TORUNLARIMIZ BÜYÜDÜ! Öhm şimdi güzel bir yaş hesaplaması yapacağız ve evet 5 torunumuz var...
Omega Joonseo 9 yaşında
Delta Taewon 8 yaşında
Alfa Seongmin 8 yaşında
Alfa Minho 6 yaşında
Vita Yoonji 3 yaşındaSınır 80 oy 100 yorum
"Seongmin, Minho! Bırakın kardeşinizi!" Annelerinin uyarısını umursamayan ikili vita kardeşlerine soluk aldırmıyorlardı.
Jimin eşinin ve minik deltasının yokluğunda canı sıkılan çocuklarını bahçeye çıkartmıştı fakat hesaba katmadığı bir şey vardı, çocuklarının yaramazlığı.
Her ne kadar en büyük çocuğu onunla oturup sakin sakin sohbet etse de son üçlü başına dertti. Alfaların tek derdi minik vitanın hareket etmesiydi. Attığı her adımda düşecekmiş gibi davranıp kardeşlerini de panikletiyorlardı. Arada bir küçük kardeşlerini kucaklarına almaya çalışıyorlar, çabuk yoruldukları için bu sefer de onlar düşecek gibi oluyorlardı. Üstelik vita bu durumdan hiç ama hiç memnun olmadığından sürekli sızlanıp ağlıyordu.
Beklendiği gibi vita ağlamaya başladığında Jimin yorgunlukla oğluna döndü. Mesajı anlayan omega başını sallayıp küçük kardeşini annesinin yanına getirdi.
"Aşkım, çok mu bunalttı abiyle abla?"
"Onlar hep yanımda. Yürüyemiyorum bile!" Küçük vita mızmız mızmız konuşup abisinin kucağından annesine atıldı.
Jimin vitayı kucağına alıp sıkı sıkı sarıldı. O sırada yanına oturan Joonseo de elini kardeşinin sırtına attı.
"Onlar seni çok sevdiklerinden öyle yapıyor Yoonji. Sen düşme diye yanından ayrılmıyorlar."
"Ama ama ama sen gelmiyorsun yanıma. Sen sevmiyor musun beni?"
"Seviyorum ama ben de yanına gelirsem annem tek kalır, değil mi?"
Vita anladığını belli edercesine başını salladı. Büyük abisiyle konuşmak her zaman iyi hissettiriyordu.
Bir süre annesinin kucağında tatlı tatlı otursa da anında canı sıkılan vita annesinin kollarından kaya kaya tekrar kardeşlerinin yanına koştu.
"Biliyor musun, en sevdiğim çocuğum sensin." Joonseo gülümseyerek annesine çevirdi bakışlarını.
"Sen de benim en sevdiğim ebeveynimsin."
Anne oğul birbirlerine gülümsese de akıllarından benzer şeyler geçiyordu. 'Baban gelene kadar.' 'Taewon gelene kadar.'
Bir süre birbirlerinin en sevdikleri insanlar olarak sohbet etseler de beklenen an gelmiş, Jungkook ve Taewon sarayın bahçesine giriş yapmışlardı.
Çocuklar anında babalarına koşarken Taewon annesine koştu.
"Anne! Bugün babamla birlikte tersaneye gittik! Bir sürü gemi gördüm! Babam bir gün sürmeyi öğreteceğini söyledi! Ben de birini süreceğim!"
"Aferin oğluma!" Jimin kendisine sarılmış bedenin saçlarını şefkatle okşadığında Taewon oldukça huzurlu mırıltılar çıkarttı. Babasının yanında olduğu yaştan büyük gözükmek için çaba sarfederken annesinin yanında tam tersi oluyordu. Elinden gelse kucağına çıkıp hiç inmeyecekti. Tabi Jimin'in minyon vücudu buna el vermiyordu. Mecburen sarılmayla geçiştireceklerdi.
Tüm aile hasret gidermeden sonra yemeklerini yiyip yorgunlukla odalarına çekilmişlerdi.
"Jimin, yarın Chumi krallığı ziyarete gelecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
King and Slave -JiKook ✓
FanfictionMuhteşem Yüzyıl x JiKook x Omegaverse Başlarını kaldırmadan selam duruyorlardı ki aralarından birisi oldukça saygısız sayılabilecek bir hamlede bulundu. Başını hafifçe kaldırdı, tek kaşını kaldırarak doğrudan veliaht prensin gözlerine baktı. Bu duru...