-4-

108 6 0
                                    

Sabahın erken saatlerinde alarmımın sesiyle değilde yüzsüz Ege'nin aramalarıyla uyandım. Ve tabii ki de açmadım.

Kolumun hafif sızısını aldırış etmeden kolumda ki sargıyı çıkardım ve kolumu incelemeye başladım. Havanın daha yeni açmasıyla odamda ki balkona çıkıp anın büyüsüne kapıldım.

Kuşların o ruh dinlendirici sesleri, insanların keyif dolu sohbetleriyle işlerine yetişmek için koşuşturmaları, küçük çocukların okula giderken bile arkadaşlarıyla yolda top oynayarak gitmelerine şahit olmak yüzümde tebessüm oluşmasını sağlamıştı.

Anın güzel büyüsüne daha fazla takılıp kalmamak için kendimi banyoya doğru hazırlanmaya yönlendirdim.

-

Sonunda lanet hastane çıkışı annemden ayrılıp okula gitmek için taksiye binmiştim. Ah hayır, resmen annem tarafından zorla bindirilmiştim. Okuldan içeri girdiğimde tenefüs zamanına denk geldiğim için küfür savurdum. Ne olurdu da ders saatinde gelseydim(!)

Gözlerimi okul pencerelerinde gezdirerek yürümeye başladım. Sabah sabah Ege'yi camda görmem gerçekten büyük şansızlıktı. Ege'nin bir koluma bir bana bakmasıyla sinirlenerek gözlerimi devirdim ve adımlarımı hızlandırarak yürümeye devam ettim. Ne zamandan beri tenefüslerde camda gözetmenlik yapmaya başlamıştı?

-

Nöbetçinin gelip "Güneş Kahraman'ı müdür bekliyor." demesiyle uykumdan uyandırılmam hiç hoş olmamıştı. Yine ne istiyordu lanet adam. Sınıftan söylenerek çıktım ve müdürün odasına doğru yürümeye başladım.

"Beni istemişsiniz?" dedim uykulu ses tonumdan ödün vermeyerek.

"Okulda sigara içmiyorsun değil mi?" dedi imalı ses tonu beynimi delip geçerken. Bu adam beni denemek in her seferide bu soruyu sormaktan bıkmıyordu gerçekten. Amaç neydi? İçimde müdür yada disipline gitme korkusu yaratmak mı? Okulda ki her insan benim gibi sigara içiyordu ve bu ne öğretmenlerin nede müdürün umrundaydı. Özellikle lise son sınıf öğrencileri bu konuda oldukça rahatlardı ve ben lise son sınıf öğrencisi olmama rağmen bu konuda rahat olamıyordum. Bir kız olarak sigara içiyor olmam öğretmenler tarafından neden kötü karşılanıyordu anlamıyordum. Ah, beni çok seviyorlardı ve canım öğretmenlerim(!) benim ölmemi istemiyordu! Aman ne büyük bir komedi!

"Hayır." Vee, yılın en bomba yalanı ha!

"Tamda Güneş Kahramana'a yakışır bir davranış." derken önündeki kağıtlarla ilgilenmeye başlamıştı.

"Bu durumda teşekkür etmem mi gerekiyor?"

Kafasını kağıtlardan kaldırıp, muzipçe gülümsedi. Elini yavaş ve nazik hareketlerle havaya kaldırıp oturmam için koltuğu gösterdi. Bakışlarım koltukla okul müdürü arasında gidip gelirken boğazımı temizledim.

"Böyle iyiyim."

Lafım üzerine önünde ki gereksiz bir ton kağıtları karıştırmaya devam etmişti. Ne yani beni burada boş boş dikilmem için mi çağırmıştı?

"Beni neden çağırdınız?" dedim sinirle.

Sonunda lanet kağıtlardan bir tanesini eline alıp bana uzatarak bakmamı istedi.

"Devamsızlığım!" dedim şaşkınlıkla.

"Devamsızlığım neden indi?"

Cevap vermeden benim anlamamı istercesine düşünmeme fırsat verip, suskunluğunu korudu. Annemin okula gelip devamsızlığım hakkında dilekçe yazmayacağı kesindi. Yüzünü evdeyken bile zor görüyordum birde o çok değerli(!) işini bırakıp okula gelmek mi? Evet, bu düşüncem baya komik olmuştu. Düşünmeye devam ederken aklıma gelen bir diğer düşünceyle gerildiğimi hissettim.

Tesadüf AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin