.
Meri'yle Heli'de merak edip gelmişlerdi ama Minji yoktu.
Vn: Minji nerede?
Hl: Açıkçası o mesaja inanıp senin hakkında kötü düşündüğü için kendini suçlu hissediyor ve o yüzden gelmekten çekindi.
Başımla onayladım.
Th: Bizimkiler yoldaymış.
Mr: Bize kızgınsın değil mi Vien?
Sorusunu yanıtlamadım. Ben bile bilmiyordum kızgın mıydım yoksa kırgın mı?
Bir mesaja inanmış olan dostlarım ve evleneceğim insana karşı ne hissedebilirdim şuanda
Onlar beni suçlarken ben o pisliğin elinde can çekişirken kim haklıydı bu konuda
Gerçi bu saatten sonra Jimin'le olabilir miydim ki?
O adamın bana her dokunuşu hala canlanıyordu gözümde. Kirliydim ben onun ellerinde ki pislik benim tenimdeydi
Ve bu yıkamakla asla geçmiyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SPECTACULAR ~2 /PJM/
Fanfiction[Two Foreigners] Seneler sonra Jimin geri dönünce ne değişecekti? Her şey eskisi gibi miydi? Hayır artık onlar büymüştü. Lisedeki o çocukca kavgaları intikamları aşkları... Hepsi geride kalmıştı. Peki ya duygular? Unutmuş muydular? Birisi unutmuşken...