9

535 60 28
                                    

Uyandığımda başım hiç olmadığı kadar çok ağrıyordu. Hiç iyi değildim, hemde hiç.

Minho yanıma geldi, okula gidiceğini, benimde gelip gelmeyeceğimi sordu. Ayağı kalkıcak halim yoktu bu yüzden gitmeyi reddettim. Telefonumu alıp bildirimlere bakmaya başladım.

Öylesine bakarken aklıma geldi, Jisung'un travması yüzünden evde tek kalamaması... Acaba ne yapmıştı? Uyuyabilmiş miydi? Yoksa söylediğim gibi yanında kalması için Yuna'yı mı çağırmıştı? Sahi acaba travması neydi ki?

Felix, o seni bu kadar düşünmemiştir. Merak etmeyi bırakır mısın artık? Umrunda bile değilsin işte.

Ne kadar düşünmemeye çalışsamda olmuyordu işte. Her zaman aklımdaydı. Kahretsin.

Acıkmıştım, kalkıp birşeyler yemek iyi olur diye düşündüm ve mutfağa girdim. Buzdolabında rastgele göz gezdirdikten sonra birşeyler aldım ve yemeye başladım. Yine telefonumu çıkardım.

Bu kadar kolay mıydı Jisung? Bu kadar kolay mıydı git demek? İçinde hiç mi sevgi yoktu bana karşı? Oysaki ben sana güvenmiştim.

Düşünmek istemiyorum. Tekrar uyuyacağım ve tekrar. Sadece uyumak istiyorum. Uyku beni içine hapsetsin istiyorum. Gidip uyuyacağım...

Gözlerimi açtığımda okuldan çıkış saati gelmişti. Minho birazdan burda olurdu. Birkaç dakika sonra kapı açılma sesi duyuldu. Bana baktığında hala yatıyordum.

"Yeni mi uyanıyorsun?"

"Senden sonra tekrar uyumuşum"

"İyi"

"Okula geldi mi?"

"Kim?"

"Kim olucak Jisung"

"Hala onu mu düşünüyorsun?"

"Of Minho"

"Gelmemiş, Hyunjin'de seni sordu. Ulaşamıyormuş Jisung'a."

"Neden ki nolmuş Jisung'a?"

"Ulaşamıyoruz Felix"

"Gitsem mi?"

"Saçmalama otur oturduğun yerde. Hyunjin haber verir"

"Peki."

"Aç mısın?"

"Çok değil"

"Tamam, bu arada televizyonu açabilirsin istersen"

"Tamam"

Televizyondan rastgele bir dizi açtım. Ne kadar saçma konular hiçbiri sarmıyor. Time to Twice izlerim bende.

Birkaç bölüm sonra Minho geldi ve beni yemeğe çağırdı. Televizyonu kapatıp mutfağa gittim. Masaya oturdum. Minho'da yemeklerimizi koyduktan sonra oda oturdu. Yemek gerçekten çok güzel olmuştu.

"Vay be, arkadaşlarım bu kadar iyi yemek yapabiliyor muydu?"

"Yapabiliyormuş"

"Çok güzel olmuş'

"Teşekkürler"

"Rica ederim"

Yemeğimi bitirdikten sonra bulaşıkları toplamasına yardım ettim. Her ne kadar içeri gitmemi söylesede umursamayıp neredeyse tüm bulaşıkları yıkadım.

"Felix... İçeri gitmeni söylemiştim."

"Yardım etmek istedim"

"Teşekkürler?"

İçeri gidip koltuğa uzandım. Sabahkine göre daha iyi hissediyordum kendimi. Minho'da yanına oturup birşeyler mırıldanmaya başladı...

"Yüreğinin dalgın köşesi yorulmayasın diye sessiz çığlığını dinleyeceğim

Sen denen o kötü kapalı alanının kapısındaki çatlaklarda,

Sadece benim duyabildiğim sessiz bir çığlık var

Bir süredir sakladığın sessiz çığlık"

Daha önce hiç duymamıştım böyle bir şarkı. Hoş bişeydi.

"Adı ne bu şarkının daha önce hiç duymamıştım?"

"Ah, ben kendim geveledim birşeyler. Gerçekten hoş mu?"

"Çok hoşuma gitti. Yazsana bunu bir deftere falan"

"Yazıyorum zaten"

"Güzel"

"Hadi dance the night away açalım"

"Olurr"

"Sen ve ben ay ışığında

Yıldızların parladığı bu festival gecesinde

Dans etmeye başladığımız an
Dalgaların sesiyle

Bu duygu sadece çok doğru..."

--

Merbb

Cevirileri direkt googledan aldim yapistirdim yanlis varsa kusura bakmayin 💗

Gorusuruzz

Only Housemates - JilixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin