SSM9

415 47 5
                                    

Hyunjin koridorda yürürken ona çarpan kişiyle afalladı ancak düşmedi.

Ancak ona çarpan kişinin yerde olduğunu görmesiyle hemen elini uzatarak kalkmasına yardımcı oldu.

O sırada Sunghoon ve Chaeryeong arkalarından koşarak geldi.

"Oh, Jihoo dikkatli olmalısın."

Jihoo umursamadan koşmaya devam edince Hyunjin şaşkınlıkla arkasından bakıyordu.

Sunghoon ve Chaeryeong da peşinden gitti.

Hyunjin merakla peşlerindeň giderken Jihoo alt kata indi ve bir kapıyı açarak çalışanların kaldığı odaların kapısının her birinin numarasına baktı.

25 numaraya gelince durdu ve kapıyı açmayı denedi ama kilitliydi.

Nereye koyduğunu düşünürken Sunghoon Chaeryeong ve Hyunjin ona yetişmişti.

"Jay hyung... Jay hyungun odasına gitmem lazım!"

"Jihoo, hâlâ b-"

Chaeryeong onun sözünü kesti.

"Sorgulama Sunghoon, işi bitince sorarız. Önemli bir şey olduğu belli. Hyunjin sen götür Jihoo'yu."

Hyunjin kafa sallayınca ikisi birlikte hızla yukarı çıktı ve Jay ve Felix'in odasına girip Felix'in yatağının altından bir kutu çıkardı.

Hızlıca içinden bir anahtar çıkararak kutuyu kapattı ve yatağın altına itti.

Ardından Hyunjin'i beklemeden nefes nefese tekrar aşağıya indi.

Geldiklerinde Sunghoon ve Chaeryeong hâlâ oradaydı ve Sunghoon Sunoo ile konuşuyordu.

"Pekâlâ, sorun yok... Evet, evet o iyi... Geleceğiz birazdan... Hmhm... görüşürüz!"

Sunghoon telefonunu cebine atıp Jihoo'nun ne yaptığını anlamaya çalıştı.

"Jihoo, neler oluyor?"

Jihoo kafasını hafifçe iki yana salladı. Anahtarı kapıya taktı ve kilidi birkaç kere çevirdi.

Kapı açıldığında hepsi kapıdan içeri baktı.

"Hayır, hayır böyle olmaması gerekiyordu!"

Jihoo hızlıca odaya girdi. Diğerleri de arkasından girince yatakta gördükleri görüntü ile resmen şoka girdiler.

"Felix, uyanman gerekiyor. Lütfen uyan!"

Jihoo onu sarstı ancak bir şey olmayınca Chaeryeong kendine geldi ve hızlıca yatakta yatan sarışın bedene yaklaşarak nabzını ölçtü.

Hyunjin hâlâ atlatamamıştı ve öylece günlerdir aradığı "arkadaşına" bakıyordu.

"Yaşıyor ama doktoru çağırsak iyi olur."

Sunghoon hızlıca kafa salladı ve Sunoo'yu arayarak doktoru personel odalarının bulunduğu yere getirmesini istedi.

Sunoo sorsa da cevap alamayınca hızlıca kabul ederek telefonu kapattı.

"Jihoo..."

Hyunjin sonunda konuşabildiğinde bu sefer sinirli görünüyordu.

"Bunu sen yaptıys-"

"O istedi! Benim bir suçum yok! Resmen çocukla öpüşüp diğer günü bir kızla öpüşme reddesine gelmişsiniz. Çocuk seni seviyordu be! Umut verip yüzüstü bıraktın resmen çocuğu!"

Hyunjin bu dedikleriyle ağzı bir karış açıldı.

"Ben kimseyl-"

"Hani diyorum, Lia diyorum."

Hyunjin'in aklı başına gelmiş gibi sessizce siktiri çekti.

Ardından, her şey çok karışık.

Doktor geldi ve Felix'i odasına götürdü.

Hepsi doktor çıkana kadar kapıda bekledi.

"Sen, on-"

"Hayır Hyunjin. Açlıktan değildi, görmedin mi? Oradaki dolap yiyecek doluydu. İlaçlarını kullanmadığı için böyle."

Chaeryeong konuşunca Hyunjin derin bir iç çekti.

Yaklaşık yarım saat sonra ise doktor odadan çıkıp karşısında bekleyen beşliye baktı.

"Yongbok iyi. Sadece biraz daha psikolojik destek görmesi gerekecek."

Hepsi rahatlayarak gülümsedi.

"Pekâlâ, onu görebilir miyim?"

Doktor kafasını sallayarak konuştu.

"Şuan uyanık. Tek tek girebilirsiniz."

Hyunjin diğerlerine ters bir bakış atınca hepsi anlayıp yukarı çıkmaya karar verdi.

Hyunjin de içeri girdi.

Ancak Sunghoon ve Sunoo orada bekledi ve kapının deliğinden izlediler.

Doktor ise ortalıkta görünmüyordu.

"Oha Sunghoon! Öpüşüyor bunlar!"

Hızlıca konuşarak arkasını döndüğünde Sunghoon sırıtıyordu. Sunoo kafasına hafifçe vurdu.

"Sırıtma şöyle!"

Ardından tekrar önüne dönüp deliğe baktığında gözleri kocaman açıldı.

"Utanmasalar sevişecekler. Galiba gerçekten sevişecekler ya! Hyunjin elini tişörtünün içine soktu ve boynunu öpüyor!"

"Öyle mi?"

Arkalarından gelen sesle sıçtıklarını anladılar.

mind || sunsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin