0.1

58 11 66
                                    

»»————- ★ ————-««

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

»»————- ★ ————-««

Törenden sonra kalabalık öğrenci sürüsü içerisinde sınıfıma ilerliyordum. İlk ders neydi ki? Edebiyat.

Allah aşkına sayısal öğrencilerine edebiyat dersi vermenin bir mantığı var mı? Bir mantığı olsa bile umurumda değil. Alın bizden şu dersi!

Orta grubun ön kısmına oturdum. Sıranın altından edebiyat ders kitabını çıkardım. Beş dakika sonra yanıma Meryem oturdu. Meryem benim en yakın arkadaşımdır. İçi hep kahkaha ile doludur. Dünyanın en mutlu delisidir kendisi. "Günaydın! N'aber?"

"Ay, kız ne olsun? Gözümüzü edebiyatla açacağız. Anla sen halimi."

Güldü ve yanağımdan makas aldı. "Ağlama aşkım, ağlama."

Biz Meryem ile havadan sudan konuşurken arka sıramıza Utku ve Alpay oturdu. Utku, 11. sınıfların ikincisiydi. Ben ise birincisiydim. Seneye 12. sınıflar mezun olunca da okul birincisi olacaktım. İnşallah, tabii. Hedefim büyüktü arkadaşlar, hep ona göre çalışıyordum.

Utku ile aramızda öyle saçma sapan gerilimler olmazdı. Çok iyi anlaşırdık. Arkadaşımdı o benim.

Alpay ise sakin, efendi biriydi. Onun muhabbetini severdim. Ama o, en çok Meryem'in muhabbetini severdi. Bana kendi ağzıyla söylemedi ama ben anlarım arkadaşlar. Meryem'e öyle bir bakıyordu ki, ağzınız açık bakakalıyordunuz. Diyordunuz ki, "Ulan! Millet ne güzel seviliyor."

Utku, "Günaydın. Yine edebiyat var diye mi ağlıyorsun İpek?" dedi.

Kendisi edebiyat dersine aşıktı dostlarım. Ağzı çok iyi laf yapardı. Edebiyat dersini bu kadar sevmesine rağmen neden sayısal seçtiğini sorduğumda bana Volki Tolki edasıyla, "İkisini de aynı anda seviyorum." demişti. Salak çocuk.

Gözlerimi devirdim ve "Edebiyat deme bana, kusarım üstüne." dedim.

Ellerini havaya kaldırdı, "Ov ov! Tamam reis sakin." dedi. Ona sahte bir gülümseme sundum.

Alpay, hırkasını asmak için ayağa kalktı. Meryem'in önünden geçerken ona el salladı ve "Günaydın." dedi. Meryem de ona gülümseyerek karşılık verdi. "Günaydın."

Ulan bunlar sadece birbirlerine baksa ben feelsten bayılacak gibi oluyorum. NİYE BÖYLEYİM BEN?

Sınıf yavaşça dolarken içeriye Burak girdi. Burak, Meryem'in yanından geçerken hafifçe omzuna vurdu. Vuruşuyla beraber Meryem'den bir çığlık koptu. Alpay, sesi duyar duymaz hışımla onların bulunduğu tarafa döndü. Meryem, sinirle kaşlarını çattı ve Burak'a bağırdı. "Allah'ın belası! Bin kere ya! Bin kere dedim ki, bana dokunma. Dokunma ya! Kıt mısın!?"

Meryem, sınırları olan bir kızdı. İnancı gereği erkeklerle temastan hoşlanmıyordu. Bana bir keresinde, elimden geldiğince inancımı hayatıma uygulamaya çalışıyorum demişti. Ona elbette sonsuz saygımı sunmuştum.

Okul Birincisi | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin