༊*·˚. ≪•◦ Taraftar◦•≫ .ೃ࿐
"Hoca bastıra bastıra Taner suçlu diyor, hiçbirşey bilmese nasıl bu kadar emin konuşuyor?" dedi Gizem, sınıf arkadaşlarıyla tartışarak.
"Iyide Gizem, soruyoruz adama elinde birşey var mı diye, elimde birşey yok diyor adam. Bunda bir gariplik yok mu?" der İsmail, ortaya atılarak.
"Bizim bulmamızı istiyor çünkü! Videoya bakın dedi ya" dedi Gizem, hafifçe öfkelenmeye başlayarak.
"Belki bizi oyalamak için yaptı Gizem, adamın aklında ne var biliyor muyuz?" dedi Seher, sırasından kalkıp onlara yaklaşarak.
"Ya Gizem! Ne olursa olsun, Akif Hocanın bizi ikna etmesi gerekiyordu. Kusura bakmayın abi, ama ben Taner Hoca'nın tarafındayım! Varsa benimle olan buyurun gelsin!" dedi Mevim, öfkeyle ve onun tarafından olan birçok öğrenci katıldı. Tekrardan iki taraflara ayrılmıştı öğrenciler.. Akif Hoca'nın tarafında olanlar ve Taner Hoca'nın tarafından olanlar. Akif Hoca'nın tarafından olan Halil, Salih'e baktı. "Salih sende mi? Oğlum,iki gün önce burada duralım, Akif Hoca'nın yanında kalalım diyen sen değil miydin? Şimdi ne değişti?" diye sordu.
Taner Hoca'nın tarafinda olan Salih ise, "Abi, o bahsettiğin şey Akif Hoca, Taner Hoca'yı suçlamadan önceydi. Taner Hoca zamanında ablama burs buldu da ablam o sayede bittirdi liseyi." diye yanıtladı Salih.
Akif Hoca'nın tarafında olan Çetin ise yanlarına yanaştı, "Parayı verenin yanındasın diyorsun yani?" dedi çok ciddi birşekilde.
"Ne diyorsun lan sen? En azından senin gibi Akif'in yalakası değilim!" Diye bağırınca Salih, herkes kavga etmeye başladı. Kızlar hemen uzak durdu, oraya çok sataşmadılar. Çok geçmeden Ateş aralarına gelir ve herkesi birbirinden ayırır."Bir sakin olsun herkes! Ne yapıyorsunuz siz!? Deli misiniz siz!? Yine kavga mı edelim!? Isteyen Akif Hoca'ya insansın! Isteyen inanmasın! Tek bir gerçek var! Rüya videoda bir adamla o binaya giriyor ve o her kimse o kişiyi bulucam ben! Ya adam gibi kalıp, yardım edersiniz. Yada defolup gidersiniz!" Diye bağırdı Ateş. Herkes sakinleşmişti ve birbirine bakışıp pek birşey demediler. Sadece ona katılıp o adamın kim olduğunu bulmaya çalıştılar. Fikret, bilgisayar işinden anladığı için "Hadi Fiko, gel buraya" diye seslendi Halil. Fikret hemen gelip öğretmen sandalyesine oturur ve Akif Hocanın bilgisayarındaki o videoyu, sınıf arkadaşlarıyla inceler. "Abi burası Atatürk Caddesi'nin arkasındaki harabe yer değil mi? Bu terk edilmiş bina yani." dedi Nil, videoyu dikkatlice izleyerek.
"Rüya'yı ölü buldukları bina yani.." dedi Gizem, gözleri yavaşça dolmaya başlayarak. O sırada Mine, Tuğrul ile kavga etti. Çünkü Mine Akif Hocanın tarafındaydı, Tuğrul ise Taner Hoca'nın tarafina geçti. Ikiside baya bir tartıştılar ama sonra Tuğrul, Taner Hoca'nın tarafinda olanlarla birlikte sınıftan çıktılar. Akif Hocanın tarafinda olanlar ise, hala videodaki adamı bulmaya çalışıyorlardı. Mine koşturdu, sınıftan çıktı ve "Arkadaşlar ya gelin, o kişinin Taner Hoca'nın olduğunu bulucaz" dedi Mine, onları ikna etmeye çalışarak. "Olmaz. Biz, buradan çıkıyoruz" dedi Tuğrul, arkadaşlarıyla onaylayarak. Mine, Tuğrul'u duyunca şaşırdı, tekrardan Akif Hocayı satacaktı sınıfın yarısı.. Tam o sırada geri kalan diğer sınıf arkadaşlarına,onların kaçacaklarını anlatmak için, yola koyulan Mine, arkasından Tuğrul onu yakaladı. Bağırmaması için ağzından kapattı ve arkadaşlarına "Kaçın, ben yetişirim" diyerek lavaboya gitti.O sırada, Akif Öğretmen kendi ofisinde, sandalyesinde oturuyor. Kendi karnını tutuyor ve nefes almaya çalışıyordu.. Her geçen gün, her geçen saat gittikçe kötüleşiyordu.. öğrencilerin onun ofisine girdiklerini fark edince "Arkadaşlar... burda ne işiniz var?" diye sorar, nefes almakta zorlanarak. "Sizinle konuşmaya geldik. Hocam, Taner Hoca suçlu olamaz. Biz öyle düşünüyoruz. Ayrıca gösterdiğiniz şeyde hiçbirşey yok" dedi Mevsim. "Aynen hocam yani Taner Hoca'nın herkese bir iyiliği dokunmuştur" diye katıldı, İsmail. "Anladım...anladım... siz sırf size faydası dokunacaktı diye, aslında hiç tanımadığınız birini melek olarak mi görüyorsunuz?" diye sorguladı Öğretmen,nefesini düzgün birşekilde almaya çalışarak. "Evet hocam, eğer katilse o zaman ikna edin bizi" dedi Seher, arkadaşları da onaylayarak. "Arkadaşlar.." dedi öğretmen ve zor birşekilde ayağa kalkarak, dengede durmaya çalıştı. "Daha önce de söylediğim gibi, cevap bu videoda. Bana sormak yerine,kendiniz de cevabı bulabilirsiniz."diye yanıtladı. Sarışın kız bir adım öne atıldı, "Bizi burada tutuyorsanız eğer, zorundasınız hocam. Ya herşeyi anlatırsınız, ya da biz gidiyoruz." dedi Selin. "Maalesef, şu an böyle birşeye müsaade edemem. Şu an.. şu an kritik.. kritik şu an.." diye tekrarladı nefes nefese öğretmen, daha fazla dayanamayınca öğrencilerinin kollarına düştü,gözleri kapanarak. Öğrenciler "Hocam!" Diye bağırdılar,hepsinin ödü koparak. Akif Hoca'nın kollarından tutup onu yere yatırdılar. Sadece gözlerini açtı öğretmen, pankreası fena halde ağrıdığı için sadece nefes nefese kalarak,acılar içinde kıvrandı. O sırada öğrenciler hemen ondan kol saatini aldılar, ve çıkmak için bodrum katını açmaya çalışıyorlar.
Mine, o vakitte ise, Tuğrul'dan kaçmaya çalışır. Onun elini ısırır ve hemen lavabodan kaçar. Sınıfa döndü ve "Millet! Akif Hoca, yardıma ihtiyacı var! Koşun!" Diye bağırdı, Akif Hocanın tarafta olan öğrencileri uyararak. Öğrenciler şaşırdı ve "Ne oldu?" diye sorguladılar, ama sonra hemen işi gücü bırakıp ofise doğru koşarlar. İçlerinden sadece Fikret gitmedi, çünkü videodaki adamı bulmakla uğraşıyordu. Ateş ofise girer girmez, Seher Akif Hocanın kol saatini aldığını fark eder ve hemen kavga çıkararak ondan almaya çalışır. Akif Hoca taraftarları, Taner Hoca taraftarları ile kavga ediyordu. Gizem ise ofise girdiğinde,gözleri hep öğretmeni aradı. Onu yerde, acılar içinde kıvranırken görünce şaşırdı. "Hocam! Hocam ne oluyor?" dedi onun yanına çömelip,sıkıca onun elinden tutup,okşayarak. Akif Hoca, Gizem'e karşı nazik davranmaya çalıştı. Ama canı çok yanıyordu, ellerinde damarları çıkacak gibiydi, aynı zamanda nefes darlığı vardı.
"Arkadaşlar durun!!! Arkadaşlaaar! Durun! Katili buldum!" Diye bağırdı Fikret, ofise bilgisayarla birlikte girerek. Herkes bir anda kavga etmeyi bıraktı ve bilgisayara doğru baktılar. Bilgisayarda ise, o videodaki adamın bir cama doğru baktığı gözüküyor ve o camın yansımasında Taner Hoca'nın yüzü net birşekilde çıktı. "Taner Hoca" dedi Gizem, ayağa kalkıp videoya bakarak. "Şimdi...şimdi bana inandınız mı?" dedi Akif, çekmecelerden tutunarak, ama hala yerdeydi. "Sınıfa.. sınıfa gidin.." dedi, gözleri kapanırken. Öğrencilerin saçı başı kavgadan sonra dağınıktı, Taner Hoca'nın tarafinda olan öğrenciler videoyu görer görmez zaten şoka girmişti. Daha sonra herkes sınıfa döndü, sadece Gizem kaldı. Yerde çömeldi ve öğretmene su şişesini uzattı. "Hadi Gizem, gidelim sınıfa. Hadi" dedi Ateş, kapıda onu bekleyerek. "Ben yetişirim, sen git" dedi Gizem ve Akif Hocaya göz kulak olur. Ona su içirdikten sonra ellerinden tuttu ve hocayı sandalyeye oturttu. Akif Hoca parmaklarıyla kendi gözlüğünü düzeltti ve genç kıza baktı. "Sağol Gizem... sağol. Ama şimdi sınıfa dönüp, arkadaşlarının yanında olman daha iyi.. "Dedi, nefesi git gide yerine gelerek. Gizem, Akif'i duyunca pek birşey diyemedi... Onu rahatsız etmek istemedi. Çömelmeyi bıraktı ve ayağa kalktı. Ofisi tam terk edecekken arkasını döndü ve öğretmene baktı. "Ben biliyordum. Sizin haklı çıkacağınızı biliyordum. Dediğim gibi, ben size inanıyorum hocam. " dedi ve hafifçe gülümseyerek ofisi terk ederek, sınıfına döndü. Akif Hoca, Gizem'i duyunca hafifçe kızardı. Ona gerçekten minnettardı.. bunca yaptıklarından sonra,ona ne kadar borçlandığını bile açıklayamadı. Alnındaki teri nazikçe sildi ve akşama hazırlandı.
Güneş battı, hava karardı.. herkes sınıfta çok sessizdi. Öğretmen içeri girdi, herkes üzgün suratla birşey demedi, ama hoca içeri girince herkes ayağa kalktı. "Hocam biz... özür dileriz..." dedi Salih,çok pişman birşekilde. "Özür dilenecek birşey yok.. "dedi öğretmen, olabildiğince nazik davranarak. Sonra onlara, "Sonuçta sizden istediğimi yaptınız. Kendi doğrularınız için, savaştınız. Doğru bildiğiniz şey için, beni karşınıza aldınız. Ben, size saygı duyuyorum. Oturun lütfen " dedi birazcık gülümseyip,çok sakin birşekilde. Herkes yerine oturunca, Akif Hoca gözleri yaşararak onlara, "Arkadaşlar. Belki de bugün herşeyin bittiği gün olacak. Belki de, bugün Rüya'nın katili ortaya çıkacak." der.
"Herşey gerçekten bitti mi hocam?.." diye sordu Mevsim, sınıf arkadaşlarıyla beraber şaşırıp, gözleri yaşararak. "Peki hocam, şimdi ne yapacağız? Videoyu internette mi yükleyeceğiz?" diye sordu Fikret,kendi gözlüklerinin arkasından gözyaşlarını silerek. "Bildiğiniz gibi. Video internette zaten var. Ama Taner, suçunu canlı yayında itiraf ettikten sonra,başka kanıta gerek kalmayacak." dedi ve masasında duran bilgisayarında bir kamera kaydını açar, "Gördüğünüz görüntü, kameradan okulun koridoru gösteriyor, birazdan Taner'le burada buluşacağız. Sizden ricam, canlı olan canlı yayını yayınlamanız. " dedi öğretmen ve sınıfı terk edecekken durdu. "Arkadaşlar." Dedi Öğretmen ve yavaş adımlarla tahtanın önüne geçti, "Arkadaşlarım... Bana yardım ettiğiniz için, teşekkür ederim." Dedi hafifçe sırıtıp,gözleri yaşararak. Herkes ağlayacak gibiydi.. eğer Taner Hoca herşeyi itiraf ederse,bu son görüşmeleriydi.. öğrencilerden biri ayağa kalktı, o kişi Gizem'di. "Biz teşekkür ederiz hocam." Dedi, gözleri yaşararak ve sonra dayanamayıp gözyaşları akıtarak. "Teşekkür ederiz" dedi öğrenciler hepsi tek tek ayağa kalkıp, öğretmene borçlanarak. Akif Hoca, herkesten bunu duyunca gözleri aniden doldu, ağlayacak gibiydi... ilk defa onların yanında kendini öğretmen gibi hissetmişti.. bu çok güzel bir duyguydu.Devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐀ş𝐤'𝐚 𝐃üşü𝐧 || Akgiz.ೃ࿐ Öğretmen Öğrenci İlişkisi
Romance( TÜM FİKİRLER BANA AİTTİR! DİĞER TÜM FİKİRLER ÖĞRETMEN DİZİSİNDEN ALINTIDIR. ) Hikayenin baş kahramanı olan fizik öğretmeni Akif Erdem; öğrencilerine bir "insanlık dersi" vermek istemektedir. Yalnız Akif Öğretmen; bildiğimiz, alıştığımız öğretmenle...