26. Bölüm

3.8K 201 19
                                    

Yazar artık üniversiteli arkadaşlar 💫

Bir gün evde otururken biri gelip iş için gittiğin şehirde bir adamla tanışacaksın, onla unutulmaz bir gece geçirip tekrar ülkene döneceksin ama o sana aşık olup yazacak dese güler geçerdim.

Ama bu senaryo gerçek oldu ve şuan karşımda aşkla kruvasan ve kahvesiyle kahvaltı yapıyordu.

Dünün etkisi hala üstümdeydi. Ne kadar belli etmemeye çalışsam da yaşadığım bana zor geliyordu. Ama şuan burada olmak bana iyi geliyordu.

"Reçeli uzatır mısın hayatım?" Ortamızdaki masa zaten küçüktü ve her yere rahatça ulaşabilirdi yine de ses etmeden uzattım.

"Riccardo, işin yok muydu bu gün? Benim yüzümden kalma." Sabah yok olduğunu görünce işe gittiğini düşünmüştüm ama yanılmıştım.

"İzinliyim bugün. Gün boyu seninleyim."  İlk defa bu kadar mutlu görüyordum onu. Yüzünde büyük bir sırıtış vardı.

"Ben buraya geldim ama senin düzenini bozmak için değil. Zaten döneceğim biliyorsun." Kahvesine uzanan eli dondu.

"Gitme. Türkiye de sebebin kaldı mı? İşini sevmiyorsun, seni az biraz tanıyorsam annenle de kolay kolay barışmazsın. Kal burada vatandaşlık için elimden geleni yaparım." Söylediği her kelime doğruydu ama zordu.

"Aklın alıyor mu buna gerçekten."

"Neden almasın. İlk ülke değiştiren insan değilsin. Bir çok seçenek var tamam kolay bir şey değil kabul ama neden olmasın." Beni fazlasıyla yorardı ama değer miydi?

"Bunun işi var evi var. Türkiyeden taşınması var." Ayağa kalkıp ellerini açtı kendi etrafında dondu.

"Evimiz 3+1'dir. Bir tane ebeveyn odası bir tane misafir odası bir tane boş oda ve salonum vardır. Amerikan mutfak ki bu çok önemli bir detay. Maaşım desen ikimizi idare eder bence." Baya baya tanıtım yapmıştı.

"Sen bana evinde kalma teklifi mi ediyorsun ben mi yanlış anlıyorum."

"Tamam ilişkimiz yok bunu üstelemiyorum ama ev arkadaşı olabiliriz. Sen çalışana kadar ben seni idare ederim o kadar gücüm var. Zaten güzel bir iş bulduğun sürece vatandaşlık almak kolay olur. Eğitim kategorisi için biraz geç kalmışsın onu eledik. Bir şey daha var." Ve o şey benim de onun da sonunu getirirdi.

"Evlilik. Var mı bir tanıdığın bekar." Bozulmuştu hatta az önce ayağa kalktığı yere oturup kollarını göğsüne bağladı.

"Yok hepsi evli beşer tane çocukları var hatta. Sen bana kriter ver ben onların ebesin- geçmişini bir araştırayım."

"Olur. Böyle uzun boylu. Kumral, yeşil gözlü, hafif kıvırcık saçlı, İtalyan olması zaten önemli. Düşünceli olsun, eee birde bana ilk görüşte aşık olsun. Deli gibi eğlenebileceğim biri olsun." Ben konuştukça yüzü yumuşadı.

"İlk defa sen bana evlenme teklifi ettin bunu tarihe yazalım."

"Seni böyle bir şeye sürükleyemem Riccardo."

"Ben diyorum ölüme giderim sen diyorsun nau nau."

Bol sohbetli geçen kahvaltımızın ardından alışverişe çıkmıştık. Ne kadar sınırlı param olsa da mecbur bir kaç parça bir şey almam lazımdı.

Bir kaç tişört ve şort alıp sepetime ekledim bedenimi bildiğim için denemeye gerek yoktu. Bir tane eşofman takımıyla pijama da koyup gezmeye devam ettim.

Riccardo sessizce arkamdan geliyordu. Tek yorum yaptığı şey pijamanın gereksiz kapalı olmasıydı. Benim yanında rahat olmamı istiyordu ama ben yatarken dağı taşı yıktığım için kapalı olması daha uygundu.

Aklıma gelen akşam ki yemekle elbiselerin olduğu kısma geçtim. Riccardo'ya çaktırmadan almam gereken bir elbise vardı. "Sen çıkışta beklesene kuyruk gibi peşimdesin."

"Canım sıkılır, orada bütün erkekler sizi bekliyor ve arkanızdan saydırıyorlar onlar gibi mi olayım?" Sanki şuan hiç sıkılıp oflayıp puflamıyordu.

"İç çamaşırı bakacağım. Oradaki kadınlar rahatsız olur seni görürlerse. Düşünceli ol ve beni dışarı da bekle. Hatta al sepeti ben daha rahat bakarım dışarı da da beklememiş olursun şurada ki koltuklara otursan yeterli." İtiraz etmeden elimdekinleri alıp koltuklara ilerledi.

Elbiselerin olduğu bölüme geçip bakınmaya başladım. En sevdiği renk bordoydu ve o renk istiyordum. Kırmızı da giyebilirdim ama bordo daha hoşuma gidiyordu şuan.

Elbise kısmına girdiğimde karşıma her tonda çeşit çeşit modeller çıktı. Her ne kadar hepsini deneyip tek tek bakmak istesemde kısıtlı vaktimin olduğunu biliyordum.

Direkt olarak bordo elbiselerin sıraladığı yere geçip bir kaç elbise elime topladım. Ardından soluğu soyunma odasında aldım. İlk denediğim elbise bedenime çok yapışmıştı. İkinci aşırı kısa gelmiştim. Üçüncü ise tam istediğim modeldi.

Eminim Riccardo'nun da ağzının suyu akacaktı. Her ne kadar fiyatı da benim ağzımın suyunu akıtsa da bu gece için değerdi. Onun bana yaptığı şeylerin yanında bir hiçti.

Hızlıca giyinme kabininden çıkıp çalışan  kadına ayakkabı ve çanta rica edip paketlemesini istedim. Yaklaşık 10 dakika içinde hazır bir vaziyette geldi. Önden ödemeyi yaptım. Geriye kalan alışverişi de ödemek için Riccardo'nun yanına geçtim.

Gördüğüm manzara şaşırtıcıydı. Bir kadın cilveli cilveli Riccardo'yla konuşuyordu. Artı olarak Riccardo'nun elinde mağaza sepeti yerine poşetleri vardı. Halinden hiç memnun görünmüyordu. Kadın konuşuyordu ama o sessizce sadece onaylıyordu.

İçimden gelen dürtüyle hızla yanlarına gittim. "Sevgilim bitti işim çıkabiliriz." Ağzımdan çıkanlarla Riccardo hızla bana döndü. "Bu hanımefendi kim?"

"Ben rahatsız etmeyim sizi görüşürüz Riccardo." Dedi ve gitti kadın. Yani illa benim mi gelmem lazımdı gitmesi için.

Kadın giderken Riccardo gülüyordu. "Ne var neye gülüyorsun komik mi seni kurtardım kadından."

"Kuzenim o benim ve şuandan itibariyle ailemin gelini olmaya hak kazandın. Kendisiyle fazla görüşmem ama babama haber gitmesi 2 dakikasını almaz."

"Kendi ellerimle kendi kuyumu mu kazdım ben yani siktir!"

Voteleri unutmayın düşeşlerim.

27. Bölümde Görüşmek üzere ♡

Tiktok = mrs.alekeyy - mrs.alekey ( bölüm kesitleri ve kitap hakkında videolara ulaşabilirsiniz. )

İnstagram = mrsalekeyy

HER KESİM'İM +18 | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin