Sevincimi kutlamayı şimdilik bir kenara bırakmaya karar verdim ve özgürlüğüm için ilk adımı attım.
Kapıyı arkamdan yavaşça kapatırken anahtarları da üzerinde bırakmıştım ve hiç beklemeden uzun otların, ağaçların olduğu bahçeden çıktım. Adımlarımı hızlandırdıkça sanki Ediz hemen ensemin dibinde bitiyormuş gibi geliyordu. Uzaklaştıkça bacaklarım uyuşmaya başlamıştı, özgürlüğe adım attığımdan ve korkudan olsa gerekti. Koşmaya takati bile yoktu bacaklarımın. Yürüyüşümü yavaşlatmayıp olduğum hızdaki tempoda yürümeye devam ettim. Arkamdan bir çatırtı sesi duyunca ağzımdan ufak bir çığlık kaçtı. Hemen arkamı döndüğümde ise orada duran bir kedi bakışlarını benim üzerime dikmişti. Kısa bir küfür savurup yoluma devam ettim. Nereye gittiğimi inanın ben bile bilmiyordum. Şu an cehennemi bile Ediz'e tercih ederdim.
Öylece ilerleken biraz sonra zaten kapalı olan havanın üzerine bir de yağmur yağmaya başlayınca hem önümü seçememekten hemde ayaklarımın yorgunluğundan adım atacak takatim kalmadığını fark ettim. Neredeyse öğlen saatleriydi ama hava fazlası ile karanlıktı, tıpkı Ediz gibi.
Olduğum yerde biraz dinlenmeye karar verince önüme çıkan ilk ağaca yaslandım ve oturarak bacaklarımı kendime doğru çektim. Üstüm başım mahvolmuştu ama bu şu an düşüneceğim en son şey gibiydi.Birden ayaklanınca başımın dönmesi ile her zamanki sakarlığım tutmuş olacaktı ki kendimi birden otların arasında yuvarlanır halde buldum. Bir ağaca çarparak durunca acı ile inleyip cenin pozisyonunu alıp gözlerimi kapattım. Bir kaç dakika öylece kaldıktan sonra gözlerimi açmam ile karşımda bana doğru eğilmiş sıcak kahverengi gözler ile göz göze gelmem bir oldu. Şaşkınlıktan ve korkudan gözlerimi bir kaç defa daha açıp kapattım ama hayır bu gerçekti.
Kutay. Lanet olsun bu Kutay'dı, Ediz'in doktor arkadaşı olan.
" Bakın burada kim varmış, küçük sürüngen."
Kutay'ın bana üstten üstten bakmasına aldırmadan aklıma gelen ilk ve tek şeyi o an yapmaya karar verdim.
Yerde yatmamın verdiği güç ile tüm gücümü topladım ve ayaklarımı gerip onun tam aşağı kısmına bir tekme savurdum.
Bunu asla beklememiş olacağından olmalı ki geriye doğru fırlarken ağzı o şeklini almıştı. Acıdan yerde kıvrılan Kutay, ağzına gelen tüm küfürleri art arda sıralarken hiç zaman kaybetmeden hemen yanımda bulunan ağaçtan destek aldım ve ayaklanıp koşmaya başladım tüm gücümü ayaklarıma vererek.
Arkamdan hiç ses gelmeyinceye kadar koşmaya devam ettim ve sesler kesilince tempoyu bir süre yavaşlattıktan sonra ardından tamamen durdum. Nefes alışverişlerimi düzene sokabilmek için bir süre olduğum yerde kaldım ardından koşmaya devam etmek için önüme döndüğüm sırada burnuma sıkıca bastırılan pamuğun ardından görebildiğim tek şey karanlık oldu.*****
" Uyansın bak görecek o belasını. "
" Abartma Kutay, alt tarafı malum yerlerini tekmelemiş. Ayrıca ona dokunursan veya zarar vermeye bile kalkarsan o parmaklarını alır tek tek gö-"
Seslerin kesilmesini sağlayan şey muhtemelen uyanmamın nedeni yani gözlerimi aralamam olmuştu.
" Uyanmış küçük sürüngen, " diyerek bana adeta bir mikropmuşum gibi bakan Kutay'a boş gözlerle bakmaya başladım. Açıkçası kendisi ve sözleri umurumda bile değildi.
Kafamı biraz kaldırmaya çalışınca boynumun yan yatırmaktan dolayı hafif tutulduğunu fark etmem ile acı ile inledim. Ardından " Allah'ın sopası yok işte," diyerek keyifle sırıtan Kutay'a bu defa göz devirdim.
" Kes sesini," diyerek benim yerime cevap veren Ediz'e gülümsedim. Ardından gülümsemem saniyeler içinde silindi çünkü tekrar kaçırılıp bu iki manyağın yanına düştüğüm aklıma geldi. Evet, yeni geldi. Napayım, ben uyanır uyanmaz bir süre beyni bir şeyleri idrak edemeyip hatırlayamayanlardandım işte.
Başımı tekrar Ediz'in omuzuna yaslayınca keyifle sırıttığını hissedebiliyordum ama ne düşündüğü veya hissettiği pek umurumda değildi açıkçası.
" Biliyor musun?" dedim Ediz'e. Ardından ekledim tüm kinim ile.
" Senden ölene kadar nefret edeceğim."
Selam selam hellooooo! Yeni bölüm yakın zamanda gelecek, beni sosyal medya hesaplarımdan takip etmek isterseniz :
instagram: rabiadursun98
Tiktok: rabiadursun98GÖRÜŞMEK ÜZERE.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABUS | YARI TEXTING
Teen FictionHiç tanımadığınız bir yabancıyla yazışarak günlerce gizemini çözmeye çalıştığınız ve bunun üzerine ipuçları da eklenince işin içinden çıkılamaz hal alan bir duruma girdiniz diyelim... Ne yapardınız? Gelin, Ronya ile bu gizemi ve o yabancıyı çözmeye...