Yananlar ve Yakanlar

59 12 410
                                    



Güneş, karanlık geceyi yarıp tekrardan tepeye çıktığında oluşan yeni günün tüm yaraları saracağına inanırdı atalarımız. Bilmiyorum acaba kaç kere güneşin yükselmesi gerekirdi benim için, kaç kere içimdeki karanlığı yok etmesi gerekirdi.

Kapı çalındığında hâla yatakta uzanıyor, yan dönmüş bir şekilde elime aldığım saç tutamımla oynuyordum.
"Günaydın." dedi düz sesi.
Onun gözüne bakıp 'Günaydın' diyecek yüzüm yoktu. Hâla saçlarımla oynamaya devam ettim.
"İyi uyuyabildin mi?" Başımı onaylarcasına salladım ama gece boyu gözüme pek uyku girmemişti. Kâbuslarım burada çok daha korkunç bir hale gelmişti. Evimi, ailemi, Percy'i özlüyordum.

Bir süre sessiz kaldım. "Neden geldin?"

"Sabah koşusu yapacağız. Bugün yoğun bir gün olacak, hazırlanmalısın."

Başımı onaylarcasına salladım.
"Birazdan Pionex de gelip sana yardımcı olacaktır." dedi ve odadan çıktı.

Sonunda kendimi yataktan atıp hazırlanmaya başladığımda Pionex de odaya girmişti. Bugün dünkü neşesi yoktu ama yine bana oldukça sıcak davranıyordu. Elinde getirdiği siyah spor kıyafetlerini yatağın üstüne bıraktı ve bir şarkı mırıldanıp saçını düzeltmeye başladı.

Getirdiği spor kıyafetlere giymek için uzandığımda benim her sabah koşuya çıkarken giydiğim kıyafetlere ne kadar benzediğini fark ettim.

"Orta Çağ'dan fırlama kıyafetlerinize ne oldu?"

"Hatırlatayım, Alev ve Gölgeler Krallığındasın minik kıvılcım. Ne istersek onu giyeriz, diğerlerinin krallıklarının canı cehenneme!" Bir kahkaha patlattı ve sonra bi anda durdu. "Dur, zaten biz cehennemdeydik değil mi?"

Kıkırdadım. Pionex'in çok ayrı bir havası vardı.
Ben üstümü giyinirken hâla şarkılar mırıldanmaya devam ediyordu.

Kısa spor şortumu ve siyah spor braletimi giydikten sonra üstüme ince askılıyı geçirdim.
"Bunlar benim ganimetlerim ha! İyi bak." dedi Pionex. Ona gülümsedim ve uzun saçlarımı üstten topladığımda gitmek için hazırdım.

Pionex'de benim gibi şort ve askılı giyip saçını toplamıştı. Böyle bile harika gözüküyordu.

"Aren, senin için sabah yürüyüşü yapmaya karar verdi." dedi koridorda ilerlerken. "Normalde ay ışığında koşmayı daha çok seviyor, özellikle de dolunay varsa!" Pionex kendinden geçerek ıslık çaldı. Gece yürüyüşünü ne kadar çok sevdiği hareketlerinden anlaşılıyordu.
"Dolunay mı?" dedim alayla. "Bir de kurt adama dönüşüyor de tam olsun."
Bahçeye ulaşmamıza ramak kala adımlarını durdurdu ve şaşkınlıkla bana döndü.
"Yoksa sen biliyor muydun?"
"Neyi?" dedim korkuyla.
"A-Adelyn bu bir sır." Baş parmağını dudaklarına götürerek 'sus' işareti yaptı.
Şaşkınlıkla ona bakmaya devam ettim ama beni kolumdan tutarak bahçeye çıkardı. Aren çoktan orada bizi bekliyordu. Onun da üzerinde siyah spor kıyafetleri vardı.

"Siz kadınlar bekletmeyi ne kadar çok seviyorsunuz." dedi ciddiyetle.
"Öyleyizdir tatlım." dedi Pionex.
Ben ise Aren'e kilitlenip kalmıştım. Bu şimdi bir de kurt adam mıydı yani. Artık her şeyi herkesten bekleyebilirdim.

"Hadi Adelyn." dedi bağırarak. Ne ara o kadar uzaklaştığını fark etmemiştim bile.
"Yoksa koşmak istemiyor musun?" Hızla onlara yetiştim ve nefesimi düzene soktum.
"İstiyorum tabii. Koşmayı severim." dedim.
Tempoyu hızlandırdığında bana baktı ve baştan aşağı süzüp sırıttı.  "Güzel."

.
.
.
.

"Off Aren! Bittim ben!" diye acıyla bağırdı Pionex.
"Yeter artık yeter! Yeterince koştuk!"

Asiller ve AsilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin