Lâ Tahzen

2 1 0
                                    


Karanlık düşlerimden kalkıp yine sana geldim.
Maveram, gül teninden kopup dünyaya düştüm ve en acısı bu gezegeni hiç sahiplenemedim.
Korkulu sabahlarımın tebessümüydün sen. Kırık kanatlarıma sesini bahşedip gittin. Sinir uçlarıma bağladığım çelimsiz sabır iplerim kopmak üzere. Bak masmavi gökyüzü senin yokluğunda nasıl da kararıyor gözlerimde. Kanatlarına fesleğen sardığım bir kuş konmuş fikrimin çatısına. Göremedim ama görenler sen geleceksin diye avuçlarında bekletiyormuş yıllardır. Senden haber alamayacağınca parmak uçlarımda can verdi.

Kendimi uzun zamandır psikolojik devirlerde yaşatıyorum. Varlığımı kuşatanlar, nefesimin yetmeyeceği kadar uzaklarda olsalar da, sanki her vakit onlarla aynı yerde nefes alıyorum. Her günüm, kendimden soyutlandığım başka bir dün gibi sanki. Yaşamadıklarımla mutlu olabilecek kadar tenhalığa büründüm.
İçimin sesini - miladım seninle başladı diye - susturmaya çalışırken, kendimi etrafımdaki bitmek bilmeyen ses kalabalıklarının içinden kurtarmaya çalışıyorum.

Evvelin yitik bir kentinde, içime yalın bir tebessüm düştü. Uyusam, uyansam, konuşsam, sussam her daim o tenha tebessümde buluyorum benliğimi.
"Sen yaşadığın sürece; benimle yaşlanmasan bile, ben huzurunla yeşereceğim. Yağmurun, gökyüzünden habersiz ıslattı sevincimi. Fırtınaların gözümde zerre değeri yok."
Bu bir nefeslik cümle dilimden düştüğünden beri; sonsuzluğa sürükleniyorum...

Hoşçakal 22 yaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin