try me : billy hargrove & maggie harrington

chapter two

-1-

Evin önüne geldiğimizde arabadan inenen ilk ben oldum ve evin önünde durdum.Billy'e bakıp "Gelmeyecek misin?" dedim.Sen git manasında işaret yaptı ve içeri doğru yürüdüm.En son geldiğimden daha farklıydı ev.Girişteki süslemeler ve aydınlatmalar farklı bir yerdeymiş gibi hissettiriyordu.

Salondaki kanepelerden birine oturduk.Billy hemen her zaman olduğu gibi sigarasını yakıp içmeye başlamıştı.

"Kullanmıyorsun hala, değil mi?"

"Neyi?"

"Ne demek istediğimi anladın bence." dedi bana doğru dönüp fısıldayarak.

"Hayır." dedim gözlerimi odaklandığım yerden ayırmadan.Yalan söylemekten nefret ediyorum.

"Maggie? Nasıl geldin?Hani gelmeyecektin?"

Billy lafa atladı;

"Burada ben varken bu soruyu sorman çok ama çok saçma Harrington."

"Vazgeçtim," dedim ayağa kalkıp elime plastik bardaklardan bir tanesini aldım.

"Çok içme."

"Seni ilgilendirmez Steve,bana karışmayı kes." dedim bardağı ikinci kez doldururken.

"İnanmıyorum,Maggie Harrington.Burada mısın cidden?" diyerek yanına geldi Angela.Her zaman olduğu gibi benimle uğraşmaktan kaçınmıyordu.Başka seçeneğim olsaydı şu sikik partiye gelemezdim.Ama yaptık bir hata.

"Yok henüz gelmedim."

"Şakacı kız.Hala kullanıyor musun yoksa ha?"

"Seni neden ilgilendiriyor?" dedim.

Elime doldurduğum bardaklarla Steve ile Billy'nin yanına gidip ortalarına oturdum.

"Beni anladığınızı düşünmüyorum."

"Anlayamıyoruz zaten." dedi Billy bakışlarını bana doğru cevirirken.

"Hiç aşık oldun mu Billy?Ya da Steve,sen oldun mu?Sanmıyorum."

"Neden konu durduk yere bana geliyor?" diye isyan etti.

"Aşktan daha önemli işlerim var Harringtonlar."

"Hawkins kızlarını eve atmak mı?Kaliforniyada bunu yapabiliyor muydun Hargrove?"

"Kaliforniya'yı karıştırma."

Her zaman olduğu gibi tartışmaya başlamalarının ardından koltuğa iyice gömülüp başımı arkaya doğru attım.Parti diye geldiğim bu boktan etkinlik bile denemeyecek kadar kötü yerde ne yapıyordum bilmiyordum ancak tek bildiğim şey çok sıkıldığımdı.

"Nereye?"

"Hemen gelirim." diyerek ayağa kalkıp üst kata çıktım.Elimi cebime attığımda orada olduğundan emindim.Loş ışıkla donatılmış banyoya girip kapıyı kilitledim.Canım sıkıldıkça bunu yapmaktan nefret ediyordum.Bir yandan acılarımı dindirdiğini düşünüp bir yandan da vicdan azabı çekiyordum.Ellerimle duvardan destek alarak yere oturdum.Kapıya başımı yasladım ve gözlerimi kapattım.Kapıya şiddetle vurulması ile sarsılırken bir yandan ayağa kalkmaya çalışıyordum.