try me : billy hargrove & maggie harrington

chapter five

-1-

"Nerede o?" bir öğlen klasiği olarak yemekhaneye girdiğimde etrafıma baktım.

"Yine hangi ucubeyi arıyorsun?"

"Tercihen çamaşır filesine top atma oyununu oynayan bir ucube."

"Laflarına dikkat et,biz de oynuyoruz." dedi Billy bana dönerek ve Steve de ona destek çıktı.

"Hiç hoş değil kardeşim."

"Kendinizi onla bir tutuyorsanız,sizin sorununuz." dedim yanlarından geçerken.

"Neden arıyorsun ki?" Steve'in sağına oturmuş Nancy'e baktım.

"Bende bir şeyi kalmış." dedim cebimdeki kolyeyi çıkartırken.Şu zamana kadar farketmemiştim bile çünkü kolyeyi yatağında altında çoraplarımı ararken bulmuştum.Kolye takmayı öyle aman aman sevmediğimi bilmesine rağmen sadece üzülmesin diye sevinmiş gibi yapıp bir süre sonra takmayı bıraktığım kolye.

"İstifçi misin sen?" diyerek bana baktığında Billy, gözlerimi devirdim.

"Selam."

"Hayal mi görüyorum yoksa bu sen misin Jason?" dedim boş sandalyeye otururken kısık sesle.Beni umursamayıp karşıdaki sandalyeye oturdu.

"Hey Jason,senin gibilerin masamızda işi yok." dedi Eddie ayağa kalkarken.

"Bırakın şu çocuğu tamam."

"Ne demek tamam Billy?Onu mu koruyorsun?" dedim elimi masaya koyup ayağa kalkarken.

"Hayır,yani sadece bu kadar büyütmeyin."

Elimdeki kolyeyi Jason'ın önüne fırlatıp çantamı masadan almıştım.Sınıfa doğru ilerlerken farketmeden hızlıca yürüdüğüm için nefes nefese kaldım.

"Ders ne?" sınıfa girip ortaya sorduğum sorduğum soru üzerine kimseden cevap alamamıştım.

"Hayırdır göt vermekle mi meşgulsünüz,bir şey sorduk?"

"İspanyolca,ve hayır göt vermekle meşgul değilim." arkamdan gelen ses ona aitti.

"Hargrove daha çok almakla meşgul." dedi sınıftan biri.

"Dikkat et de seninkini almayayım."

Bu konuşma nereye gidiyordu bilmiyorum ama bir an önce sırama geçip oturmam gerektiğini düşündüm.

-2-

"Steve Harrington, biraz evde vakit geçirmeyi düşünür müsünüz acaba?" dedi annem mutfaktan bağırırken.Hiç bir şey olmamış gibi hızlıca giyinmeye çalışıyordum.

"Ve Maggie Harrington.Senin için de geçerli.Yıl sonu karnelerinizi kötü görürsem hiç de iyi olmaz!"