"Eve girdiğimizde adam akıllı duruyosn tamam mı?"diye tembihledim tekrardan Beomgyu'yu.
"Bininci kez söyledin bunu ve ben de bininci kez evet dedim"dedi Beomgyu bıkkın bir şekilde.
"Çünkü sana güvenmiyorum"
"Bana mı? Neden sürekli beni bu şekilde yargılıyosun. Taehyun'da burda" dedi Beomgyu sesini biraz yükselterek.
"Ben nerde nasıl davranmam gerektiğimi biliyorum. Ama senin bunun hakkında bir bilgin olduğunu sanmıyorum" dedi Taehyun ciddi bir şekilde.
"Aşkım sende mi?"dedi Beomgyu üzgün bir suratla.
"Kusura bakma ama bazen gerçekten aptal olabiliyosun"
"Bazen mi?"dedim alay ederek.
"Siz yarım saattir kapının önünde ne konuşuyorsunuz" dedi nerden geldiğini bilmediğimiz bir ses.
Kapının önünde tartışırken abimin kapıyı açtığını fark etmemiştik.
"Hiç...sadece Beomgyu seni çok özlemiş. İçeri girmeden önce de fazla heycanlanmıştı onu sakinleştiriyoduk"
dedim durumu kurtarmaya çalışarak.Faydası olduğu söylenemezdi tabi.
"Beni mi özlemiş? Bu pembe kar yağmasıyla aynı ihtimalde"dedi Yeonjun hyung kapının önünden çekilip geçmemiz için yer bırakırken.
"Kai rahat durmam için konuşuyordu" dedi Beomgyu önden içeri girerek.
"Arkadaşlarını tanıman ne güzel kardeşim"dedi abim iğneleyici bir sesle.
"Merhaba Yeonjun hyung" dedi Tae.
"Hoşgeldin bu aptallarla hala nasıl birlikte olduğunu anlamadığım ama buna rağmen kardeşimden daha çok sevdiğim kardeşimin arkadaşı Taehyun"
Abim her zaman ona bu şekilde seslenirdi ve biz buna alışmıştık. Genel anlamda aramızdaki en sakin kişi Taehyun olduğu için abim onunla daha kolay başa çıkılabileceğini düşünürdü. O yüzden abimin favorisi kesinlikle Taehyun'du.
Ceketimi çıkarıp askılığa asarken Beomgyu'nun bağırışını duymuştum. Söylediğim şeylerin boşa gideceğini biliyodum.
"Taehyun koş çabuk. Burda bir şey var"
Beomgyu,Soobin karşısında kalakalmıştı. "Oha amk" dedi Taehyun.
Taehyun bile bunu söylediyse Beomgyu için şaşırmamılıyım.
"Aa, Soobin hyungda burdaymış" dedim şaşkınmış gibi davranarak.
"Yeonjun, senin gelmem için ısrar ettiğini söyleyince kıramadım" dedi imalı imalı gülerek.
Tüm gözler bana dönmüştü şimdi.
"Ahahh, her neyse. Biz odama çıkalım abicim" dedim abime dönerek. Burda daha fazla kalıp rezil olamazdım.
Hızlıca odama girip kapımı kapattığımda arkamda bir bağırış duydum. "Burnumm, burnum gitti"dedi Taehyun yüksek sesle.
"Lan ne yaptın çocuğa"dedi Yeonjun hyung da bağırarak.
"Yok bir şey"
"Aşkım iyi misin?"dedi Beomgyu Tae'ye sarılıp olayı daha fazla dramatizleştirerek. "Biraz dikkat etsene ya verirsin o burnun parasını yoksa"
"Ne yani benim burnum yamuk olsa beni sevmez misin?"dedi Taehyun Beomgyu'ya ciddi bir şekilde.
Noluyo amk.
"Ne alaka şimdi onu mu kast ettim ben"
"Öyle anlaşılıyor ama"dedi Taehyun. Beomgyu'ya trip attığını belli ederek yatağıma kendini attı.
