jimin son eşyasını da çantasına koyup fermuarı kapattıktan sonra annesine seslendi.
"anne işim bitti, gidiyorum ben."
bayan park elindeki büyük poşetle geldiğinde jimin gülümseyerek eline tutuşturulan poşete baktı.
"bol bol yaptım her şeyden iki gün yeter. üstte kurabiyeler de var sevdiklerinden yaptım. taehyung'un yemek yapabildiğini biliyorum ama yine ihtiyacınız olursa mutlaka ara dışarıdan saçma sapan şeyler yemeyin. gece kapıları mutlaka kilitleyin-"
"anne ilk kez birinin evinde kalmıyorum sakin ol."
jimin annesine sarıldıktan sonra kenardaki çantasına uzandı. omzuna geçirdikten sonra poşeti tekrar eline alıp odadan çıktılar.
"hem başka şehre değil on beş dakika uzaklıktaki eve gidiyorum, markette falan karşılaşırız merak etme."
"dikkatli olun demeye çalışıyorum kısaca."
jimin son kez annesini onayladıktan sonra çıktı. elindeki poşetin büyüklüğü annesinin baya hazırlık yaptığını gösteriyordu, her ne kadar gerek olmadığını söylese de dinletememişti. taehyung'lara doğru giderken bastırmaya çalıştığı heyecanı her adımda biraz daha büyüyor gibi hissediyordu. ilişkilerine başlayalı çoktan üç ay bitmişti ve istikrarlı bir şekilde ilerlemeleri jimin'i mutlu ediyordu. özellikle de bu zamana kadar taehyung adını kısa ilişkileriyle duyurmuşken üç aylık bir süre okuldaki herkesin dilinde dolanmalarını sağlamıştı. kendisi hiçbir zaman ilişkilerini göz önünde yaşayan bir insan olmamıştı, daha önceki sevgilisi de okul dışında olduğundan her şey daha kolaydı ancak taehyung'la olmanın bu yönünü seviyordu. taehyung'un kapısına geldiğinde elindeki poşeti yere bırakıp zile bastı. içeriden gelen birkaç küçük tıkırtıdan sonra taehyung kapıyı açar açmaz kollarını boynuna doladı.
'hoş geldin."
elleri yavaşça sevgilisinin belini bulduktan sonra kollarını etrafına sararak sarılışına karşılık verdi.
"hoş buldum sevgilim."
taehyung avuçlarıyla yumuşak yanakları sıkıştırdıktan sonra küçük bir öpücük bıraktı.
"gel hadi içeri gel."
"annem bir sürü şey yaptı şuna bak."
yanındaki poşeti aldıktan sonra taehyung'la birlikte içeri geçti. sevgilisinin evine ilk gelişi olduğundan biraz gergindi ama onu karşılayanın sadece taehyung olması rahatlatıyordu. çantasını ve poşeti girişe koyduktan sonra taehyung'un arkasından salona doğru ilerledi. ikili karşılıklı oturduğunda taehyung birkaç saniye sevgilisini inceleyip gülmeye başladı.
"niye öyle uzak oturdun yabancı gibi, gelsene kucağıma."
jimin de gülerek eşlik ettikten sonra taehyung'un boş kucağına oturup başını omzuna yasladı. ikisinin de kolları birbirini doladığında jimin'in kalın dudakları taehyung'un teninde hafifçe kıpırdandı. küçük bir öpücüğü boynuna bıraktıktan sonra taehyung yavaş yavaş saçlarını okşamaya başladı.
"aslında sana kendi ellerimle yemek hazırlamayı düşünüyordum ama annen bugünlük elimden aldı o fırsatı sanırım."
jimin gülerek onayladıktan sonra duvardaki saate göz gezdirdi, akşam yediye geliyordu ve hava çoktan kararmıştı. taehyung'un ailesi öğleden sonra yola çıkmıştı ve eşyalarını toplama süresi de hesaba katıldığında eve gelmesi bu saati bulmuştu. gelene kadar her şey zordu ama tam şu an sevgilisinin kucağında mayışmışken dünya yansa umrunda olmazdı. taehyung'un üzerindeki yatıştırıcı etkisi yumuşak dokunuşlarıyla birleştiğinde jimin vücudundaki her bir kasın gevşediğini hissediyordu.