Bazen bu hayatta zor zamanlardan geçtiğimiz günler oluyordu. Hatta şöyle söyleyeyim her karanlığın ardından bir aydınlık geliyordu ve biz sabırla o aydınlığı bekliyorduk. Dahası da o aydınlığın elbet geleceğini biliyorduk.
Benim için öyle bir umut bile söz konusu değildi, biliyordum.
Karanlığın içindeydim ve bunun bir adım sonrası daha da karanlık demekti. Bir adım daha sonrası daha da karanlık ve yine bir karanlık daha vardı. Bu böyle giderdi çünkü benim için karanlığın ardında bir aydınlık yoktu. Buna adım kadar emindim.
Dışarıdan bir yerlerden gelen seslerin yoğunlaşması ile göz kapaklarımı araladım.
Giderek artan seslerin üzerine gözlerim istemsizce büyüdü çünkü fark ettiğim şey o seslerin alt kattan geliyor olduğuydu.Korkudan ne yapacağımı bilemeden istemsizce kapıya doğru yöneldim. Muhtemelen Ediz bir sinir krizi geçiriyor ve etrafı yumrukluyordu. Umarım yanılmam çünkü bunun dışındaki her ihtimal çok korkunçtu.
Parmaklarımı kapının kulpuna götürdüğüm sırada önce bir ürperti geldi daha sonra ise aniden kapı büyük bir gürültü ile açıldı ve tam alnımın ortasına dayanan uzun namlulu silahla karşı karşıya geldim.
Gözlerim kocaman olduğu sırada daha önce hiç görmediğim kişilere korku ile bakmaya başladım. Daha önce hiç görmediğim yabancılardı bunlar. Göz yaşlarım çoktan yola çıkmış yanaklarımdan süzülüyorlardı. Korkudan titremeye başlayınca tüm cesaretimi topladım ve kafamı dikleştirip cesurca sordum.
" Siz kimsiniz?"
Karşımda, hemen kapının girişinde duran ve alnıma silahı dayayan iğrenç gülüşü ile sinirlerimi bozan adam konuşmaya başlamadan önce gülünce ağzının ortasına bir tane çarpmamak için kendimi zor tuttum çünkü şu an bu çok da doğru bir hamle olmayabilirdi.
" Sen şu yeni kızsın," dedi beni süzerken. " Seni götürmeye geldik, öyle ya da böyle bizimle geleceksin," diyince " Zorla hiç bir şey yaptıramazsınız," dedim cümlesini bitirir bitirmez.
Kafasını yan yatırıp " cık cık " sesleri çıkardı. Ardından bana doğru bir kaç adım attı ve kulağımın dibinde o cümleleri söyledi.
" Ya gelirsin ya da birlikte Ediz'i bekleriz onu da alır öyle gideriz, ne dersin? " deyince gözlerimin önünde bir anlık o anlar canlandı.
Düşüncesi bile korkunçtu. Benim yüzümden başkasının hayatını tehlikeye atamazdım. Öylece tamam diyemezdim, bu Ediz bile olsa.
Sinirle mırıldandım.
" Tamam, geliyorum. "
" Güzel, başka bir seçeneğin yoktu zaten bizim için."
Cümlesi biter bitmez saçlarımın dibinden kavrayıp kapıdan sertçe itti ve tekrar ve tekrar aynı hareketi tekrar ederek beni evin çıkışına kadar zorla götürdü. Evin hemen önündeki arabaya hızlıca beni fırlattığında kapılar çoktan kilitlenmişti ve kaçacak bir yol yoktu benim için.
Araba hareket ederken gözyaşlarım arasından sessizce fısıldadım.
" Lütfen Ediz, kurtar beni."
Selam kısa bir geçiş bölümü oldu bu seferlik ama yeni bölümü hemen yazmaya başlayacağım çok yakında yayınlarım kim bilir belki de bu gün biterse yayınlarım.
Onun dışında kitap hakkında sohbet etmek isterseniz sizleri instagram hesabıma beklerimmm
instagram : rabiadursun98
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABUS | YARI TEXTING
Teen FictionHiç tanımadığınız bir yabancıyla yazışarak günlerce gizemini çözmeye çalıştığınız ve bunun üzerine ipuçları da eklenince işin içinden çıkılamaz hal alan bir duruma girdiniz diyelim... Ne yapardınız? Gelin, Ronya ile bu gizemi ve o yabancıyı çözmeye...