"Neyse üzgünüm Tae, daha dikkatli olmalıydım"dedim Taehyun'a. O da kısaca sorun olmadığını söyledi.
"Bu arada Soobin gerçekten çok yakışıklıymış. Galiba şuana kadar gördüğüm en yakışıklı ikinci kişi"
"Birincisi kim?"diye sordum.
"Benim aşkım"dedi ve Taehyun'a gülümseyerek baktı. Taehyun ne kadar belli etmese de bunun hoşuna gittiğini biliyordum.
Ne kadar salak saçma tartışsalar da bazen cıvık cıvık olsalar da çok güzel bir ilişkileri vardı.
Açıkcası biraz onlara özenmiştim.
"Her neyse bir şeyler yemek ister misiniz?"
"Tabiki çok açım"dedi Beomgyu ve hiç çekinmeden odadan çıkıp mutfağa ilerledi.
Taehyun'a gelmesi için bir kafa hareketi yaptım.
"Ne istiyorsun?"abim galiba Beomgyu'ya söylüyordu.
"Hyung benim için mükemmel yemekler yaptığını biliyordum"
"Ne! Hayır, her neyse ne yemek istiyorsanız alın"dedi abim.
"Abin çok kaba garçekten" dedi bana bakarak.
Bir şeyler atıştırdıktan sonra abimlerin yanına gittik. Herkes yerdeki küçük masanın etrafına yerleştiğinde bana Soobin hyungun yanı kalmıştı.
Şanslı günümdeydim galiba
"Nasılsın bugün?"diye sordu bana gülümseyerek.
Ona aynı gülümsemeyle karşılık verdim. "İyiyim. Sen nasılsın?"
"Seni gördüm daha iyi oldum"
Ya ama yapma şöyle şeyler kendime gelemiyorum.
"Teşekkür ederim"dedim utandığımı göstermemeye çalışarak.
"Ne için? Bu kadar güzel olduğun için mi?"dedi bu sefer bana biraz daha yaklaşarak.
"Neden böyle konuşuyorsun ki anlamadım" dedim kısık sesimle.
"Nasıl konuşuyormuşum?"dedi kaşlarını kaldırarak.
Tanrım o çok seksi.
Bir kaç saniye ne söyliyeceğimi düşündüm. "Sanki benimle..." dedim ve duraksadım bir süre.
"Flört ediyormuş gibi değil mi?"dedi yüzündeki o flörtöz sırıtışıyla. Tam ağızımı açıp bir şey söyliyecektim ki abimin sesi beni bastırdı.
"Bari başkasının yanında elleşmeyin" dedi Yeonjun hyung.
"Onları rahat bırak hyung zaten Taehyun, Beomgyu'ya tripli"dedim gülümseyerek.
"Ne yaptın yine şu gül gibi çocuğa. Onu da elinden kaçıracaksın" dedi abim Beomgyu'yu azarlayarak.
Beomgyu gözünü bir benim birde Soobin üzerinde gezdirdi. Gülümsemesini gizlemeye çalışarak. "Hiç"dedi.
"Siz çıkıyor musunuz?"diye sordu Soobin.
"Evet, lisenin ilk yıllandan bu yana birlikteyiz"dedi Taehyun korumacı bir şekilde.
O kıskandı mı gerçekten.
"Vay canına. Gerçek aşkı bulmuş olmalısınız" dedi Soobin tatlı gülümsemesiyle.
Bunu garipsememişti.
"Senin bir kız ya da erkek arkadaşın var mı?"diye sordu Beomgyu hiç çekinmeden.
"Hayır. Bende gerçek aşkımı bekliyorum galiba"
"Umarım bulursun" dedi Beomgyu gözlerini yine ikimizi üzerinde imalı imalı gezdirerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
angel baby,sookai
Hayran KurguSoobin lunaparkta gördüğü çocuğa kazandığı ayıcığı hediye eder.