HER KESİM'İM +18 | TEXTİNG

47. Bölüm

I wish I could pretend I didn't need ya
But every touch is ooh, la-la-la
It's true, la-la-la
Ooh, I should be running
Ooh, you keep me coming for ya

Rüyamda mı yoksa gerçek hayatta mı çaldığını idrak edemediğim şarkı kulağa hoş geliyordu. Şarkının arka fonunda Rüya şarkıya eşlik ediyordu. Onun narin sesini hiçbir ses bastıramazdı.

Land in Miami
The air was hot from summer rain
Sweat dripping off me
Before I even knew her name, la-la-la
It felt like ooh, la-la-la
Yeah, no
Sapphire moonlight
We danced for hours in the sand
Tequila sunrise
Her body fit right in my hands, la-la-la
It felt like ooh, la-la-la, yeah

Sesin rüyamdan gelmediğini fark edip gözlerimi açtım. Yatağın ortasında çıplak üstümle tek başıma yatıyordum. İçeriden Rüyanın sesi ve büyük ihtimal hazırladığı kahvaltının kokusu geliyordu.

Uzun zaman olmuştu  yemek kokularıyla güne başlamayalı ya da bu evde Alexten başka birinin sesiyle uyanmayalı. Uzun zaman olmuştu kendimi yalnız hissetmeyeli.

Yüzümde açan gülümseme ile kalkıp  banyoya girdim. Dişlerimi fırçalayıp yüzümü yıkadım. Rüyanın koklamayı sevdiği parfümü sıkıp rahat bir kombin yaptım. Bu gün iş yerine de böyle gitme kararı aldım. Gömlek giymek içimden gelmemişti.

(Amacım hem Riko'yu koymak hem kombini jdjdkdkdk)

Hazır olduğuma kanaat getirip odadan çıktım evin içini hala dolduran müzik sesi televizyondan geliyordu. Şarkı birden fazla tekrar binmiş olmalıydı.

Locked in the hotel
There's just some things that never change
You say we're just friends
But friends don't know the way you taste, la-la-la
'Cause you know it's been a long time coming
Don't you let me fall, oh

Mutfağa girdiğimde üstünde turuncu çizgili tişört, mavi tulumla rengarenk bu gün. Dağınık topuz yaptığı saçlarıyla bir o yana bir bu yana döne döne kahvaltı hazırlıyordu.