7. BÖLÜM: Tabutun Arasındaki Solmuş Çiçekler

123 23 12
                                    

•••BÖLÜM YEDİ: TABUTUN ARASINDAKİ SOLMUŞ ÇİÇEKLER

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

•••
BÖLÜM YEDİ: TABUTUN ARASINDAKİ SOLMUŞ ÇİÇEKLER

Gece ve gündüzün buluştuğu en soğuk noktanın arasındaki çatlaklardan sızan bir karanlık gibiydi içinde bulunduğumuz durum. Gökyüzündeki sanrıların düşleriyle yerini değiştirdiği bir hiyayeydi bizimkisi. Soluksuz bir yıldızın kendini asması kadar acizdi. Ağızdan çıkan her bir kelime gibi boşluklar yaratıyordu. Tanrı'nın elleriyle açtığı kesikler kadar acı veriyordu her bir kelime. Gözlerimin arasında yitip giden hiçliklerin arasında saklıydı cevap. Asla bulamayacağız kadar uzakta, bir o kadarda yakın. Ağır bir ölümün ardından gelen unutulmak gibiydi bizimkisi. Boşluğun ortasında yitip gitmek gibi. Ağaç dalların ölüm sessizliği gibi.

Nancy Wheleer, gözlerinin ardına saklanmış karanlıkla bize bakarken dudaklarından çıkacak her bir kelimeden kaçmaya hazırdı ruhlarımız. Gözlerini ağır ağır kırpıştırdıktan sonra gözlerini diktiği eski tahta kapıdan Steve'e doğru yönlendirdi. "Fred, öldü" dedi ağır bir biçimde. Dudaklarından dökülen bu iki kelimede cehennem ıstırabı gibi dökülmüştü genç kızın dudaklarından. Fred kimdi bilmiyordum, ancak odada Eddie ve ben hariç herkesin olayı bildiğini fark edebiliyordum.

"Fred'te kim?" diye soran Eddie olmuştu. "Gazete için benimle çalışan bir arkadaşım. Aynı Chrissy gibi öldüğünü söylüyorlar ve olay için baş şüpheli sensin Munson." dedi Nancy. Dustin ekledi. "Ama iyi haber şu ki henüz adın duyurulmadı basına." Kafamda olayları tarttıktan sonra konuştum. "Yani Fred'i Vecna'nın mı öldürdüğünü söylüyorsunuz?"

"Evet, yüksek ihtimal." dedi Dustin. "Aslında cinayetlerle bağlantılı olduğunu düşündüğüm bir şey var." dedi Nancy. Bir süre sessizliğini koruduktan sonra devam etti. "Ancak bir tık atma tutma teorisi."

"Adım kamuya yansıdıktan sonra ne olacak peki?" diye sordu Eddie. "Ucubeyi avlayacaklar." dedi Robin. Aman ne harika. "Düşündüğün şey nedir Nancy?" diye soran Dustin 'di. "Cinayetler, Victor Creel ile bağlantılı olabilir." dedi. "O da kim?" diye sordu Max. "50'lerde ailesini öldürdüğü için akıl hastanesine kapatılmış bir adam. Kütüphaneye gidip arşive baktığımda bunları buldum." deyip çantasından çıkardığı kağıtları önümüze koydu. "O zaman için cinayetlerin şeytanla bir ilgisi olduğunu söylemişler. Ancak Fred ve Chrissy'nin ölümlerine oldukça benzer şekilde ölmüşler."

"İyide bu en az 20 yıl önce." dedi Robin. "Vecna'nın ilk cinayetini 50'lerde işlediğini mi söylüyorsunuz yani?" diye sordum. "Bir olasılık." diye cevap verdi Nancy. Kısa bir sessizliğin ardından konuştu. "Victor ile konuşmanın bir yolunu bulmalıyız bence."

"Onu nasıl yapacağız?" diye sordu Steve. Meraklı gözlerle Nancy'e bakıyordu. Nancy bir süre bekledikten sonra cevap verdi. "Aslında bir fikrim var. Robin ve ben halledebiliriz, ve senle adını hatırlamadığım kız çocuklara göz kulak olursunuz." Adını hatırlamadığım kız dediği ben oluyordum sanırım. Steve Harrington ile çocuk bakıcılığı mı? Daha kötüsü de olabilirdi.

Ölü Sanrılar ve Ezgileri | Eddie Munson (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin