6: Bayan Kelly

601 62 5
                                    

YN: Bu bölümdeki bazı küçük detaylara dikkat etmenizi rica ediyorum. Bu küçük detaylar final hakkında küçük spoilerlar içeriyor. İyi okumalar. <3

•••

Okuldan dışarı adımlarken damağımın kuruduğunu hissettim ancak kaydolmaya çalıştığım lisenin önünde bira şişesini kafama dikerken görülmek pek hoş olmayabilirdi. İçki sınırı yirmi bir yaştı sonuçta.

Henüz kayıt işlemlerim başlamamıştı ancak annemin imzaladığı belgeleri okula bırakmıştım bile. Yetmiş beş dolar harç istiyorlardı işlemlerin başlatılması için. Bu parayı bulabileceğim tek bir kişi vardı ama bu sefer büyük ihtimal fazla yüzsüz olurdum.

Steve...

Bu kasabada tanıdığım tek kişi oydu. Tanımaktan kastım da tanışık olmaktı. Evet, Robin diye bir kızla da tanışmıştım ama hiç sohbetimiz olmamıştı. Steve ise öyle değildi. Her ne kadar arkadaş sayılmasak da bu kasabada en çok tanıdığım kişi oydu.

Etraftaki insanlara sora sora, biraz da hafızamı zorlayarak Family Video'yu buldum. Kapıyı iterek içeri girdiğimde o zil sesi yine içerideki herkesin kulaklarını doldurmuştu. Gözlerim Steve'i ararken plak dizili raflardan birine takıldı.

Master of Puppets...

Çoğu lokal dükkanda satışı yasaklanan bu plağı görmeyi beklemiyordum. Kentucky'deki hiçbir plakçıda bulamamıştım. Tamam, tam olarak yasaklanmış sayılmazdı. Metal müziğin şeytani inançları desteklediğine dair basılan gazete yazılarından sonra eyaletler şeytani inançlara dair yapılan çalışmaları yasaklamıştı. Buna çeşitli metal sanatçıları da dahildi.

Kendime engel olamayarak plağa doğru ilerledim. Paketi ışıl ışıldı. Kalak fotoğrafındaki kırmızı çizgilerde gözlerimi gezdirdim. Mükemmeldi. Keşke bunu çalabilecek bir pikabım olsaydı.

Büyülenmiş bir şekilde elimi kaldırarak parmak uçlarımı çizgilerin üzerinde gezdirdim. Annemin yanında asla metal dinleyemiyordum. Yeterince derdi yokmuş gibi bir de şeytani ayinlere kurban gitmeyeceğime onu inandırmaya çalışmaya gerek yoktu. Zaten başımızda bir tane şeytan vardı.

"Çok mu sevdin?"

Gelen sesle girdiğim büyülü transtan çıkarak başımı sesin geldiği tarafa çevirdim. Ben onu bulamadan Steve beni bıulmuştu.

"Selam." dedim diyecek bir şey bulamayarak. Biraz da utanmıştım açıkçası. Bir plak kapağına aşık olarak görülmek garipti. Hele de konu Metallica ve metal müzik olunca.

"Selam." En azından aldığım karşılık daha çok utanmama sebep olmamıştı. Şimdi isteyeceğim şey bu görevi rahatlıkla üstleniyordu. Mahcup olarak konuşmaya başladım.

"Aslında gelmemin sebebi plak bakmak değildi." 

Kıkırdadı. "Aslında plağa aşık olmuş gibiydin." Gülümsedim. Olabilirdi.

"Senden çok büyük bir ricada bulunacağımın farkındayım ama-"

Eline kaset doldurmuş bir çocuğun yanımıza yaklaşmasıyla sözüm yarıda kaldı. Steve bakışlarıyla çocuğu kontrol edip gözlerini gözlerime dikti. "Hemen geliyorum."

Ben cevap vermeye kalmadan çocuğun yanına giderek elindeki kaset yükünü aldı ve kasaya bıraktı. Bugün Robin yoktu, izin günü olabileceğini düşündüm. Steve'in gitmesini fırsat bilerek gözlerimi plak kapağına tekrar çevirdim. Tanrım, Metallica konserine gidebilmek için hayatımı feda edebilirdim.

"İki dakika yalnız bırakmaya gelmiyorsun."

İşi bitmişti sanırım. Gözlerimle etrafı inceledim, az önce yanımıza gelen çocuk gitmişti. "Bir şey söylüyordun." Doğru ya. Gözümün önüne gelen saçımı kulağımın arkasına atarak yarım kalan sözümü bitirdim. "Belki çok şey istiyor olacağım ama gerçekten yardımına ihtiyacım var."

Kutsal; Eddie MunsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin