"Otuzüç" 🖋️

11.6K 964 317
                                    


Bu bölüm Maysa_58' e ithaf edilmiştir ....

♟️♟️♟️

Tuzlu dalgalardan vuran esinti ince stor perdeyi havalandırıyor, çıkarttığı her tıkırtı odaya adeta bir ninni gibi doluyordu. Yorgun olan bedenlerden çok zihinler, bilhassa da yüreklerdi. Araya giren aylar, hatta yıllar koyu bir hasretten dem vuruyordu şimdi. Birbirine karışmış bedenlerin ateşi çoktan sönmüş, külleri sonsuz maviliklere doğru savrulmuştu. Odaya sızan güneş ışıkları içeriyi ılıman bir liman yapmıştı. Bal hareler uzun zaman sonra böyle huzurla , böyle deliksiz uyku görmüş, derken kulağına dolan bir tıkırtı ile uzun kirpikleri usulca aralanmıştı. Elleri aradığını bulacağından emin bir halde uzanmıştı yattığı yerden yamacına doğru. Fakat hayır. Beklediği naif bedenin aksine iri bir soğukluk karşılamıştı onu. Kısık gözleri dehşet içinde ardına kadar açılırken bir anda fırlamıştı yataktan. Bakışları üzerindeki nevresimi iteklerken boş odada hızla turlamıştı. Ne bir eşyası , ne de kendisi... Güz yoktu ! Gitmişti !

Siyah iç çamaşırı ile atıldı kapalı duran kapıya doğru. Bunu nasıl yapardı ? Hiçbir şey demeden nasıl çekip giderdi ? Bunu ona bir kez daha nasıl yapabilmişti ? Zihninde dün gece yaşadıkları özel anlar dönüp dururken hışımla kapıyı açıp odadan dışarı bir adım attı. Attığı adımla karşısındaki kişiyi görüp durması bir olmuştu. Öfkeden kızarmış bal hareler yere çömelmiş ve sessizce sandaletlerini giymeye koyulmuş kadında hızlı nefesleriyle dolaştı. Buradaydı. Henüz buradaydı ama gidecekti! Hemde tek bir kelime dahi etmeden, dün gece yaşadıklarını yok sayarak arkasını dönüp yine gidecekti ! Hayır . Hayır bu kez olmazdı ! Bu kez kalbini kırmak için özel seçeceği kelamları dizelemesine müsaade etmeyecekti. Damarına basmasına, gururunu yerle bir edip onu sindirmesine müsaade etmeyecekti. Bir adım daha atıp onu görünce ayaklanan kızın kolundan sıkıca tuttu. İs rengi menevişler yakalanmanın verdiği mahcubiyetle sağa sola kaçışıyordu.

-Bir kez daha mı yapacaksın bunu bize ?'dedi bal harelerindeki siyah irisleri ona odaklanmış vaziyette küçülürken. 'Bir kez daha mı yarı yolda bırakacaksın beni Güz ?'

Derin nefesler alarak başını hafifçe önüne eğdi genç kadın. Başka yolu yoktu. Gitmekten başka çaresi yoktu. Birlikte olmaları büyük mucizelere bağlıydı . Ve onun hayatı mucizelerden fersah fersah uzaktı. O da çok isterdi bu sabaha sevdiği adamın kollarında uyanmayı. Gözlerinin içine gülerek bakmayı... Lakin sırtındaki onca yükle bunu yaşamak öyle ütopikti ki ! Kolunu savcının avuçlarından kibarca çekip yutkundu.

-Bizim bir yolumuz yok Oğuz Kağan. Bizim birlikte yürüyecek yolumuz kalmadı.'

Duyduğu ile ellerini ensesine yaslayıp derin derin nefesler çekti içine genç adam. Artık bunları duymaktan sıkılmıştı. Hiç uğruna bir buçuk sene birbirlerinden ayrı , hasretle ve acı çekerek geçip gitmişti. Yetmez miydi bu kadarı ? Yetmez miydi bu kadar acı ? Gözlerini ve bakışlarını ondan istikrarla kaçıran kızın yüzünü bir anda avuçlayıp gözlerini gözlerine çevirdi. Gözbebeklerindeki titreyiş avaz avaz yalvarmakla eşti.

-Birbirimizden başka yolumuz yok bizim ! Baksana ! Bir şekilde yeniden kesişiyor adımlarımız. Ve biz aramızdaki şeye engel olamıyoruz!'dedi ses tonu içine dolan öfkeyle yükselirken. Genç kızın dumanlı bakışları yaşlarla dolmuştu. Bilmiyordu. Nelerle uğraştığını, hangi zorlukların içinde debelendiğini , nasıl kirli adamlarla cebelleştiğini bilmiyordu. Bilmemeliydi de. Eğer bilirse rahat durmazdı. Okları üstüne çeker , Güz ile uğraşan kim varsa savuşturayım derken kendine bela üstüne bela sarardı. Çamur gibiydiler çünkü. Temizlemek istedikçe daha da yayılıyorlardı etrafa. Mutlaka bir izleri kalıyordu. Başını hafifçe iki yana salladı.

A'RAF'AŞK (Töre&Adalet Serisi) (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin