Bölüm şarkısı: Ghostly Kisses - Blackbirds
***
'Sisteme giremiyorum. Mahru sende bir gelişme var mı?' Zehra'nın sıkıntılı sesle söylediği cümleyle ona dönüp kafamı olumsuz anlamda sallayıp, sayfayı yeniledim.
'Hadi ilk önce kahvaltı yapalım. Bir saat sonra da baksak sonuçlar değişmeyecek zaten.'
Sabahın sekizinde Zehra'nın gür sesiyle uyanmıştım. Sonra tekrar uyumaya çalışsam da teyzem sonuçların açıklanıp açıklanmadığını öğrenmek için sürekli görüntülü aramış ve canım kuzenimle bağıra bağıra yanımda konuşmuşlardı. E tabi benim uykum bu arada yalan olmuştu.
Her ne kadar tercih yapıp yapmayacağıma karar vermekte çok zorlansam da ben de sonuçları merak ediyordum ama Zehra o kadar heyecanlıydı ki benim hevesim onunkinin yanında sönük kalıyordu. Diz üstü bilgisayarımı ada tezgahın üstünde açık bırakarak buzdolabına yöneldim, bir yandan da kuzenimin suratındaki ifadeye gülüyordum. Kafasını neredeyse bilgisayar ekranına sokmuş, gözlerini kocaman açmış kaşlarını havaya kaldırmıştı. Yüzümü dolaba çevirdiğim anda arkamdan gelen çığlık sesiyle hızla Zehra'ya döndüm. Bakışları sürekli yön değiştiriyor bir bana bir laptopa bakıyordu.
Sonunda zar zor 'Mahru..' dediğinde ya çok güzel bir şey ya da çok kötü bir şey olduğunu düşünüyordum. Ne yazık ki bu kız tezat duyguları aynı düzeyde yaşıyordu. Hızla yanına yürüdüm ve yerleştirme sonuçlarının bulunduğu sayfada gözlerimi gezdirdim. İkinci tercihi olan ülkenin en prestijli okulu Algan Üniversitesi fizik bölümünü yüzde yetmiş beş bursla kazanmıştı. Şimdi kafasını ekrana neden soktuğunu, çok iyi anlıyordum.
Heyecanla yüzüne baktığımda çoktan gözleri dolu dolu beni izliyordu. 'Zehra..' deyip tam sarılacakken sabahtan beri susmayan telefonu tekrar çalmaya başladı. Kararsız bir şekilde gözleri yüzümde gezindiğinde, 'Teyzemdir, hadi aç bekletme, çatlamıştır.' dedim.
Ayağa kalktı ve pufun üstündeki telefonu aldı. Aramayı açtığı gibi teyzemin sesi mutfağı doldurmuştu. 'Açıklandı mı?'
Zehra başını sallayıp tercih sonucunu annesine gösterdiğinde, bağırarak 'Göremiyorum kız, ne yazıyor orada?' dedi.
Ben teyzemin tepkisine gülerken kuzenim açıklamayı okumuştu. Kısa süreli bir sessizlikten sonra ben de kafamı uzatıp Sibel Sultan'a baktım. Karnına koyduğu telefonla kamerayı yukarı tutuyor, ondan çok tavan gözüküyordu. Yüzünün yarısından bile şaşkınlığını net bir şekilde görünce kıkırdadım.
Gülüşümle gözleri bana kaydı ve 'Mahru, seninkinden haber yok mu?' diye sordu. Teyzem sorunca aklıma gelen tercih sayfama yöneldim ve 'Bir daha deneyeyim.' deyip siteye tekrar giriş yaptım. Önümde beliren sonuçla bir an okumayı unuturken, okulda çekilen ve çirkin çıktığımı düşündüğüm fotoğrafıma bakıp kaldım. Kolumdan tutulmamla yanıma döndüğümde, Zehra aniden üstüme atlayıp, kollarını bana dolamıştı. Bir yandan zıplıyor bir yandan annesiyle konuşuyordu.
'Anne, anne, Mahru da kazanmış. Hem de yüzde yüz bursla işletme bölümünü.'
Söyledikleriyle ne yapacağımı bilemez halde Zehra'ya ayak uydurmaya çalışırken ellerim havada kalmış, ayaklarımın üstünde hafifçe yaylanıyordum. Arkamdan gelen, kuzenim ve teyzemin sesini algılayamıyordum. Ruhum bedenimden ayrılmış bambaşka diyarlara gezintiye çıkmıştı. Bir şeyler düşünüyor muydum yoksa ne düşüneceğimi mi düşünüyordum ona bile karar verememiştim.
Bir el gelip sakince omzumu sıvazladı, dokunuşu ipeksi, varlığı kuşkusuzdu. Tüy kadar hafif bu avuntumla, kalbimi sıkan acımasız tırnakların yerini, ablamın hayali, annemin beklentileri, babamın eğilmeyecek başı aldı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEYULA
Teen Fiction...Üstündeki eşyalardan bağımsız gözlerine bakarak konuştum. 'Çok siyahsın' Dalgın bakışlarım ellerime düştü ve damarlarımı incelerken, parmak çizgilerim yerini karanlık, çıkmaz sokaklara bıraktı. Beni siyah gözlere esir eden, dilsiz, hare...