- 11 -

313 30 17
                                    

Kaybetmek bazen alışılmışın dışında olsa da, bazen de alışılagelmiş bir durum olurdu. En azından bu, benim için öyleydi. Sevdiğim insanları tek tek kaybede kaybede uçurumun kenarına ulaşmıştım ve beni tutacak bir beden dahi yoktu orada. 

Dakikalardır elimde telefon, gözlerim mesaj kutuma gelen fotoğrafta takılı kalmıştı ve öylece olduğum yerde çakılı kalmıştım. Ne bir adım ileri atabiliyordum ne de vazgeçip geri adım atabiliyordum. 

Dakikalar sonra bir mesaj daha gelince dikkatimi dağıtmadan mesaj kutusundaki mesaja odaklandım. 

05** *** ** **: Kararını vermek için 1 dakikan var. 

" Lanet olsun! " diye bağırıp ayağımı sert zemine vurunca köşedeki ayakta sohbet halinde olan polislerin dikkatini ister istemez çekmiştim. 

" Bayan, bir sorun mu var? " diyerek bana doğru yönelen polise " Hayır. İyi günler dilerim, " diyerek geri adım atıp hemen oradan uzaklaştım.

O lanet olası beni kesinlikle bir yerlerde izliyordu, attığım her adımdan resmen haberi vardı.

İlk gelen taksiye atlayıp sahil yolunu takip etmesini söyledikten sonra telefonuma yöneldim ve önce sınıf grubuna girip Ercan, Erdi ve Ediz'in numaralarını buldum ardından mesaj kutusuna girip toplu bir mesaj çektim. 

Ronya: Acil bir durum var, hemen toplanmamız lazım. 

Mesajı gönderdikten hemen sonra gelmeleri gereken yeri de bildirdiğimde taksiciye gitmem gereken yerin adresini belirttim ve sıkıntı ile arkama yaslanıp beklemeye başladım. 

************ 

Okulun boş deposuna ulaştığımda kapıyı sinirden ayağımla ittirip açtım ve içeriye adımladıktan sonra henüz kimsenin gelmemiş olduğunun farkına vardım. 

Depodaki yukarıya çıkan ufak merdivenlerin başına gelince kıvrılıp oturdum. Gözlerimdeki yaşlara yol boyunca engel olmuştum ama şu an yalnızlığım ile baş başayken bu çok zor oluyordu. Gözlerimdeki yaşlar yanaklarımdan süzülünce kalbimin acıdığını hissettim ve yaşları silme gereğinde bile bulunmadım. Silsem de yenileri akacaktı çünkü.

Deponun kapısının açıldığına dair gıcırtı kulaklarıma ulaştığında kafamı kaldırdım ve bana doğru söylene söylene gelen Erdi'yi, hemen ardından da Ercan ve Ediz'i gördüm. 

" Ronya, çok mu düşündün acaba burayı seçmek için? " diye söylenerek gelen Erdi, gözlerimdeki yaşları fark edince susup şaşkınlıkla adımlarını hızlandırdı ve yanıma ulaştı. Dizlerinin üzerine çöküp yanaklarımdaki yaşları önce sildi ve daha sonra yanaklarımı avuçları arasına aldığında Ediz ve Ercan da yanımıza ulaşmıştı. Üçünün de gözlerine sıra ile baktığımda gözlerindeki endişe bulutları beni daha fazla kırmıştı. 

Arkadaşlarıma bunu yapmaya hakkım yoktu. Her şey benim yüzümdendi. Daha fazla susmaya son verip onlara olan bitenleri en başından anlatmaya başladım... 

***********

" Lanet olası herif, onu hemen polise şikayet etmemiz lazım, " diyen Ercan'a " Duymadın herhalde, o manyağın bizim her attığımız adımdan haberi var ve kızlar şu an onun elindeler, " diye çıkışan Erdi'ye " Katılıyorum, daha zekice hareket etmemiz lazım, " dedi Ediz. 

 " Ama nasıl? " diye fısıldadım yorgun düşmüş sesim ile. 

Olayları anlattıktan sonra üzerimden biraz da olsa yük kalkmış gibiydi ama halen yorgundum. Arkadaşlarımın başı benim yüzümden beladaydı ve ben burada hiç bir şey yapamadan oturuyordum. 

" Evet millet, " dedim ve ardından derin bir nefes alarak devam ettim. " Geldiğiniz için çok teşekkür ederim ama sizi bu işe bulaştırmak istemiyorum, gidin lütfen." 

Erdi " Şaka mısın sen? Onlar ve sen bizim de arkadaşlarımızsınız. Biz de varız, öyle değil mi millet? " dediği sırada Ediz ve Ercan onaylayan mırıltılar çıkararak onu onayladılar. 

" Teşekkür ederim ama şu an ne sizin ne de benim yapabileceğim bir şey yok, " dedim ve ardından ekledim. " Dağılabiliriz, benden haber bekleyin. İyi akşamlar. " 

Arkamdan onaylamayan mırıltılar çıkardıklarını duyabilsem de yapabileceğim bir şey yoktu. Ayaklarımı yere sürte sürte bahçenin çıkışına vardığımda önüme ilk çıkan taksiye atladım ve evimin adresini verdim. 

Kollarımı birleştirip düşüncelerime kaldığım yerden devam ederken telefonuma yabancı bir numaradan gelen mesaj ile elimdeki telefonu doğrulttum yüzüme doğru. Yine o numaraydı. 

05** *** ** **: Sana bu gün yeterince ip uçları verdim. Bu günü iyice bir değerlendir. Son ip ucum E harfi. 

05** *** ** **: Yarına kadar süren var, beni bul. Eğer yanlış kişiyi bulursan inan bana silahı o kişinin kafasında patlatırım. Görev senindir, arkadaşlarını kurtarmak istiyorsan beni bul. 

HELLOOOOO , SİZCE E HARFİ NE VE GİZLİ NUMARA KİM? 

YORUMLARINIZI BEKLİYORUM VE KİTABIMA GÖSTERDİĞİNİZ  İLGİ İÇİN DE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. 

BANA SOSYAL MEDYA HESAPLARIMDAN ULAŞMAK İSTERSENİZ İNSTAGRAM: rabiadursun98

GÖRÜŞMEK ÜZERE! <3 







KABUS | YARI TEXTINGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin