oy ve yorumları unutmayalım lütfen..
***
"ne ekibi? seungmin'in kuzeni olduğunu neden şu an öğreniyorum? tanrım, ciddi misiniz?!" chaeryeong felix'in kolunu tutup onu tuvaletin içine çekti ve kapıyı arkasından kapatıp kilitledi.
"JYP çalışanları genelde şirkete normal çalışanlar olarak girerler. bu yüzden sorun yoktur ve istediğimiz pozisyon için çok çabalarız. fakat bir yerden sonra başkan yeterli bulursa seni arka tarafa alır. oraya cehennem diyoruz. seni yakalamaya çalışan ekip cehennemde çalışıyor. ve cehenneme bir kere girersen bir daha çıkamıyorsun. kısaca, tebrikler. iraden dışında tek yönlü bilet satın alıyorsun." kadın tedirgince konuşurken bir yandan tüm kabinleri boş olduklarını bile bile kontrol ediyordu.
"şimdi soru sorma ve konuş, felix. burada ne işin var?" felix, chearyeong'a elle tutulur bir sebep vermezse amacına ulaşamayacağını çok net anlamıştı. bu yüzden beklemeden konuşmaya başladı.
"arkadaşlarımı ve sevgilimi bırakmaya çok meraklı değilim fakat eğer buraya gelmeseydim hepsini kendi ellerimle ölüme sürükleyecektim. bu sabah bir ekip gelip bana ve erkek arkadaşıma saldırdı. hedefleri bendim ama o da zarar gördü. neden?" felix, kendi sorusunu kendisi yanıtladı. "benim yanımda diye." chaeryeong istemeden de olsa yüzünü düşürdü. "onların yanında kaldığım için onlara zarar veriyorum. beni engellemeye çalışırsan sana da zarar vereceğim. ve şu bahsettiğin ekipte her kim varsa, hepsine." gözlerini kapatıp açtı felix. "kim bilir seungmin changbin ve jisung ne halde şu an. onlara bir şey yapmış olabilirler. arkadaş olduğumuzu biliyorlar, chan, minho ve jeongin'le arkadaş olduklarını biliyorlar! onların nasıl olduğunu bile bilmiyorum lanet olsun!"
"gözetimdeler." felix chaeryeong'un söylediği şeyle aniden duraksadı ve ona odaklandı.
"ne gözetimi?" chaeryeong iç çekti. başından beri çabaladığı şeyden felix'in sözleri yüzünden vaz geçmek üzereydi.
"hepsi gözetimde. JYP adamları seni arıyorlar çünkü. ortalıktan bir anda kayboldun ajanlarla birlikte ve saatlerdir hyunjin'de sen de yoksunuz. size ulaşana kadar gözetimde tutulmalarına karar verildi." felix, chaeryeong'un hyunjin'in adını ve kim olduğunu nereden bildiğini soracaktı fakat sandığından daha çok şey bildiğini düşündü.
"bana yardım et. beni müdürünüze ya da her kimse... ona götür. hepinizin başı belada. hayatımda ilk kez görüyorum seni fakat senin bile başın belada. bana engel olma," chaeryeong onunla konuşana kadar tek amacı tuvaletteki gizli geçitten felix'i kaçırmaktı fakat mantığıyla düşünüyordu. kendisi felix'in yerinde olsa o kadar insanı, sevdiklerini, arkadaşlarını... nasıl tehlikeye atabilirdi ki? aynı felix gibi kendi cehennemine giderdi.
onu başkana götürmek zorundaydı. başka çaresi yoktu.
aklı ve vicdanı arasındaki tartışmadan aklı galip çıktığında nefesini verip omuzlarını düşürdü. felix istediği onayın bu olduğunu bilerek hafifçe gülümsedi.
beraber kapıya yönelecekleri sırada chaeryeong'un telefonunun çalmasıyla oldukları yerde kaldılar ve chaeryeong cebindeki telefonunu çıkardı.
ekranda jeongin'in adını görmeleriyle kısaca birbirlerine baktılar.
chaeryeong telefonu açıp kulağına götürdü.
felix duyamıyordu fakat jeongin telaşlı şekilde chaeryeong'a felix'in şirkete gelmek için kaçtığını söylüyordu.
chaeryeong onun sözünü kesti.
"jeongin, felix yanımda."
"ah, şükürler olsun! onu hemen oradan çıkar!" jeongin, chaeryeong'un felix'i cehenneme götüreceğini bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pseudo- | hyunlix
Fanfiction[tamamlandı] [angst] [alternatif mutlu son bölümü var, angst okumak istemeyenlere duyurulur] zamanı kontrolü dışında durdurabilen felix'in bu sırrını bilen tek kişi, en yakın arkadaşı ve yıllardır aşık olduğu olan hyunjin'dir. felix'in güçleri başla...