25.BÖLÜM: "ADİLHAN KOZAN" -1.kitap finali

6.7K 769 1.5K
                                    

Kendi hayatlarında birer figüran olarak yaşayan insanların başrolüydüm, ta ki bir yabancı hayatıma girip beni kendine dönüştürüne dek...

Artık neydim, kimdim, insanlar için ne ifade ediyordum bilmiyordum. Beni sadece kendine dönüştürmekle kalmamış, bildiğim bütün doğruları unutturmuştu. Yerine koyması gereken başka doğrular vardı. Yerine koyması gereken başka duygular vardı. Ama o artık yoktu.

Han'ı görmeyeli on dokuz gün oluyordu.

Onu en son seviştiğimiz gecenin sabahında görmüştüm. Sonrası yoktu. Bir daha hiç onu görmemiş, onunla konuşmamıştım bile. Hislerime saygı duyarak geri çekilmişti. Ona hayır dediğimde hayır dediğimi anlamıştı. Altında yatan gizli bir evet yoktu. Beni anlamış ve yapması gerektiği gibi gitmişti. Israr etmemiş, manipüle etmeye çalışarak beni onunla kalmam için zorlamamıştı. Han'a bu yüzden minnettardım. Öte yandan ona kızdığım ve kırıldığım çok fazla şey vardı.

Aradan geçen bu on dokuz günde, Han'a karşı duyduğum öfkeyi ve hayal kırıklığını düşünerek günlerimi harap etmemiştim elbette.

Önce Can'la acil bir toplantı yapmıştık. Tahminlerim doğruydu, Pelin vasıtasıyla beni abluka altına almaya çalışan Taçmin'di. Bu konuda neler yapabileceğimize bakıp yapımcıyla bir toplantı organize etmiştik. Can dizi bu kadar iyi reytinglerle devam ederken beni en azından yakın zaman içinde kaybetmek istemeyeceklerini düşünüyordu. "Ellerinde şu an için senden daha iyi bir seçenek yok. Seyirci Taçmin'i değil, seni seviyor. Diziden şimdi kendi isteğinle ayrılırsan ne olur, reytingler çakılır. Ama komadaki yokluğunda seyirci Taçmin'i sever ve sen daha sonra diziden ayrılırsan ne olur, ellerinde başka bir seçenek olduğu için değişen pek bir şey olmaz," demişti Can ve biz de senaryoda değişiklik yapılmaya devam edilirse diziden ayrılacağıma dair onlara blöf yapmıştık. Neyse ki doğru taşı yerinden oynatmıştık da işler biraz olsun lehimize çevrilmişti. Karakterim komaya girdiği halde Taçmin'in karakterine daha iyi sahneler yazılmamış ve dolayısıyla seyircinin onu sevmesini değil beni özlemesini sağlamıştık. Oyununu bozduğum için canı sıkılan Taçmin'in benim için başka planlar yapacağını bilsem de umurumda değildi.

Filofobi teşhisiyle ilgili magazin haberini kimin neden yaptırdığını bulamamıştık. İnsanlar bir süre tabii ki üzerime gelmişlerdi. Aşık olmaktan korkuyordum yoksa bu yüzden mi aşık rolü yapamıyordum. Böyle bir korkum varsa neden romantik komedi oynuyordum. İnsanları kandırmaya utanmıyor muydum falan da filan... Üç gün kadar konuşup hep yaptıkları gibi dördüncü gün susmuşlardı. Benim yorumunu merak ettiğim kişi Vural Köse'ydi ama bir süredir kendisinden ses seda çıkmıyordu.

Haberleri bertaraf edip kaza sahnesini de başarıyla tamamladıktan sonra Can'ın zoruyla kısa bir tatile çıkmıştım. Han gibi o da bu molanın bana iyi geleceğini düşünmüştü. Açıkçası... Öyle olmuştu. Kendimi sadece dinlenmiş gibi değil, eskisi kadar Elisa Tanyeli gibi hissediyordum. Dönüşüm bu yüzden muhteşem olacaktı.

"Hazır mısın?" Can elimi tuttuğunda bakışlarımızı ellerime çevirdim. İyi ki sete tekrar çıkmadan önce tırnaklarımı yaptırmayı ihmal etmemiştim. Öyle parlıyorlardı ki ışıltısı gözlerimi alıyordu. Bu hissi seviyordum. "Han da orada olacak." Ama bu hissi sevmiyordum. Onu tekrar ama bu kez bir başkasının yanında gördüğümde hissedeceklerimi sevmiyordum.

"Sorun yok," diye yalan söyledim. Han'ın bana miras bıraktığı özelliklerden en iyisi buydu. Artık çok daha sık yalan söylüyordum. Fakat onun aksine ben yalan söylemeyi beceriyordum.

"Taçmin'in yanında olacak."

"Umurumda değiller."

"Elisa..."

AŞIK OLMA KORKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin