-İzana-

836 59 32
                                    

Ateşim kısa sürede düştü ama ağzımdan hiç bir kelime çıkmadı. Yemek yemiyordum. Ran ve Rindou boğazıma zorla sokmaya çalıştıklarında. Tabağı Ran'ın kafasına atmıştım. O yüzden bir daha denemediler.

Olay olalı 3 gün olmuştu. 3 gündür evde ölüm sessizliği vardı. Bu gece yılbaşıydı. Ailemin geleneğini gerçekleştirmek için bir takım elbise giydim. Saat akşam 10 civarı evden çıktım. Ran ve Rindou 3 gündür uyumadıkları için yorgundu. İkisi de kanepede uyuya kalmıştı.

Kapıyı yavaşça kapattım. Her yılbaşı yaptığımız gibi yılbaşında gece yarısı kiliseye gidecek ve Tanrıya dua edecektim. Tabiki Ran ve Rindou motor sesine uyanmasın diye yürüyerek gidecektim. Aslında Taiju'yu ordan tanıyordum. Her yılbaşı benim gibi kiliseye gelip dua ederdi.
Önce ben gelirdim. En ön köşeye otururdum. Sonra o gelirdi. Ayakta dua eder ve giderdi. Ardından ben çıkardım.

Kiliseye gittiğimde onu görmeyi beklemiyordum. Aslında sadece o yoktu. Koko ve İnupi, Mitsuya, Hakkai, Chifuyu ve Takemichi... İçeri girdiğimde tüm gözler bana çevrildi.

💭: Anlaşılan Take olayı Chifuyu'ya anlatmış. Mitsuya ise bilmiyor gibi görünüyor.

Takemichi: Ayana-san burda ne işin var!!!

Hepsi gözleriyle bana aynı soruyo soruyordu. Hiç birini takmadan aralarından geçtim ve aynı köşeye oturup duamı etmeye başladım.

Mitsuya: Ayana-chan iyi misin?

Taiju: Yılbaşında o hep öyledir. O köşeye oturur, duasını eder ve selam verip çıkar.

Yine aynı şekilde onları takmadan selam verdim ve tam kapıda Mikey ile karşılaştım.

Mikey: Ha!? Ayana-chan burda ne işin var?

Mikey'in sorusunu yanıtsız bıraktım ve yanından geçip gittim. Dışardaki Draken'in yanından geçip yürüyerek. İlerlemeye başladım. Artık adımlarımı zor atıyordum. 3 günün açlığı bastırmıştı. Yere çöktüm, sırtımı duvara verdim ve ayaklarımı bağdaş kurup oturdum. Göz kapaklarım yavaşça kapandı.

Bir süre sonra tanıdık gelen motor sesi ile gözlerimi açtım. Mikey karşımda motoru ile karşımda duruyordu.

Mikey: Burda ne işin var.

Kafamı kaldırdım ve gözlerine baktım. Endişe vardı.

Mikey: Eve gidelim mi? Benimkine?

Sadece suratına bakıyordum. O da bana bakıyordu. En sonunda ayağı kalktım ve arkasına oturdum.

Mikey: Konuşmuyorsun sanırım.

Mikey'le onun evine gittik. Uzun süredir gitmediğim, hayatımın büyük bir bölümü olan eve. Gidip bir koltuğa oturdum.

Mikey: Aç olmalısın. Emma'ya söyleyeyim sana bir şeyler hazırlasın.

Mikey bana bir daha baktı. Gözleri pişmanlık ile doluydu. Mutfağa gitti ama sesleri duyuluyordu.

Mikey: Emma, Ayana-chan- pardon Ayana için bir şeyler hazırlar mısın?

Emma: Ha!? O burda mı!?

Mikey: Sessiz ol. Evet burda.

Emma: Ne istediğini söyledi mi? Yada neden burda olduğunu?

Mikey: Benimle birlikte geldi ama tek kelime bile etmiyor.

Emma: Tamam ben hallederim.

5 dk sonra Emma en sevdiğim tostlarındsn birini yapıp gelmişti.

Emma: Ayana senin en sevdiğinden yaptım.

Tokyo Revengers × Yn Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin