20

2.8K 280 231
                                    

İstediğinde 24 saat dolmadan sınırı dolduruyorsunuz istemediğinizde milyon yıl geçse doldurmuyorsunuz bu da üzüyor yani.

Sınır 80 oy 100 yorum

''Ben... Birkaç dakikaya geleceğim.'' Kimsenin bir şey demesini beklemeden saraya ilerlediğinde Jimin kalbine oturan ağırlığı hissetti.

Bu omegada bir haller vardı. İyi olmayan bir haller.

.......................

Jimin ağrıyan kalbine eliyle bastırdı. Omeganın bakışlarındaki tehlikeyi hissediyordu fakat kalkıp peşlerinden gidemezdi. Uzun süredir bir kraliçe olarak görevlerini çok iyi bir şekilde öğrenmiş yerine getirmişti. Jeon hanedanın temsilcisi olarak Chumi hanedanını şuan tek bırakamazdı.

Neyse ki tek değildi. En iyi arkadaşı yanındaydı.

Oğluna baktığında onun da kendisine endişeli bakışlarla baktığını gördü. O da hissetmişti annesinin huzursuzluğunu. Jimin minik bir baş hareketiyle sarayı gösterdiğinde Joonseo hemen ayaklanıp alandan uzaklaştı.

"Sarayda ne var ki herkes teker teker içeri gidiyor?" Kral espritüel bir yaklaşımla konuşsa da Jimin ciddiyetini korudu.

"Bilmiyorum fakat öğreneceğimize eminim. İsterseniz biz de içeri geçelim. Hava soğumaya başladı." Kralın onaylamasıyla herkes kalkıp saraya girmiş geniş oturma alanında oturmuşlardı.

Yaşlı kral ve kraliçe ne kadar sohbet açmaya çalışsa da Jimin'in yoğun moralsizliği tüm girişimleri karşılıksız bırakıyordu.

Neyseki ilk omega prenses, ardından eşi ve çocuğu geldiğinde ağrısı bir ufak da olsa hafiflemişti.

Neler olduğuna dair bir bilgi almak için eşine baktığında Jungkook sadece gülümsemiş hemen ardından yaşlı kralla sohbet etmeye başlamıştı.

Birkaç saatin ardından herkes teker teker odalarına dağılmıştı. Ne prensesin ne de eşinin yüzünden bir şey anlayamamış Jimin kendi odasından önce Joonseo'nun odasına gitmişti.

"Onlar beraber miydi yoksa ayrı ayrılar mıydı?"

"Beraberlerdi anne. Prenses sürekli konu açmaya çalışıyordu ama babam hep kısa kısa cevaplar veriyordu."

"Ne diyordu prenses?"

"Babam ok atarken çok havalıymış, bir de kendi ülkesindeki alfalara göre de çok kibarmış. Ayrıca ondan okçuluk dersi istedi çünkü kendi abisi ve babası istemiyormuş."

"Baban ne dedi?"

"İltifatlara teşekkür etti. Derse de fırsat olursa dedi." Jimin sinirinin başının tepesine yükseldiğini hissediyordu. Öyle ki eli bile hafiften titremeye başlamıştı.

"Teşekkürler Joonseo. Duyduklarının hepsini unut. İyi geceler." Jimin oğlunun başını okşayıp odadan çıkmak için hareketlense de oğlunun sözüyle olduğu yerde durdu.

"Unutmayacağım." Jimin'in meraklı bakışlarını gören Joonseo devam etti. "Babam seni çok sinirlendirdi çünkü yaptığı hiç doğru değil. Seni üzen beni üzer."

Jimin olduğu yerden ayrılmadan otoriter bir sesle konuştu.

"Ben dahil hiç kimse için babana karşı gelmeyeceksin. Şimdi yat ve uyu."

Oğlunun bir şey demesini beklemeden çıktı. Siniri iyi ebeveyn olma çabasının oldukça önündeydi.

Odasına girdiğinde eşi de üstünü değiştirmiş, yatağa girmek üzereydi.

King and Slave -JiKook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin