SSM6

490 58 56
                                    

"Tae, dur!"

Yemeğin ortasında gelen sesler ile kafamı kaldırdım.

Taehyun bu tarafa geliyordu ve kızgın görünüyordu.

"Ah, yine ne var?" Ryujin göz devirerek konuştuğumda Taehyun'un kolumdan tutup beni kaldırması bir olmuştu.

"Pardon, bir sorun mu var?" Sesimi nazik tutmaya çalışarak konuştuğumda yanağıma bir yumruk yemeyi planlamıyordum.

İnlememek için dudaklarımı birbirine bastırdım, vücudum çök narindi. Malum kullandığım ilaçlardan sebebi belli.

Yumrukla dudağım patladı be yanağımın sızladığını hissettim.

Herkes daha ilk şoku atlatamadan bir yumruğu da çeneme geçirdi ve bacağıma tekme attım [bilmeyenler için, çeneye yumruk çok tehlikelidir.]

Bu hareketler ile titreyen bacaklarım daha fazla dayanamadı ve yere düştüm.

Gerisi bulanık, sadece kafamda keskin bir ağrı vardı ve dudağımın kenarından akan kanı hissedebiliyordum.

Gözlerimi araladığımda etraf bulanıktı, ve bu bulanıklıkta bile kaos ortamı belliydi.

Son bir iki ses ve bitti.

"Kafası yere çarptı, kanıyor!"

"Seni öldüreceğim orospu çocuğu!"

"Sunghoon, sakin ol!"

†††††††††††††††††††††††††††††††††††††††††

3. Kişi ağzından

Sunoo gözlerini araladığında doktoru başında dikilirken ve yüzünde bir şeyi dikkatle sildiğini veya... Bir dakika, ne yapıyordu o?

"Siz ne yap-"

"Yüzüne bulaşan kanı siliyorum, endişelenme."

Doktorun dalgın sesi ile kafasını salladı.

Ancak, kafasının arka tarafına büyük bir acı saplandığı için hafifçe inledi.

"Kafanızı oynatma, artık orada bir yaran var."

"Ne, ne zaman geçer?"

"Uhm, 1 ay? Belki biraz daha fazla?"

Sunoo bu kafayla nasıl yatacağıni düşünüyordu.

"Endişelenme, onu hallettim ben, gece canın acımaz."

Doktor düşüncelerini okumuş gibi konuştuğunda gülümsedi.

"Teşekkürler."

"Rica ederim, bu arada ben Woojin. Tanıştığıma memnun oldum."

"Oh, ben de Sunoo memnun oldum."

Sesi biraz çatallaşmıştı, sıcak bir şeyler içmek istedi.

"Ne zamandır bilincim kapalı?"

Doktor Woo kısaca saate baktı.

"Umm, 5 buçuk saatten fazla oluyor. Tabii bunda verdiğim ilaçların etkisi de var."

"Arkadaşlarım, onlar çok endişelenmiştir."

"Ah evet, adının Heesung... Heesung galiba, her neyse olduğunu söyleyen biri geldi ve seni görmek istiyor."

"Görüşebilir miyim?"

"Tabii, hemen çağırayım."

Doktor Woo ayağa kalktı ve odadan çıktı. Bir kaç dakikanın ardından içeri Heeseung girdi. Endişeli görünüyordu.

"Sunoo, iyi misin?"

"Ah, ben şey evet ancak..."

"Diğerleri gelemedi... Jake'i biliyorsun, diğerleri ise odalarına kilitlendi. Sunghoon'u... Onu şeye aldılar..."

"Ne? Nereye?" Sunoo içinden düşündüğü yer olmaması için tanrıya dua ediyordu.

"Nöbet geçiren hastalar."

Bunların hepsi Sunoo yüzünden mi olmuştu? Daha ne yaptığını bile bilmiyordu.

"Sen kafanı yere çarptıktan ve bilincin kapandıktan sonra Sunghoon ona saldırdı ve, nöbet geçirmemesine rağmen öyle görünüyordu. Taehyun'a ceza verilece-"

"Ben ne yaptım?" Gözleri dolmuştu.

Heeseung hızlıca başını iki yana salladı ve Sunoo'nun sarı saçlarını okşadı.

"Sadece bir yanlış anlaşılma, hallettik."

"Kafamda ölmeme sebep olabilecek bir yara var Heeseung!" Sunoo'nun sesi yükselmişti ve zangır zangır titriyordu.

"Sunoo..."

"Ne, ne var yine?" Sesi daha da yükseldi.

"Çok fazla titriyorsun bu sağlıklı değil. Doktoru çağıracağım!"

Kalkacağı sırada Sunoo kolundan tutup tekrar çekti.

"Benim bir şeyim yok!"

Heeseung onu dinlemedi ve kapının önünde telefonu ile ilgilenen doktor Woo'yu çağırdı.

Woojin hızlıca içeri girdi. Sunoo ne olduğunu anlayamadan sakinleştirici iğne yaptı.

Sunoo üstüne çöken yorgunluk dalgasıyla gözlerini yavaşça kapattı.

Yuna

Lanet olsun, Taehyun çok sertti... Bu kadar sert olmasını planlamamıştım.

Ve ilgisini çekeceğinden bile emin değildim. Bir anda söyleyiverdim.

Ah, yine de pekte pişman değilim. Eğlenceliydi.

Herkes odasına kilitlendi, bu da iyi bir şeydi.

Ben ortalıkta olmadığım için hâlâ özgürdüm. :)

Hızlıca gözlerime yanması için 2 fıs parfüm sıktım.

Doğal olarak yanan gözlerimden yaşlar gelmeye başladığında gülümsedim ancak rolümden ayrılmadım.

Hızlıca doktorun olduğu odaya ilerledim.

Kapıyı çaldım ancak gir komutunu alınca girmedim ve kendimi yere bıraktım.

Planladığım gibi, doktor kapıyı açıp yerde çaresiz (?) yatan bedenime baktı ve hemen ne olduğunu sormaya başladı.

"Ben... Sanırım yanlış ilaç içtim, ah bilmiyorum!" Sesim titriyordu.

Doktor hızlıca beni içeri taşıdığında dikkatini dağıtmam gerekiyordu.

"Şurada biri var." Sesim hâlâ titrerken doktor şüphe etmiş olacak ki dışarı çıktı. Ben de o sırada oda arkadaşımdan ödünç aldığım :) ilacı ağzıma attım.

Ah, kesinlikle iyi rol yapıyordum.

mind || sunsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin