Draco Scorpius'un kapısını tıklattı.
"Girebilirsin baba."
Girdiğinde ağlayan Albus'u görmüştü. Başını sevgilisinin göğsüne yatırmış ağlıyordu.
"Kahvaltı yapamadınız aç olduğunuzu düşündüm.
Ev cinine sizin için bir şeyler yaptırdım. Bunları güzelce yemelisiniz."
"Ben aç değilim. Teşekkürler Bay Malfoy."
Albus kafasını Scorpius'un göğsünden kaldırıp konuşmuş ve yeniden yatırmıştı.
"Oturabilir miyim?"
Yatağı işaret edince oğlu ona olumlu mânâda kafa salladı.
Draco elindeki tepsiyi çalışma masasına koyup yatağa oturdu.
"Baban burada olduğunu biliyor mu?"
"Lily biliyor."
Onun söyleyeceğini düşündüğü için Draco'nun endişesi geçmişti.
"Siz Potterlar kuralları çiğnemeyi seviyorsunuz ha. Gizlice cisimlenmeler falan.
Bakma öyle, sana kızmayacağım. Sadece yakalanmamaya dikkat et.
Ben bir keresinde yakalanmıştım. Babam biraz parayla herkesi susturdu tabi.
Ama eve geldiğimizde çok fena azar yemiştim. Tabiki akıllanmayıp yine cisimlendim gizlice."
İki çocuk kıkırdarken o gülümsedi.
"Nereye cisimleniyordun ki?"
"Bu şimdilik bana kalsın oğlum."
"Söyle işte ya! Anlatmaya başladın bir kere."
Draco iç çekip Albus'a baktı.
"Bu aramızda kalacak, anlaştık mı?"
"Bana güvenebilirsiniz efendim."
Albus olumlu mânâda kafa sallarken konuşmuştu.
"Pott- Harryle buluşuyorduk. Hemde bir muggle parkında.
Büyücü dünyasında tanıdık kişileriz yakalanabilirdik.
Ama muggle dünyasında iki sıradan çocuk olabiliyorduk.
Hermione bizim için paralarımızı muggle parasına dönüştürürdü.
Ben yaparsam şüphe çekebilirdi. Harry ise o dönemlerde muggle ailesine gitmeyi bırakmıştı.
Oraya gidip saatlerce vakit geçirirdik. Harry bana çok şey öğretti.
Bisikleti ilk defa gösterdi sonra sinemayı, bir sürü değişik yemek vardı!
Yazları dondurmalarımızı alıp o buluştuğumuz parkta oturmakta çok güzeldi..."
O heyecanla anlatırken Scorpius babasını ilk defa böyle görmüştü.
İlk defa gözleri heyecan ve mutlulukla parlıyordu sanki.
"Bay Malfoy, bizi oraya götürür müsünüz? Çok merak ettim nasıl bir yer olduğunu."
"Çok isterdim fakat bunu yapamam. Seni babandan habersiz muggle dünyasına götüremem.
Asmayın o güzel suratlarınızı. Söz veriyorum bir gün sizi oraya götüreceğim."
İkili onlara gülümsediler anında.
"Size bir şey sorabilir miyim?"
"Sor bakalım."
"Gençte olsak aptal değiliz. Zaten sizde az önce âdeta itiraf ettiniz.
Babamla sevgiliymişsiniz ve annem bu kadar kıskandığına göre çok aşıkmışsınız.
Neden ayrılıdınız ki o zaman? Savaşta siz karanlık tarafa geçtiğiniz için mi?"
Draco zoraki gülümsedi.
"Bu kadar sohbet yeter. Yapmam gereken işler var, çalışma odama gitmeliyim.
Odada yaramazlık yapmayın ve size getirdiğim yiyecekleri bitirin.
İkinizide çok seviyorum. Bir şeye ihtiyacınız olursa gelebilirsiniz yanıma."
İkisininde saçlarına öpücük kondurup odadan çıktı ve derin bir nefes aldı.
"Bence mevzu farklı tarafta yer almaları değildi. Bu kadar basit durmuyor.
Sanki öncesinde bir şeyler yaşanmış gibi. Sencede öyle değil mi?"
Albus olumlu mânâda kafa salladı.
"Evet. Kesinlikle öncesinde bir şeyler olmuş. Herkes onları düşman olarak bilir ama.
O zaman nasıl aniden sevgili oldular ve nasıl aniden ayrıldılar?"
"Babamda bizim ilişkimiz konusunda endişelendi.
Sürekli bir Potter ve Malfoy'un ilişkisinin zor olacağını söylüyor.
Bence küçük çaplı bir araştırma yapmanın zamanı geldi sevgilim."
"Kesinlikle öyle. Ron dayım, Hermione yengem kesin bir şey biliyorlardır. Onlar bende."
"Bende Pansy teyzem ve Blaise amcamı yoklarım o zaman."
"Sonra beraber Neville amcama gitmeliyiz. O kesin ağzından bir şey kaçırır."
"Kesin! Luna teyzeyede gidelim. O bize kıyamayıp anlatır."
Birbirlerine sırıtıp yumruk tokuşturdular. Bu işi bir tek onlar çözerlerdi.
"Şimdi yemek zamanı! Ağlayınca güçsüzleştin hemen enerji topla ki plana başlayalım."
Albus onun yanağına kocaman bir öpücük bırakınca Scorpius gülümsedi.
~~~
14.08.22
ŞİMDİ OKUDUĞUN
After All This Time | DRARRY
FanfictionHarry'nin oğlu Albus ve Draco'nun oğlu Scorpius'un arkadaşlıkları sayesinde Harry ve Draco yıllar sonra yeniden karşılaşır... DRARRY.