~13~

743 55 32
                                    

Draco güzel bir duş aldıktan sonra alt kata geri indiğinde kahvaltı hazırlayan Harry'i gördü.

"Günaydın."

Harry patatesleri dikkatle doğrarken ona bakmadan mırıldandı.

"Günaydın."

Arada can sıkıcı bir sessizlik olunca Draco tezgaha yaslanıp boğazını temizledi.

"Ev cini yok mu? Kendi ellerinle hazırlıyorsun ya hani kahvaltıyı. Merak ettim."

"Yok. Kendim hazırlamayı seviyorum. Buraya odaklanıp kafa dağıtıyorum.

İyi geliyor. Ayrıca kendim yaparak yemeği güzelleştiriyorum. İçine sevgimi katıyorum."

Draco gülümsedi. Bir insan patates doğrarken ancak bu kadar tatlı görünebilirdi herhalde.

"Günaydın baba! Günaydın Bay Potter!"

"Günaydın Bay Malfoy ve babiş."

Scorpius ve Albus neşeyle el ele mutfağa girdiklerinde Draco iç çekti.

Onlara çok özenmişti. Kafasını iki yana salladı. Küçük oğlunu kıskandığına inanamıyordu.

"Günaydın yakışıklı oğlum ve canım damadım."

Albus anında kıpkırmızı olurken Scorpius yanağından öptü.

"Günaydın gençler. Al, bana yardımcı olmak ister misin?

Eminimki sevgiline müthiş pancakelerimizden yapmak istersin."

"Evet! Biz babamla harika pancakeler hazırlarız. Enfes oluyorlar, özel tarifimiz!

Ben ne zaman evde olsam sık sık hazırlarız. Hatta annem bu-"

"Malzemeleri hazırla."

Harry onun cümlesini soğuk bir sesle böldüğünde Albus dudaklarını büzdü.

Bir süre annesi hakkında konuşmaması gerektiğini unutmuştu.

Hemen babasının komutuna uyup malzemeleri hazırlayıp tezgaha koydu.

"Sana yardım edeyim sevgilim. Bana ne yapacağımı söylemen yeterli."

Scorpius yanına yaklaşınca Albus gülümseyip un paketini aldı.

"İlk önce unla başlıyoruz. 2 bardak un lazım."

O göstererek anlatırken Draco Harry'e yaklaştı.

"Bende sana yardım edeyim mi? Eğlenceli duruyor."

Harry doğradığı patatesleri kızgın yağ dolu tavaya atıp onu ittirdi.

"Yanacaksın, çekil. Benim yardıma ihtiyacım yok. İlla edeceksen çocuklara et."

"Ama ben sana etmek istiyorum."

"İhtiyacım yok dedim."

Patateslere tekrar odaklandığında Draco hayatında ilk defa patates olmak istemişti.

Harry onunlada böyle ilgilenecekse kaynar yağda kızarmaya hazırdı.

"Günaydın beyler!"

Lily zıplaya zıplaya mutfağa giriş yaptığında hepsinden 'günaydın' cümleleri yükseldi.

"Mmm burası enfes kokuyor! Yardım lazım mı babişim?"

"Dolaptan kahvaltılıkları çıkartabilirsin prensesim."

Olumlu mânâda kafa sallayan Lily hemen buzdolabını açtı.

"Orada öyle dikileceğinize bana yardım edebilirsiniz Bay Malfoy."

Eline bir kaç tabak tutuşturduğunda Draco ona tip tip bakmıştı.

"Kahvaltı masasına gidecekler. Hadi."

Bir süre sonra el birliğiyle kahvaltı hazır olduğunda herkes masaya yerleşti.

"Hey, James nerede?"

"Ben en son uyandığımda gördüm. Salondaydı."

Harry sandalyeden kalkıp birkaç yere baktı. Endişelenmişti.

"Genelde sabahları hep spor yapıp kahvaltı saatinde burada olur. James neredesin?!"

"Bağırma. Buradayım. Buradayız."

"Selam. Bana öyle bakmayın. Dün gece için özür dilemek istedim.

Bu sabah Jamie bana mesaj attı ve görüşmek istediğini söyledi.

Onunla biraz sohbet ettikten sonra hatamın farkına vardım.

Harry, kocacığım çok özür dilerim. Kıskançlıktan gözüm döndü bir an.

Dün gece söylediklerim için senden çok özür dilerim. Seni sevdiğimi biliyorsun aşkım."

Ginny Harry'e sarıldığında Harry titrediğini hissetti. Ürpermişti.

James gururla onlara bakıp ardından Dracoya bakarak sırıttı.

Yüzünden mutsuzluğu belli oluyordu ve o bu surat ifadesinden zevk almıştı.

"Ginny-"

"1 dakika. Bu harika yılbaşı için teşekkürler. Çok eğlenceliydi her şey.

Scorp bizim gitme vaktimiz geldi. Ailevi şeyler olacak burada.

Albusla yine konuşursunuz siz. Hadi oğlum. Vedalaş."

"Draco, kahvaltı-"

"Belki başka zaman Potter."

Scorpius Albusla mecburen vedalaştı. İstemese bile babası üzgünken onu yalnız bırakamazdı.

"Görüşmek üzere." Dedikten sonra babasının yanına gitti ve beraber cisimlendiler.

Albus sinirle Ginny'e yaklaştı.

"Babamı, bizi terk ettin sen. Seni asla affetmeyeceğim.

Sen çok kötü bir anne ve çok kötü bir eşsin! Babam yıkıldı ama sen gelmedin.

Biliyordun ama dönmedin sen bu eve. Seni çağırsak bile.

Şimdi sırf kıskançlığından döndün, iki gün sonra yine gideceksin. Biliyorum.

Tek yaptığın hayatımızı mahvetmek. Tek istediğim sevgilimle güzel bir yılbaşıydı.

Ama sen her şeyi bozdun. Senden gerçekten nefret ediyorum.

Baba eğer onu affedersen, bu eve dönerse Albus Severus Potter diye bir oğlun kalmaz."

Sakin fakat buz gibi sözleri Ginny'nin gözyaşlarını akıtıyordu.

Kimseye laf hakkı tanımadan üst kata çıktığında Lily kafasını iki yana salladı.

"Hayal kırıklığı."

İki kelime söyleyip Albus'un peşinden gitmişti.

"Anne sen o ikisini takma. Belliki o Malfoy beyinlerini yıkamış!

Sen bizim annemizsin. Yerin bizim ve babamın yanı. Bu ev.

Ben artık babamı mutlu görmek istiyorum ve onu en çok sen mutlu ediyorsun."

"James, kardeşlerinin yanına git."

"Ama baba-"

"Babanı dinle oğlum."

"Yeniden mutlu bir aile olalım. Lütfen."

James istemeye istemeye gittiğinde Harry kollarını göğsünde birleştirip Ginny'e baktı.

~

21.07.22

After All This Time | DRARRYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin