"Ne diyorsun sen ya, ne demek kumarhane açıyorum!" annem, ablam ve küçük kardeşime bile aldırmadan Güneyin, ikizimin üstüne yürüyordum "Sanane, benim hayatım değil mi?!" yumruk yaptığım elimi yüzüne indirecekken sert bir el bileğimi kavradı ve aşağıya doğru fırlattı "Yine ne oldu, bıktım bu kavgalarınızdan" bu bizim ilk kavgamız değildi, ve galiba hiç bir zaman sonu olmayacak "Senin bu oğlun, kumarhane açacakmış baba" o sırada Güney konuşmaya başladı "Sandığınız gibi bir kumarhane değil, ya neden beni anlamıyorsunuz" küçük kız kardeşimiz ağlayarak "Abi yeter susun" ağlıyordu ve yine bizim yüzümüzdendi, Güney eğildi ve kardeşimi kucağına alıp sarıldı "Tamam, söz veriyoruz bir daha kavga etmeyeceğiz" bu bilmem kaçıncı söz verişimizdi "Bu 10.uncu söz verişiniz ama, sözünüzü tutmuyorsunuz" ve o 1 hafta tekrar geliyordu, trip haftası "Abiciğim, gel bakalım" kolumu uzatıp, kucağıma alacakken Güney çekildi ve kardeşime göz kırptı "Güney, bak bu sefer cidden döverim" ablam olaya dahil olarak "ay yeter, bıkmadınız mı ya kedi-köpek gibi kavga etmekten" evdeki herkesi çıldırtmıştık "Ben mi? Kavga ne demek pardon" söylediğim şeye bıdık kardeşim gülerek Güneyden onu indirmesini söyledi benim söylediğim şeye Güneyde güldüğü için ona ölümcül bakışlarımı atıp kardeşime döndüm "Gel bakalım prenses" kucağıma alıp odama yani odamıza çıktım "Anne, Kuzeye bir şey söyler misin" Güneyin arkamdan gelmesini umursamayıp odaya girer girmez kapıyı yüzüne kapattım "Ya Kuzey benimde odam burası" kardeşim gülme krizine girerken bende ona eşlik ediyordum.
"Bunu sana çok pis ödeteceğim kardeşim, bak gör sen" son ses müzik açıp, bıdıkla dans ederken, Güney kapıda sinir krizine girmişti en sonda ona acıyarak kapının kilidini açtım ve içeriye aldım şuan bıdık tarafından satılmış, bıdıkla kuduran ikizime ölümcül bakışlar atıyordum "Ah hadi ama, sende gelsene" sinirle oflayıp masamdaki kitabı okumaya başladım, kitap okumak huzur vericiydi, kulaklığımı da takıp sakinleştirici bir müzik açtım ve yatağıma uzandım.
"Kuzey, Kuzey, şşş, hadi uyan" Güneyin sinir edici sesiyle gözlerimi açtım ve telefonumda çalan şarkıya baktım Ankara'nın bağları çalıyordu, ne alaka? "Saat akşam 7 ve annemgil yemeğe seni bekliyor hadi" 3 saat uyumuştum, kitap okumamın sonu hep böyle oluyordu. "Tamam geliyorum da, bıdık nerede" gözüyle yanımı işaret ettiğinde kafamı omuzumda olan ağırlığa çevirdiğimde yüzümde tatlı bir tebessüm oluşmuştu "Benle böyle uyumazsın ama" Güneyin sahte olan kırıcı sesiyle gülümsemem büyüdü ve kafamı ona çevirip "Sen biraz öküz olduğun için yatağa sığmıyoruz ikizim, onun için" küçükken birlikte uyurduk ama şuan cidden öküz gibi oldu "Ne var aaaa günde 5 lahmacun, 3 ekmek, 2 porsiyon künefe yiyorsam" kahkaha attık "Yuh ya ben o kadar yemiyorum" Biz 23 yaşlarında olan iki genç oğlandık ve biz 40 yaşına bile gelsek asla bir birimize küsemeyecektik.
"Kuzey, su versene ablacığım" ve ablam 25 yaşında olan çıtır gibi bir kız "Abii, yemekten sonra bahçeye çıkalım mı" ben ağzımı açıp cevap verecekken Güney benim yerime cevap vererek "Olur güzelim, çıkarız" Offff bu çocuğu cidden gırtlaklayacağım, doldurduğum suyu ablama verip "Hangimize sordun bıdık" 4 yaşında olan kardeşimin adı gerçekten bıdık değil tabi ki hepimizin adı var canım jnbtnt Güney hariç. Babam Orhan Kara, annem Selin Kara, ablam Bilge Kara, küçük kız kardeşim Beren Kara, ikizim Güney Kara ve ben Kuzey Kara biz Kara Ailesi, ikizlerin kavgalarının eksik olmadığı aile...
BÖLÜM SON
"Şah Ve Mat" Kitabımın ilk bölümüyle selamlar.
Şimdilik sadece Kara Ailesiyle tanıştınız, ileride farklı kişilerde olacak.
İleride sizi rahatsız edecek bölümler olabilir, oraları atlayabilirsiniz..
Sevgilerimle..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-Şah Ve Mat-
Fantasy"Şah ve mat kardeşim" ve en sonunda beni yenmişti, açık olan ağzımla ona bakarken o alaylı sırıtmasıyla arkada olan o güzel kızı süzüyordu. Ben Kuzey, normal bir hayatı olan ve hayatını kitap okumaya adayan, 1.80 boyunda, esmer, hafif kıvırcık saçlı...