Herkese merhaba!
Başlangıç tarihini bu satıra bırakabilirsiniz... Anı kalır^^
Bir de... Bugün kendinizi hangi çiçek gibi hissediyorsunuz? Benimki bölüm isminde saklı :')
Bölüm sonunda buluşalım. Keyifli okumalar!
*
Kendi hayatlarında birer figüran olarak yaşayan insanlar vardı, ben o insanların başrolüydüm. Her ne kadar şimdi karanlığın içine sıkışmış gibi olsam da gün gelecek, baktığım her yerde sadece kendimi görecektim.
Tabii bundan önce bazı şeylere alışmam ve bazı şeylerin üstesinden gelmem gerekiyordu. Rahatsız edici iyodoform kokusu ve karanlık gibi...
"Teyze?" diye seslendim, yanımda olmadığını bilmeme rağmen. Yerinde kim olsa gözlerinden ameliyat olan bir kızı tek başına bırakmazdı ama o bunu yapıyordu.
Hep yapmıştı.
Ne diye refakatçi olarak onu seçmiştim ki?
Sanki başka kimsem varmış gibi.
Ona kızmaktan ziyade kendimi suçlayarak üzerimdeki örtüyü kaldırdım. Odaya girmeden önce etrafa iyice bakınmıştım. Şimdi doğrulacak, sağa dönerek ayaklarımı yere basacaktım. Dokuz adım sonra kapıya ulaşacaktım. Sola dönerek yirmi altı adım atacak ve yirmi yedinci adımda durup kendime kahve alacaktım. Göğüs hizamdaki tuşa bastığımda kahvem hazırdı.
Sıcak bir kahve için her şeyi yapardım.
Planladığım gibi doğruldum, ellerim iki yanımdayken sağa dönerek yere bastım. Dudaklarım bu hareketimi onaylarcasına gülümserken kendimden emin bir şekilde adımlar atmaya başladım.
Bir, iki, üç...
Ellerimle etrafımı yokladım.
Dört, beş, altı...
Duvara tutunarak yürümeye devam ettim.
Yedi, sekiz, dokuz...
Elimi uzatarak kapıyı açtım. On, on bir... Fakat bazen, hayat planlandığı şekilde gitmezdi. On ikinci adımı atmak yerine neredeyse yere yapışacak olmam da bu yüzdendi.
Beni düşme tehlikesiyle burun buruna getiren de düşmekten son anda kurtaran da aynı kişi olmalıydı. Kollarıyla belime sarılıp beni kendine çektiğinde burnuma dolan koku, oldukça seksi olmasının yanı sıra güven vericiydi de. İyodoform kokusuna eşlik eden odunsu kokunun altındaki diğer notaları aramaya başladım. Öylesine bir yaz gecesinin serin sularında yüzmek gibiydi. Karanfil, hindistan cevizi, sandal ağacı ve...
"İyi misiniz?"
"Vanilya."
"Anlamadım?"
"Parfümünüz diyorum, içinde vanilya da var."
Mırıltılı, hoşnut bir ses çıkardı. Elleri hala belimdeydi. "Anlar mısınız kokulardan?"
Omuz silktim, belimdeki ellerini tutarak kokunun etkisinden kurtulmak için adamı kendimden uzaklaştırdım. "Burnum iyi koku alır."
"Ve sanırım bir kez aldığı kokuyu kolay unutmaz." Devamında kuracağım cümleyi söylemesine şaşırsam da başımı sallamakla yetindim. "Gözlük?"
Neredeyse yüzümün yarısını kaplayarak güzelliğimi kapatan gözlükten bahsediyordu. Varlığı canımı sıkıyordu fakat neyse ki ondan kurtulduğum zaman, tek kusurum olan miyopluktan da çoktan kurtulmuş olacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞIK OLMA KORKUSU
Teen FictionElisa Tanyeli, döneminin en yetenekli ve popüler kadın oyuncularından biridir. Bir gece, kaldığı otel odasına takıntılı bir hayranı girer ve onu bu tehlikeden kurtaran adam, asıl hikâyeyi başlatır... Kurtarıcısı, Han, o geceden sonra Elisa'nın koru...