Kırıldığını farkındaydım ama yine de gelip elimi tuttu. Komodinin üstündeki tepsiyi gösterdi. "Orada hap var. Önce güzelce kahvaltının yapalım içersin istersen hemen şimdi iç." Bazen çok düşünceli olduğunu unutuyordum.
"Beni benden dağa çok düşündüğünü unutuyorum." Ellerimi dudaklarına götürdü ve öptü.
"Korunuruz istersen sonsuza kadar korunuruz. Ben iğne vurunurum ya da ne lazımsa sen bu hapları kullanmazsın. Hatta aklında hep soru işareti kalacaksa bir daha sevişmeyiz bile Rüya. En azından sen bana güvenene kadar."
"Hayır hayır. Sadece bir anlık korktum. Tek senin açından da değil ya bende annem gibi bir anne olursam. " Bu işte en büyük korkumdu. Ya bende doğurduğum çocuğu kimsesiz bırakırsam.
"Sen bu dünya da hep en güzeli oldun. Sevmediğin işinde bile dişini tırnağına takarak çalıştın en güzel işçi oldun. Sonra kalbime yer ettin en güzel sevgili oldun. Annene rağmen en güzel evlat oldun. Eminim bir gün en güzel anne sen olacaksın." Şimdi aktı gözlerimden 2 damla göz yaşı.
"Seni çok seviyorum." Kendime çekip dudaklarına yapıştım adeta.
Sizi anlayan insanları bulmak zor olabilirdi ama bir gün hiç ummadığınız bir anda biri karşınıza çıkıp sizi sizden iyi anlayabiliyordu.
Riccardo beni benden iyi anlıyordu. Dudaklarıma sakince karşılık verdi. Kendi gözyaşımın tuzlu tadını hissediyordum. Geriye çekilip gözlerine baktım.
"Ben gideceğim ve oradaki bütün defterleri kapatıp geleceğim. Belki 1 hafta belki 1 ay sürecek. Özle beni olur mu?"
"Sen şu kapıdan çık seni dakikasında özlerim ben sevgilim. Ve inan bir sene bile beklerim ama sen yine de bekletme."
"Orada arkadaşlarım var Feride ve Soner onlarla da vedalaşmam lazım." Daha buraya vatandaşlık işleri vardı. "Birde ben burada nasıl yaşayacağım."
"Gönül isterdi ki evlenelim karım olarak gel ama daha dün sevgiliğe terfi ettim malum. Ama daha güzel fikirlerim var benim sen Türkiyenin son keyfini çıkar bebeğim gerisini bana bırak." Ona güveniyordum. Herkesin aksine ona güveniyordum.
"Peki o zaman o işler sende. Bende bilet falan bakarım ama..."
"Ben alırım güzelim sen şimdi sadece kahvaltını yap hadi." Biliyordu parasız kaldığımı. Ellerimden tutup yatağa oturttu ve tepsini önüme koydu.
"Çok güzel görünüyor."
"Afiyet olsun bebeğim." Diyip saçlarıma öpücük kondurdu.
"Bu romantizm genetik mi sizde?" Tam yerinde bir soru olmuştu değil mi en azından kasları gibi organik mi demedim.
"Olabilir babam bu dünya da gördüğüm en romantik insandır. Bazen annem sürprizden bıktığını söylerdi çünkü kavgalıyken bile sürprizler yapardı ve annem çok sinir olurdu." Annesini anlatırken gözleri uzaklara dalıyordu. Sanki o anlara gidiyordu.
"Babanla tanışmak için can atıyorum."
"Çok seversiniz birbirinizi. Babamın Türk sevgisini biliyorsun zaten." Şimdi dudaklarımızdan gerçek bir kahkaha koptu.
"Hadi artık be yapış adamın dudaklarına." Güzel bir kahvaltının ardından şimdi film izliyorduk.
"Sevgilim sakin ol." Riccardo kıza sinir olup duruyordu. Oysa ki kız biraz haklıydı.
"Aşkım filmin bitmesine 5 dakika kaldı hala mal mal bakışıyorlar. Hayat kısa hayat beklemeye gerek var mı?" Ekranda çift hala birbirlerine bakıyordu.
"Haklısın galiba. Hadi be ne bekliyorsunuz." Diye ekrana bağırdım. Benimde sinirimi bozmuştu manyak.
"Şükür sonunda." Ekrana bakınca öpüştüklerini gördüm.
"Bence çok romantikti ama o adamdan o fedakarlığı beklemezdim."
"Bende ya sen tut zampara zampara gez sonra gel aşık ol. Kızda zampara gibi ama en azından ilk adam aşık olunca şok oldum. Kıza da üzüldüm." Filmde kız hastaydı adamı kendisiyle yormamak için sevgili olmuyordu.
"Aşk bu işte engel tanımıyor. Mesafe hiç tanımıyor değil mi?" Alttan alttan yaptığım imayı anlamıştı.
"Konu sen olunca bu aşk ve aşık hiçbir şeyi tanımaz. Bence aşık olan kimseye hiçbir şey sorun olmamalı. Hep bir ayrılık bahanesi olur ya filmlerde hepsi çok saçma geliyor bana."
"Senin için bahane nedir peki ayrılmak için."
"Bir taraf sevmiyordur. Ya da artık ilişki zarar veriyordu iki tarafa da. Bazı ilişkiler ne kadar aşık olunsa da olmamalı bence. Toksitlik akan ya da birbirlerini anlamayan ilişkiler bir süre sonra hem bedenen hem ruhen zarar veriyor." Benim bu zamana kadar olan bütün ilişkilerim zarar vericiydi.
"Bir gün gelir ayrılırsak bu sebepler mi olur yani?"
"Belli olmaz ki belki bizde filmlerdeki gibi çok boktan bir sebepten ayrılırız. Belki de dönüşü olmayan bir sebepten ayrılır yollarımız." Kesin benden sebep olurdu bu ayrılık. Riccardo nun bana herhangi bir hata yaptığını düşünemiyordum.
"Her şeye rağmen güzel hatırlayacağımız anılar biriktirelim o zaman."
"Günün birinde ayrılırız diyorsun yani. Ben şahsi olarak çocuklarımıza güzel anılar anlatmak için anılar biriktirelim derdim." Ah günün birinde gerçekten çocuğumuzun olduğunu hayal bile edemiyordum.
"Bence bunları yaşayıp görelim. Daha önümüzde belki de yıllar var ve sevgili olalı bir gün bile olmadı biz ayrılık konuşuyoruz."
"Evet bebeğim çok haklısın. Ayrılıkta neymiş. Ben seni bırakmam belalı sevgilin olurum. Ya benimsin ya kara toprağın derim. Ardından evinin önüne kamp kurarım." Maço çakması tavırları çok komikti.
"Seni öyle hayal bile edemiyorum. Hayatta öyle olabileceğine inancım yok Riccardo."
"Tabii ki olmam sevgilim. Ayrılırsak kutu kutu Nutella alır acımı bağrıma basıp evde dram filmi izleyerek ağlarım. Hatta ardından göndermeli storyler atıp seni stolklarım. Bizde böyle bir delikanlıyız." Yerler delikanlılığını.
Gülüşümü saklamadan dolu dolu kahkahalar attım. "İşte bu tam senlik sevgilim." Elleri karnımı buldu ve gıdıklamaya başladı.
"Öyle mi sevgilim?" Artık kahkahalarım bütün evi dolduruyordu.
Voteleri unutmayın düşeşlerim.
33. Bölümde Görüşmek üzere ♡
Tiktok = mrs.alekeyy ( bölüm kesitleri ve kitap hakkında videolara ulaşabilirsiniz. )
İnstagram = mrsalekeyy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HER KESİM'İM +18 | TEXTİNG
Teen FictionYolları ilk defa İtalya da kesişen 2 gencin, eşsiz bir gece geçirmesinin ardından herkes yollarına döner. 3 ay sonra gecenin etkisinde kalan adam, genç kadına yazar ve hikayeleri kaldıkları yerden devam eder... 0507 *** ** ** : Benimle yeniden ıslan...