-2-

79 38 46
                                    

Merhabalar ben geldim umarım beğenirsiniz. Daha önce de atmıştım baya ilgi görmüştü ama kurgunun bazı
kısımlarını unuttum :'(

Neyse yıldıza basmayı unutmayın. Keyifli okumalarr🌺

Yazar anlatımıyla

Genç adam silahı beline koyduktan sonra bu saatte birilerine burada az rastlandığını bildiği halde kartal gibi keskin gözleri ile etrafı kolaçan etti.

Yer de baygınca yatan kızı kucağına alıp on metre geride kalan sokak lambasının altındaki arabasına yürüdü.

Arabayı açıp kızı arka koltuğa yerleştirdikten sonra hızla sürücü koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı.

Olay yerinden hızla ayrılırken şimdiye kadar arkadaşlarının aramaması genç adamı epey şaşırtmıştı.

'Ne olursa olsun koruyacağım sizi...' diye içinden geçirdi.

Genç adam yakın arkadaşı Arif'e kısa bir mesaj çekip durumu anlattı...

Elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdı. Peki ya elinde olmadan gelişen olaylara hazır olacak mıydı?

***

Birkaç gün önce

Arabayı süslü havuzun kenarına park edip hızla indim. Evin önüne geldiğimde kapı ziline bastım. Mutamadiyen burada yanımızda olan Aynur Hanım kapıyı açtığı gibi beni görünce tebessüm etti.

- Hoş geldin oğlum benim.

Kapı önünden çekilerek bana yol verdi.

Yüzümdeki tebessümle,
- Hoş buldum Aynur Sultan, bizim haytalara bakmaya geldim
diyip içeri girdim.

Gülümserken onaylarcasına kafasını sallayıp gözden kayboldu. Ben de evin içindeki asonsöre yöneldim. İkinci kata çıkıp neler olduğunu öğrenmem lazımdı.

Kata geldiğimizi belirten ses duyulduğunda çıktım asonsörden. Burası bordo duvar kağıdı ile süslenmiş çeşitli sanatçıların paha biçilmez eserlerinin duvarda asılı olduğu ışığı çok almayan bir koridordu.

Leonardo da Vinci'nin eşsiz Son Akşam Yemeği tablosunun önünde durdum. Etraf hafiften karanlık olduğu için cep telefonumu çıkarıp feneri açtım ve tabloya tuttum.

Elimi tablonun sol tarafında gezdirmeye başladım. Tablonun bitişinde bir çıkıntı vardı yakından dahi baktığında çok zor belli olan bir çıkıntı... Sadece dört kişinin parmak izi ile çalışan bir çıkıntı...

Derin bir nefes alıp çıkıntıya bastım. Bir anda tablonun asılı olduğu duvar ikiye bölündü ve içeriden gelen ışık hüzmesi yüzüme vurdu. İçeri girdim ve tuşa basarak duvarın eski görünümüne ulaşmasını bekledim.

Burayı 4 kişi dışında kimse bilmezdi,bilmemeliydi de.

Holden sağa saparak geniş, ferah bir odaya girdim. Burası bizim mahzenimizdi.

Sırları bu odada öğrenirdik, sırları bu odaya gömerdik.

Birleşik masalar üzerinde yan yana dizilmiş bilgisayarların ekranında hızla bir şeyler değişiyordu. Bizimkiler muhtemelen toplantı odasınsaydı.

YOLUN SONUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin