Savaş üzerinden üç yıl geçti, savaş zaferle kazanılmış, Voldemort yenilmişti.
Ama savaştan sonrs Harry Potter' ın en yakın arkadaşları Hermione Granger ve Ron Weasly' in Harry' e davranışları da çok değişti, onunla buluşmamak için bahaneler buluyorl...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(ÜFFFYAKIŞIKLIMBEĞ KIRK BİR KERE MAŞALLAH)
1 Eylül sonunda gelmişti, Harry eşyalarını topladı ve anahtarı ile biletini alıp almadığını kontrol etti. Nasılsa trenin kalmasına daha 2 saat vardı ve o sürede alışverişini rahatlıkla yapabilirdi.
Diagon yoluna girdiğinde etrafı inceledi.
“Burayı özlemişim...” diye mırıldandı kendi kendine.
İlk başta cin cücelerin işlettiği bankaya girdi.
“Merhaba...”
“Harry Potter. Size de merhaba,” diyerek cin cücenin sözünü tamamladı Harry.
“Ah pekala bay Potter, öncelikle hoşgeldiniz, ne için gelmiştiniz?” Cin cüce sordu.
“Para çekmek için.”
“Anahtarınız yanınızda mı peki?”
Harry elini cebine soktu ve anahtarını çıkardı, aslında burada ki parasına ihtiyacı yoktu, bunlar olmasa bile deliler gibi zengindi.
Cin cüce anahtarı aldı.
Beş dakika sonra Harry kendisini Potter bankasında buldu.
Artık kendisini bir Potter olarak bile hissedemiyordu...
Kendisine bayağı bir miktarda galleon aldı ve bankadan ayrıldı.
İlk başta cüppe alması gerektiğine kanaat getirdi ve cüppeciye girdi.
“Ah merhaba tatlım Hogwarts'mı?” diye sordu orada ki kadın.
Harry başını salladı.
“Tamam tatlım bekle cüppe getireyim.” kadın oradan ayrıldı, bir dakika geçmemişti ki Draco Malfoy içeriye girdi. Harry şaşırdı çünkü diğer yaşamında da aynı vakit hatta dakikaydı.
Harry' nin ona baktığını gören Draco gülümsedi.
“Merhaba sen de mi Hogwarts' a?”
“Evet,”
“Sence hangi binaya seçilirsin, aslında bilemezsin ama ben biliyorum, Slytherin tüm ailem Slytherin' de okumuş.”
Harry kendini bilmiş bir imayla gülümsedi, o da önceki yaşamı sayesinde nereye gideceğini biliyordu.
“Büyük ihtimalle Slytherin.” dedi Harry ve sarışının gözleri parıldadı. Elini Harry' e uzattı:
“Sanırım seninle iyi anlaşacağız, bu arada adım Malfoy, Draco Malfoy.”
Harry' de gülümsedi ve uzattığı elini sıktı.
“Potter, Harry Potter.”
Sarışının ağzına bir karış açıldı ama kendisini bir anda topladı.
“Memnun oldum Harry, alışveriş yapıyorsun? Sana katılabilirim?”
Harry başıyla onayladı, Draco ' nun duruma sevindiğini anında anladı.
Cüppelerini aldılar ve Draco, Harry' i Lucius ve Narcissa ile tanıştırmak için sürükledi.
“Anne, baba! Bakın bu Harry, Harry Potter.”
Lucius ve Narcissa şaşırsa da belli etmedi, Harry Potter onların yanındaydı ve galiba oğulları ile arkadaştı!
“Um merhaba Harry, ben Narcissa ama Cissy diyebilirsin.”
“Memnun oldum Cissy.” Harry gülümsedi, Lucius girdi araya.
“Adım Lucius, Harry.”
“Memnun oldum Lucius.”
“Anne!” dedi Draco, Narcissa merakla ona baktı. “Harry' de bizimle alışveriş yapabilir mi? Lütfennnn...”
Narcissa, kararsız bir şekilde Harry' e baktı, Harry ona içten bir gülümseme sundu.
“Harry için bir sorun olmayacaksa bizim için bir sorun olmaz.”
Draco mutlulukla Harry' e baktı. Harry' de ona gülümsedi.
Ben neden önceki hayatımda arkadaşlığını kabul etmemiştim ki, her şey o yaşlı bunak yüzünden! Acaba Malfoy ile arkadaş olduğumu öğrendiğinde ne tepki verecek?
Birlikte tüm eşyalarını aldılar ve Hogwarts Express' i ne geldiler. Her şey ilk günkü gibiydi buraya gelirken ki heyecanını hatırladı.
Weasly' ler etrafta gözükmüyordu -ki Harry buna sevindi.
Draco ile boş bir kompartıma oturdu.
“Harry, senin ailen Gryffindor' da sen neden Slytherin' e geçmek istiyorsun?” diye sordu Draco birden.
“Kendimi oraya daha yakın hissediyorum, ailemin Gryffindor' da olması benim de oraya ait olduğum anlamına gelmez.”
*************************************************
“İlk yıllar buradan! İlk yıllar buradan!” tüm birinci sınıflar yarı dev Hagrid'i takip etmeye başladılar. Kayıklara binerek karşıya geçtiler. Tüm öğrenciler -Harry hariç- profesör McDonagel' in Hogwarts evleri hakkındaki konuşmasını dinledi.
“İsminizi söylediğimde buraya oturacaksınız, başınıza bu adı ‘Seçmen Şapka' olan şapkayı geçireceğim ve sizi kendi binanıza yerleştirecek -başlıyorum Longbottom Neville!”
Utangaç bir çocuk oturdu tabureye Harry onun nereye gideceğini biliyordu.
“GRYFFİNDOR!” Diye haykırdı şapka, binasından bir alkış koptu.
“Granger Hermione!”
“Gryffindor!”
“Weasly Ronald!”
“Gryffindor!”
“Malfoy Draco!”
“Slytherin!”
“Potter Harry!”
Herkes anında fısıldaşmaya başladı, Harry fısıldaşmaların içinde “Kesin Gry olur bu” “Şu ünlü Harry Potter mı?” “Yakışıklıymış” duydu ve gözlerini devirdi. Acaba Gryffindor mu olacağım, saçmalık!
“Oooo demek ölüm lordu ha?” Harry kıkırdadı. Seçmen şapka konuşmaya devam etti. “Zekisin bir Ravenclaw olabilirsin ama hayır... Zekanı sinsilik için kullanıyorsun, Hufflepuff adaletine sahipsin adaletine sahipsin ama merhamet gram yok, cesaretin Gryffindor' dan geliyor, ölüme sadakatin beni etkiledi Harry, sinsilik, kurnazlık, intikam, öldürme isteği... Ah bunlar bana o binayı anlatıyor...”
“Kendine iyi bak...” diye mırıldandı Harry,
“Sende güçlü ol SLYTHERİN de!”
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Evettt yorumları alalım, diğer bölüm de başlıyoruz maceralar... Draco' nun minnişluğu kalbimi eritti, kendinize iyi bakın<3
