prom queen ✘ rosékook

13 ⋆another perspective⋆

rosé

"Nedense Roseanne hiç konuşmuyor. Okulda bu yüzden dışlanıyor olmalı. Ne acı, oysaki mükemmel bir yüzü var... tabii benim kadar olmasa da!"

"Hye Jin her seferinde bu kadar haklı olmak zorunda değilsin."

"Babası Seul'de çok ünlü bir şirketin ceo'suymuş. Annesinin de ondan arta kalır yanı yok. Eğlence sektörüne nasıl girdiği belli, muhtemelen okulundaki herkes bunun farkında."

"Roseanne'le aynı okula giden yok mu?"

"Jae Min... birkaç kişi daha var diye duydum..."

"Tanrım, Jae Min benim okulumda olsaydı ne olurdu sanki!"

"En azından aynı şirketteyiz Tae Ri.."

"Ama Jae Min, Roseanne'den hoşlanıyor galiba."

"Hadi ama kızlar, bahse varım Jae Min de dahil okulda herkes ondan uzak duruyordur, tam bir kaçık! Tek yaptığı öylece prova salonunda oturup gitar çalmak. Hayır, abuk subuk işlerini evinde yap da bize pratik yapmamız için boş bir salon bırak. Grup çalışması haricinde dans üzerine çalışıyor mu ki?"

"Tek başına dans etmekten çekiniyor çünkü aynadaki görüntüsünden korkuyormuş diyorlar..."

"Kilosuyla mı ilgili acaba, onu hiç yemek yerken gördünüz mü? Geçenlerde bunun hakkında konuşmalar duydum. Yemek yemiyormuş."

"Neden ki? Sağlık sorunları mı var? Ah hadi ama şirket hepimize kilolarımız hakkında dikkatli olmamız gerektiğini söylüyor bu kadar dram yaratmaya gerek yok."

"Anoreks-"

"Mia tanrı aşkına abartma. Eminim ki dans ederkenki görüntüsünü sevmiyordur. Öyleyse kesinlikle haklı ben de onun dansını sevmiyorum, irite edici."

"Böyle insanlar var ve bu önemli bir konu unnie, insanların nelerle uğraştığını bilemezsiniz."

"Hem unnie diyorsun hem de konuşmaya dahil olmaya çalışıyorsun.. Tanrı aşkına idol olmadan önce kıdemlilerinle nasıl konuşman gerektiğini öğren, kaç senedir burada ter döküyorum haberin var mı?"

"Başarısızlığın beni ilgilendirmiyor unnie, yaşımızla ön plana çıkamıyoruz ne yazık ki.. biliyorsun."

"Hye Jin nefes nefese kaldın sakin ol! Mia daha yeni geldi, Roseanne hakkında hiçbir şey bilmemesi normal."

"Siz Avustralyalılar hepiniz aynısınız! Ne vardı ülkenizde kalsaydınız, lanet olası... defolup gidin.."

...Derin bir nefes verdim, kafamı duvara yaslarken. Aylık değerlendirmelerin olduğu günler okula gidiş gelişim ister istemez aksıyordu ve bu tip iğneleyici davranışlara daha çok maruz kalıyordum.

Yan tarafta var güçleriyle bağırarak konuşan sözde 'takım arkadaşları'mın benim hakkındaki konuşmalarını dinliyor, bir yandan da gitarımla uğraşıyordum. Şirketin kalabalık olduğu bu günlerde 'konuşmacılar' seslerinin voltajını ayarlayamıyorlardı, belki de öyle bir istekleri hiçbir zaman yoktu.

Müzik dinlemezken kulaklık takıyordum, dışarıdan hiçbir şey duymadığımı düşünüyor olabilirlerdi, belki de duyacağımı gayet iyi bildikleri halde, uzun bir süredir hakkımda ileri geri konuşuyor; beni rahatsız etmek adına ellerinden geleni yapıyorlardı. Kötüydü bu insanlar, saf kötü.

Güldüm.. aslında haklılardı dans ederken kendime bakmaktan hoşlanmıyorum, tek yaptığım gitar çalmak, okulda dışlanıyorum ve evet, yemek yemiyorum. Ne olmuş yani? Neden tüm bunlar sizi ilgilendiriyor ki?