24. Bölüm "Zaman Her Şeyin İlacı"

322 14 2
                                    

Yeni bölüm ile karşınızdayım maceracılarım ^^ Bölüm biraz kısa oldu ama anca bu kadarcık yazabildim. Neyse lafı uzatmayayım iyi okumalar :D Yazım hatalarım varsa şimdiden özür dilerim.

"Kızlar sizinle bugün okul çıkışında bir alışverişe mi gitsek?"

"Niye ki şimdi?"

"E kızım ne zamandır ikinizle dışarı çıkmadım hem de evde birkaç şey eksik. Malzemeleri alayımda güzel güzel yemekler yapayım hem isterseniz arkadaşlarınızı çağırın biz de babanızla dışarıda yeriz. İçimden geldi."

Eda heyecanla ellerini küçük bir çocuk nidasıyla çırparak kabul etti. Ona yaptığım sadece göz devirmek oldu.

"Anne ne gerek var böyle şeylere, evimizde otursak ne olacak sanki, hem ben tüm gün uyumayı planlıyorum." diyerek sandalyede geriye yaslandım bir yandan da tıkınmakla meşguldüm tabii.

Eda bir süre bana kötüt kötü baktıktan sonra anneme dönerek heyecanla konuştu.

"Bakma sen buna anne biz ikimiz gideriz alışverişe bu da ne hali varsa görsün."

Annem başını sallayarak onay verdi. Bana da 'Bu kız kesin benim çocuğum olamaz' dercesine baktı. Biz babamla nasıl bunlara katlanıyormuşuz diye düşündüm bir an. Daha sonra ağzıma kocaman bir ekmeği tıktım.

"Edo hodo okolo goç kolmoyolom."

"Kızım önce bir ağzındakini yutsaydın keşke." diye uyaran anneme omuz silktim. Eda bana inanamıyormuşcasına bakıp ayağa kalktı. Çantamızı alıp dışarı çıktığımızda da servis gelmişti. Servisten içeri girdiğimde Ayaz'ın yanını boş görünce oraya oturdum.

"Günaydın."

"Sanada." dedi fakat yüzüme bile bakmıyordu. Kulağına eğilerek fısıldadım.

"Bir sorun mu var?"

Cevap vermedi. Bir süre niçin böyle davranabileceğini düşündüğümde geçen günkü olaydan dolayı belki de garipti.

"Ayaz aklın hala o olaydaysa ben unuttum bile bence sende düşünme. Hem geçti bile."

Ayaz utana sıkıla başını bana çevirdi. Mahçup gözlerle bir süre gözlerime baktı.

"Cidden geçti mi?"

"Evet, cidden geçti. Sende takma artık kafana." Başını sallayarak onayladı.


Sınıfa girdiğimizde Eda bağırmaya başladı.

"Arkadaşlar yarın hepiniz bizim eve davetlisiniz. Parti zamanı!!"

Eda'yı yakasından tutarak sertçe sıraya oturttum. Bana ters ters bakarak önüne döndü. Arkamızda oturan güven kolumu dürttü.

"Ela ne partisi bu?"

"Ya annemin saçma sapan işleri işte. Aklına nereden estiyse arkadaşlarınızı çağırın dedi."

"Peki, o zaman yarın sizdeyiz?"

"Aynen."

Ders Kimya'ydı. Bizim Aynştayn kılıklı hoca içeri girdiği anda içimden küfürlerimi sıralıyordum. Sanırım bana kastı vardı. Ne yani dersinde birkaç kere onu rezil ettiysem bu benim suçum mu yani? O da az kendine dikkat etsin de rezillik durumlara düşmesin.

"Oturun arkadaşlar" der demez derse başladı. Muşmula suratlı Çaki ne olacak. Sınıfın yalvaran gözlerini üzerimde hissettiğimde bir şeyler yapmam gerektiğini anladım. Aklıma gelen şey ile hocaya -pardon Çaki'ye- seslendim.

MaceraperestlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin