pazartesi /0

271 34 3
                                    

         "Gelirseniz çok seviniriz." dedi kadın olmasına karşın kalın olan bir ses. Hale elinde olan kağıdı Emele doğru uzattı. Sitedeki evlerden birinde verilen bir ev partisine davet edilmiştik, yaşları bizden bir hayli küçük olan insanlar tarafından.

         "Bizden geçti gibi ya." dedi Azra karnını tutarak. Sarışın kız gözlüklerini düzelterek küçük bir tebessüm etti bize ama arkadan ondan biraz daha büyük olan ve geldiğinden beri hiç konuşmamış kadın hepimizi teker teker süzerek:

         "Buradan bakınca pek öyle durmuyor." diyerek tebessüm etti, maskülen bir tarzı vardı tüm kolu dövme ile kapalıydı. Kafamızla birbirimize selam verdikten sonra eliyle kolunu okşayıp arkadaşına döndü ve birkaç iyi dilekle bize veda ettiler. Arkalarından baktıktan sonra lafa ilk atlayan Emel oldu. 

        "Kesin gitmemiz lazım, 20'liklere takılmaya ihtiyacım var onlardan daha kopamadım."

         "35 yaşındasın Emel." dedim

        "Bu herhangi bir sayıdan farksız hayatım." Bu esnada karnını tutarak gerilen Azra bize biraz inleyip konuştu.

         "Parti düşünecek havamda değilim sancım var bugün kocalarımızı alıp gidin ben de benimkiyle pinekleyeyim." Emel sırıtarak:

         "Kocalarımızı çağırmadılar ki?" bundan memnun olmuşa benziyordu

         "Kocalarınız." diye düzeltti Hale.

         "Daha yeni nikahına aldığın adamdan ne çabuk bıktın be kadın! Hem illa ki görmüşlerdir." dedi Azra.

         "Kimse kocalarımızı gözetlemiyor, ayrıca bıkmadım sadece birkaç bakışmadan zarar gelmez."

         "Kocalarınız."  diye tekrar düzeltip cebinden sigara ve çakmağını alıp biraz uzağa gitti, tabi ki Azra'nın yanında içmiyordu. Bugün biraz durgun gibiydi. 

   Paket ve çakmağı arka cebine geri yerleştirdikten sonra saçlarını arkaya doğru savurdu, sırtı bize dönük duruyordu. Gidene kadar onu izledim önüme dönüğümde ise iki kadın da sırıtarak ve dalgayla bana bakıyordu. Hiçbir şey yokmuş gibi davranmak istesem de onlar istemiyordu. 

         "Halit'i çağırdılar ama değil mi Azra?" dedi Emel bana bakarak. Azra kıkırdadı ama bir şey demedi. Bende zoraki sırıtarak alnımı kaşıdım ve Azra'ya döndüm.

         "Ayıp oldu mu sence?" dedim Hale'yi kast ederek.

         "Eh! Sen de haklısın o da öyle. Yıllar olmuş be Ahu sizin üstünüzden ne sular akmış baksana ikinciye evlenmişsin onun da kapısını bir kere gördüğüm kaç tane kadın açtı. Büyüdünüz artık tabi ama yok sayılmak illa ki canını sıkmıştır. Üç günlük bir şey değildi sonuçta" Azra'nın bu tutumu beni şaşırtmıştı. Zamanında ilişkimizi pek onaylamadığını alenen belli etse de ikimizi de bir değişikliğe ikna edemedi, sonraları da buna çocukça bir heves olarak bakıp görmezden geldi. Hoş 20 sene insanların değişmesi için uzunca bir süreydi.

   Yanaklarımı şişirerek nefes verdim, onun canını sıkmak istemiyordum. Omzumun üstünden tekrar arkaya bakıp bu sefer Emel'e döndüm. İkisinden birinin kalk konuş demesini bekliyordum. Onca sene sonra ilk sevgilimle konuşmak normal şartlarda pek çekinilecek bir şey değildi ama şu sıralar hissettiğim şeyleri daha da karmaşık hala getirmek istemiyordum. 

   Günü bir şekilde geçirip Azra'yı akşam için ikna etmeye çalıştık ama pek başarılı olamadık. Davetli olmayan oğlanları ona iyi bakmaları için de tembihlemeyi ihmal etmedik. Kendi kocası pek düşünceli bir insan olmadığı için Fuat'ı sıkı sıkıya tembihlemiştim. Partiye gelmeyi hiçbiri istemedi. Azra'nın oğlunun bütün gün boyunca yaptığı gibi oyun konsoluna kurulmuşlardı. Hallerinden pek şikayetçi değillerdi, iyi anlaşıyorlardı. Ben küçük odada eşofmanları ile oturan Azra'nın yanında kızları bekliyordum. Evin balkonundan görülen hazırlıklardan anladığım kadarı ile yanıma böyle bir davet için kıyafet getirmemiştim ama Emel imdadıma yetişti. Zar zor da olsa beni dikdörtgen yaka ve tül kollu olan dar yeşil elbiseyi giymeye ikna etmişti. Basit bir ev partisi olur diye düşündükten sonra bu şıklık beni biraz gittiğime pişman etmişti, özellikle ayaklarını uzatıp yatan Azra'nın yanında beni bacaklarımı kapatıp yana yatıran koca topuklularla. Neyse ki siyah bir topukluyu ne olursa olsun yanımdan ayırmıyordum.

Küflü Vagonun İçindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin