Bölüm 2

1K 51 10
                                    

Nihayet dışarı çıkabilicem. En iyisi pantalon falan giymek. Kamuflede olmak icap eder. Hacı ağa beni dışarıda bekliyor.

 Hacı ağa beni dışarıda bekliyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Pelerinimi giydim ve çıktım. Hacı ağaya döndüm :
- Kösem Sultanın haberi var mı ?? Diye sordum. Hacı Ağa :
- Elbet var olmasa seni çıkarır mıyım . Dedi gülerek. Öff bu adam da . Başımı salladım ve birlikte pazar alanına girdik. Bize iki tane asker eşlik ediyor kamufle bir şekilde. Kılıcımı da alamadım ki . Hacı Ağa ile stantları geziyorduk. İleride kuyumcu vardı. Hacı Ağa :
- Kuyumcunun kaliteli malları vardır gel bak beğenirsin. Dedi. Bende başımı salladım. Pek abartılı takılarıda sevmem ki . Satıcı yabancı galiba :
- Aman hoşgeldiniz güzel bayan bakin bakalim takilarimiza . Dedi. Venedikli muhtemelen. Gülümsemekle yetindim. Hımm bakalım. Ağğ şu kelebekli broş çok güzel duruyor.

 Ağğ şu kelebekli broş çok güzel duruyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ben :
- Şu broşu alıcam. Dedim. Satıcı :
- Gerçekten de çok güzel seçim hemen kutuya koyuyorum. Dedi. Fiyatını fazlasıyla ödeyip çıktım. Hacı Ağa :
- Neden böyle erkekler gibi giyinip çıktın pantolonla Allah tan üstünde pelerin var yoksa millet dalga geçer senle valla. Dedi komik bir şekilde. Ona gülerek :
- Aman Hacı Ağa sende . Ben böyle rahat ediyorum napiyim. Öyle elbiseler falan çok ağır hareket edemiyorum içinde ya. Dedim. Hacı Ağa güldü. Akşama kadar standları gezdik. Hacı Ağa nolur ne olmaz bir sürü elbise aldırttı. Kumaş seçtirdi. Yanımızda eşlik eden askerler olmasa ne yapıcaktık kim taşıycaktı. Gece oldu valla sokaklardan birine geldik yanlışlıkla. Ben :
- Hacı Ağa dönelim artık ayaklarıma kara sular indi. Dedim yorgunca. Hacı Ağa :
- Dönelim zaten geç oldu saat. Dedi. Sokaklardan geçerken birinde kılıç sesleri falan duydum. Hacı Ağa farketmemiş olsa gerek. Onlarla biraz yürüdükten sonra aradan sıvıştım. Seslerin geldiği yöne doğru baktım. İyi de yüzü kapalı iki kişi bir sürü kişiye karşı savaşıyor. Meyhane önünde. Duvardaki küçük çocukta sıkışmış orada. Öff yardık etsem mi. Hangisi iyi hangisi kötü nerden biliyim. En iyisi 2 kişiye yardım ediyim çocuk onların tarafında çocuğu kurtarmak için ikisi kavgaya karışmışta olabilir bilmiyorum. Yüzümün yarısını kumaşla örttüm. Kılıçta yok ki yanımda. Evlerden birinin önünde süpürge gördüm. Onu aldım ucunu çıkardım sapını kullanayım. İleri doğru adım attım. Çok olan adamlardan biri o kişiden birine yandan saldırıcaktı yaralanıcak öff. İleri doğru koştum ve sopamla adamın kılıcına vurdum. Hepsi şaşkınlıkla bana bakıyordu. Ben :
- 2 kişiye karşı 10 kişi neresi adil bunun. Dedim. 10 kişilik takım yüzleri açıktı. Biri :
- Sen karışma hatun git işine . Dedi. Ben :
- Napiyim adaletsizliğe dayanamıyorum. Dedim. Adamlardan biri gülerek :
- Elindeki sopayla mı saldırıcaksın. Dedi alayla. Bu sopayı sana yedirirdim de neyse. Bana doğruda saldırmaya başladılar. İki kişi yüzü kapalıydı. Yüzü kapalı olanlardan biri :
- Hatun kaç kurtar kendini işimize karışma. Dedi. Ben :
- Susta adamlara odaklan ! Dedim bağırıp. Sopayla 2 tanesini hallettim. Birinin kılıcını aldım elime. Bittiniz oğlum siz. Kılıçla bir kaçını hallettim. Sonunda hepsi yerde yatıyordu. Off cidden. Duvar tarafında ağlayan küçük çocuğa koştum :
- İyi misin ? Dedim sallayarak. Yaralanmamış. Çocuk :
- Be- ben sadece anneme birşeyler almak için para almaya çalıştım. Dedi ağlayarak. Off çocuğum senin meyhane köşelerinde ne işin var. Neyse ki yanımda baya altın var. 2 kese altın verdim ona ve :
- Al bunları annene götür. Bunu bir hediye olarak kabul etsin. Bir gün kendisini ziyaret edicem. Dedim gülümseyerek. Çocuk bana sarıldı ve :
- Teşekkürler abla ama seni nasıl tanıycam yüzün kapalı. Dedi heyecanla. Ona gülümsedim ve yüzümdeki kumaşı çıkardım bir kaç saniyeliğine çocuk gördü ve başını sallayıp koşarak gitti. 2 kişiye arkam dönüktü yüzümü görmeden kumaşı kapatayım derken sert bir el kolumu tuttu ve beni kendine döndürdü. Gözlerinde şaşkınlık vardı yüzüme bakarak. Kaşlarımı çattım ve kolumu geri çektim . Yüzü kapalı olan diğer adam :
- Saol hatun . Dedi. Ben :
- Sorun değil. Benim gitmem lazım yüzümü gördüğünüzü unutun. Dedim. Adamlardan az önce kolumu tutan kişi :
- Yalnız mı geldin gördüğün gibi burası tehlikeli gece. Dedi kaşlarını çatıp. Sanane derdimde doğru söylüyor. Ben :
- Hayır bana eşlik edenler var onlara yetişmeliyim. Dedim ve kılıcı yere attım koşarak :
- Dikkatli olun . Dyie bağırdım. Ayy Hacı Ağaya yetişebilirim inşallah.

Padişahın Aşkı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin