21.Bölüm "Soğuk"

550 25 7
                                    

İyi okumalar :Dd

"Efendim Ekin?"

"Ela gelirken cips almayıda unutma hazır marketteyken."

"Tamam untmam. Görüşürüz." diyerek telefonu kapattım. Market arabasını itekleyerek marketin içerisinde dolanıyordum. Cipslerin olduğu bölüme gelince 3 tane büyük boy cipsi arabaya koydum. Tabikide hepimize birer tane olacak onlarla hayatta paylaşmam. Abur cubur atıştırmalık reyonuna gelince çikolata, bisküvi, meyve suyu doldurdum. Kış için odama stok yapacaktım. Zaten havalar iyice soğumuştu. Aralık ayının ilk haftasındaydık. Yılbaşına sadece üç hafta kaldı. Bu yüzden de biraz mutlu hissediyordum aslında.

Market arabasını iyice doldurduktan sonra kasaya geldiğimde yaşlı bir teyze bana 'cık cık'lamaya başladı. Onu umursamayıp yiyecekleri kasiyer barkotlarını okutarak geçiriyordu.

"Yazık yazık. Kızım bunca ıvır zıvırı ne yapacaksın böyle? Vallahi hepsini yersen davul kadar olursun."

"Bir şey olmaz teyzeciğim ben alışkınım. Hem davul kadar falanda olmam ayrıca."

"Tabi efendim tabi. Önce böyle diyorsunuz sonra kilo alınca yok depresyonmuymuş neymiş ona giriyorsunuz diyet yapmaya çalışıyorsunuz."

"Yahu teyzeciğim sanane bundan? Sen kendi işine baksana Allah Allah çattık ya."

"Aaaa bak bir de teyze diyor terbiyesiz."

"Daha yeni mi idrak ettin?" diyerek tek kaşımı kaldırdım. Evet bunu yapabiliyorum.

"Cık cık cık edepsiz."

"Nee?!? Sen kimsinde bana edepsiz diyosun be!! Ne edepsizliğimi gördün be kadın? Git evine torunlarına örgü ör."

"Bana bak çırpı bacak sen hiç utanmıyo musun büyüklerine karçı çıkmaya?!?!"

"Normalde böyle davranmam TEYZECİĞİM ama senin gibileri umursamıyorum kusura bakma."

Poşetleri elime alarak marketten çıktım. Daha fazla uğraşamazdım bu kafadan çatlak kadınla.

Yolda giderken Ayaz'ı gördüm ve yanında da bir kız vardı. Gördüğümün şaşkınlığıyla ani bir fren yaptım. Başımı cama vurmuştum ama neyseki pek fazla bir şeyim yoktu. Onlara dikkatle baktığımda kızın neredeyse Ayaz'ın dibine gireceğini farkettim. Yılışık işte ne olacak!! Gerçi Ayaz Bey de halinden gayet memnun gözüküyordu. Kız ona heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıyor Ayaz da gülümseyerek karşılık veriyordu. Ne kadar hoş(!) bir manzara değil mi ama? Daha sonra kız başını Ayaz'ın boynuna gömdü ve sanki hiç bırakmak istemiyormuşcasına sarıldı. Ayaz da aynı şekilde karşılık verdi. Gördüklerime dayanamayarak oradan hızla uzaklaştım.

***********

"Aç bakayım ağzını. Hadi bak uçak geliyor geli-"

"Ekin çek şunu burnumun dibinden yemek is-te-mi-yo-rum!! Neden anlamıyosun?"

"İyi de ne oldu sana durduk yerde? Telefonda gayet normaldin. Filmide izlemiyorsun zaten."

"Anlaşılan sende izlemiyorsun baksana benim izlemediğimi bildiğine göre."

Bu ters cevaplarım hem Ekin'in hem de Eda'nın kaşlarının çatılmasına neden olmuştu.

"Bana öcüymüşüm gibi bakmayı kesin artık ve filminizi izleyin ben odama çıkıyorum."

Hızlı adımlarla odama çıktım ve kendimi yatağa fırlattım. Ama sanırım biraz hızlı bırakmış olmalıyım ki yere yapışmam bir oldu. Hass.....

Bu kadar sakar olmak zorunda mıyım? Ya da insanlara çabucak bağlanacak kadar aptal ve saf? Neden Ayaz'ı düşünüyorum? Ve bu içimdeki garip his ne?

Kafam o kadar karışık ki ne yapacağımı bilemez durumdayım. En iyisi biraz temiz hava almak.

Aşağı indiğimde Eda ve Ekin birbirine sarılmış biçimde uyuya kalmışlar. Bundan yaralanarak montumu alıp evden çıktım. Sakin ve yavaş adımlarla yürümeye başladım. Nereye gittiğimi bilmeden... Telefonum titrediğinde montumun cebinden telefonu çıkardım.

Kimden: Egemen

-Hey nasılsın?

Kime: Egemen

-Bilmiyorum, sanırım biraz kafam karışık :/

Kimden: Egemen

-Konuşmak ister misin?

Kime: Egemen

-Aslında olabilir. Sahilin o tarfalardayım bekliyorum o zaman. 

Tekrar telefonu cebime koyarak banklardan birine oturdum. 5-10 dakika sonra omzumda bir el hissetmemle başımı elin olduğu tarafa çevirdim. Egemen'e gülümsemek istedim ama hiçte içimden gelmiyordu aslında. Yanıma oturarak gözlerini denize sabitledi.

"Evet anlat bakalım, ne oldu? Kim yapmış benim sarışınıma?

"Sarışın?" yüzümü buruşturarak karşılık verdim. Ve derin bir nefes alarak cevap verdim.

"İçimde anlayamadığım garip bir his var, bir türlü çözemediğim. Bu oldukça garip. Sanki kalbim sıkışıyor ve nefes alamıyorum."

"Hmm. Sevdiğin birisi falan olabilir mi acaba?"

"H-hayır saçmalama."

"Anlaşıldı, pekala söyle bakalım kim bu şanslı şahıs?"

"Ya Egemen bu öyle bir şey değil ki."

"Tam da öyle bir şey sarışınım. Hadi söyle bakalım kim bu?"

"Ayaz. Yani ne bileyim bu aralar onunla çok iyiyiz ve bugün onu bir kızla oldukça mutlu görünce içimde sanki bir şeyler ezilmiş gibiydi. Buna bir türlü anlam veremiyorum."

"Sarışınlar aptal olur ma bu kadarınıda beklemezdim. Kızım sen basbayağı bu çocuğu seviyorsun işte ve onu bir kızla görüncede kıskanmışsın."

Egemen'e en sert bakışlarımı attım. Ama o bana sırıtıyordu. O öyle sırıtınca kızgın bakamıyordu ki insan. Çok sevimliydi.

"Bakma bana öyle yoksa sana kızamıyorum."

"Ah evet biiyorum çok sevimliyim." Gözlerimi devirerek karşılık verdim.  

Bir süre daha oturduktan sonra beni eve bıraktı. Ses çıkarmamaya çalışarak odama çıktım ve direkt olarak yatağa girdim.  Telefonum titreşince elime aldım.

Kimden: Ayaz (Evet artık onu ismiyle kaydetmiştim)

-İyi geceler ;) 

Hiçbir cevap yazmadan telefonu komodine koydum ve gözlerimi kapadım. Bugün oldukça soğuk bir gündü hemde her açıdan... Bedenen ve ruhen kaskatı kesilmiştim ve şimdide bu buzları eritmek gerekiyordu.

MaceraperestlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin