1-Ben geldim

74.7K 1K 155
                                    

5 yıl sonra dönmüştüm ailemin öldüğü topraklara. 5 yıl öncesine kadar gayet mutlu bir aileydik. Annem babam kardeşim çok mutluyduk. ta ki o trafik kazasını yapana kadar onlar beni bu dünyada yalnız bırakıp gittiler.

Bende üniversiteyi Amerika'da okudum. Bu senede dereceyle bitirdim mimarlık fakültesini. Artık bana kalan mirasın başına geçebilirdim. Tabi Mardin gibi bir yerde bu biraz zor. Özellikle de Mardin'in ileri gelen aşiretlerinden birine üyeyseniz.
Kahyamız Ali amcanın seslenmesiyle ona döndüm.

"Elvan hanım ağam gidelim"

"Tamam Ali amca gidelim"

Arabaya binip konağın yolunu tuttuk. Burayı ne kadar özlediğimi farkettim. Her yaz tatilinde dedemlerin yanına gelirdik. Araba "Kara" konağının önünde durduğunda zılgıt sesleri geliyordu. Kapıdaki korumalar beni görünce kapıyı açtılar. Tam adım atacakken mavi gözlü siyah saçlı hafif kirli sakallı biriyle göz göze geldim. Adam beni baştan aşağı süzüp gitti. Yalnız adamın gözleri çok fena bakıyordu. Onun ardından konaktan 10 kişi daha çıktı. Konağa adım attığımda yengemle kuzenim Eda ağlıyordu. Amcamla dedem ise boş gözlerle yere bakıyordu.

"Ben geldim kara aşireti" deyince bütün gözler bana döndü. Herkes bana boş gözlerle bana bakıyordu. En son annem babam ve kardeşim öldüğünde bu evden zılgıt sesleri yükselmişti. Acaba babaanneme mi bir şey oldu?

"Biri bana bur da ne olduğunu açıklayabilir mi ?'

Hala kimse konuşmuyordu. Kara konağını ağıt sesleri dolduruyordu.

Eda yanıma gelip "Elvan abla abim kılıç aşiretinden kız kaçırmış bulunursa öldürülecekler" deyip tekrar ağlamaya başladı. Mert amcadan sonra ağa o olacaktı. Aşiretteki tek erkek çocuktu. İşler sarpa sarmıştı.

Evdeki yardımcılar yengemle Eda'yı odalarına çıkardılar. Amcamla dedem ise çalışma odasına çekildiler. Babaannem ortalarda gözükmüyordu. Yukarı terasa çıktım, babaannem ne zaman daralsa yıldızları izlerdi. Tam tahmin ettiğim gibi terastaki sedirde oturuyordu. Yanına yaklaşıp yanağından öptüm.
" Safiye sultanım ben geldim"
Babaannem bana dönüp sıkı sıkı sarıldı.
"Elvan kızım hoşgelmissen"

"hoşbuldum babaannem"

Bende babaannemin yanına oturup yıldızları seyretmeye başladım. Bir süre sonra babaannem
"Fazla geç yatmıyasan kuzum" deyip saçlarımı okşayıp gitti. 


Uykum gelince odama gitmeye üşendiğim için sedire uzandım gözlerimi kapatıp kendimi uykunun tatlı kollarına bıraktım.

**********************************

Silah sesiyle olduğum yerden sıçradım. Hemen terastan avluya baktığımda dün gördüğüm mavi gözlü adamı görünce sinirlerim tepeme çıktı.
Hemen aşağıya inip karşısına dikildim.

"Babanın konağımı burası"

Adam birden koluma yapışıp
"Babamın konağı var mı lan" Ben tam cevap verecekken biri beni çekip bu manyaktan kurtardı. Kim olduğuna baktığında amcamı gördüm. Amcam karşımdaki mavi göze dönüp


"Devran ağa napıyasan sen?"


Adının Devran olduğunu öğrendiğim manyak bana bakarak
"Kızınız bir ağayla nasıl konuşması gerektiğini bilmiyor öğreteyim dedim Hikmet ağa"

Ben şimdi sana gösteririm tam cevap verecekken amcam "Elvan yukarı çık" diye bağırınca mecburen ayaklarımı sürüye sürüye odama çıktım. Bana konuşmayı öğretecekmiş. Ağaymış hıh papucumun ağası. Dün sedirde uyuduğum için her tarafım ağırıyodu. En iyisi duşa girmekti. Duşa girip ılık suyun altında rahatladım biraz. Duştan çıkıp üstümü giydim. Siyah dar bir pantolon onun üstüne de beyaz tişört giydim. Saçlarımı kurutmaya üşendiğim için toplayıp aşağıya  indim.

Papucumun ağası baş köşeye oturmuş dikkatle ona servis yapan kızlara bakıyordu. Bunun anlamı "berdel" yapılacaktı. Eda'nın yanına geçip oturdum. 

Eda kulağıma eğilip fısıldadı "Ya beni seçerse baksana bu tarafa bakıyor Elvan abla"

Kafamı o tarafa çevirdim. Adam ciddi ciddi bu tarafa bakıyor. Devran amcam dönüp "kahvemi senin kızından istiyorum Hikmet ağa"

Eda elimi sıkmaya başladı. Ah Allah kahretsin erkek olsaydım sözümü dinletirdim ama itiraz etsem sözümün bir hükmü olmayacak biliyorum.

Amcam "Eda kalk kızım kahveleri yap deyince"
Devran lafa atladı " kahveyi Eda'dan istemiyorum". Deyince derin bir oh çekip su içmeye başladım. Devran bana bakıp "Kahveyi Elvan'dan istiyorum" deyince içtiğim suyu püskürttüm.

Amcam " Elvan benim yeğenimdir ve berdele dahi değildir Devran ağa"

Devran ayağa kalkıp gürlemeye başladı "Ya kahveleri Elvan yapar ya da bu berdel olmaz Hikmet ağa" deyip son noktayı koydu.

Bütün gözler bana döndüğünde ne yapmam gerekeceğini  bilmiyordum. Ayağa kalkıp Devran ağanın karşısına dikildim.

"Senle evlenmeyeceğim Devran kılıç"

Devran alayla sırıttı "Sana soran olmadı zaten ben kararımı verdim berdel Elvan'la yapılacak"

Tam bir şey diyecekken yengem elime yapıştı. "Elvan ne olur oğlumu bana bağışla" diye yalvarmaya başladı. Babaannemle dedem bana umutsuzca bakıyorlardı. Ama yapamazdım sevmediğim tanımadığım bir adamla evlenemezdim benim bir suçum olmamasına rağmen.

"Hayır yapamam beni de anlayın" deyip koşarak odama çıkıp kapıyı kilitledim. Buradan çıkmam lazımdı ama nasıl bir yol bulmalıydım. Düşün Elvan düşün.

Arkadaşlar bu benim ilk hikayem umarım beğenirsiniz. Sizce diğer bölümde ne var ? Yorum yapar mısınız.

Seni İstemiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin